T.C.
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU
BAŞKANLIĞI
Sigorta Primleri
Genel Müdürlüğü
Tarih : 18.06.2020
Sayı : 51592363-010.06.01-E.7156781
Konu : İşveren
İşlemleri Genelgesi
GENELGE
2020/20
İÇİNDEKİLER
GENEL AÇIKLAMALAR
BİRİNCİ
KISIM
İŞYERİ, İŞVEREN, İŞVEREN VEKİLİ, GEÇİCİ İŞ İLİŞKİSİ KURULAN
İŞVEREN VE ALT İŞVEREN KAVRAMLARI İLE 5510 SAYILI KANUNUN 4. MADDESİNİN BİRİNCİ
FIKRASININ (a) BENDİ KAPSAMINDA SİGORTALI ÇALIŞTIRAN İŞYERLERİNİN TESCİL
İŞLEMLERİ ..................... 17
BİRİNCİ BÖLÜM
İŞYERİ,
İŞVEREN, İŞVEREN VEKİLİ, GEÇİCİ İŞ İLİŞKİSİ KURULAN İŞVEREN VE ALT İŞVEREN KAVRAMLARI 17
1-İŞVEREN KAVRAMI ........................................................................................... 17
1.1-İşveren sayılmada temel unsurlar ..................................................................... 18
2-İŞVEREN VEKİLİ KAVRAMI ............................................................................... 19
3-GEÇİCİ İŞ İLİŞKİSİ KURULAN İŞVEREN KAVRAMI ........................................ 20
4-İŞYERİ KAVRAMI ............................................................................................... 23
5-ALT İŞVEREN KAVRAMI ................................................................................... 25
5.1-İşyerinde sigortalı çalıştıran asıl işverenin varlığı ................................................ 25
5.2-Alt işverenin yapmayı üstlendiği iş için sigortalı çalıştırması
ve işin asıl işverenin
işyerinde yürütülmesi ............................................................................................... 25
5.3-Alt işverenin işyerinde asıl işverenin yapmış olduğu ana işin, bir bölümünde,
eklentilerinde, veya yardımcı işlerinde iş alması ...................................................... 26
İKİNCİ BÖLÜM
SİGORTALI ÇALIŞTIRAN İŞYERLERİNİN TESCİL İŞLEMLERİ ............................ 27
1-İŞYERİ BİLDİRGESİNİN GÖNDERİLMESİ VE TESCİL İŞLEMLERİ ..................... 27
1.1- Tescil edilecek
işyerlerinde işyeri bildirgesinin
gönderilmesinden sonra işverenler veya yetki verilen kişilerce yapılacak
işlemler ile işyeri bildirgesi ekinde verilecek belgeler....29
1.2-İşyeri bildirgesinin gönderilmesinden sonra ünite
tarafından yapılacak işlemler ...... 29
2- İŞYERİNİN RESEN TESCİLİ .................................................................................... 30
2.1-Resen yapılan işyeri tescillerinde diğer hükümler .................................................... 30
3. KENDİLİĞİNDEN
VERİLEN İŞYERİ BİLDİRGESİ VEYA RESEN İŞYERİ TESCİLİ
HALİNDE ÜNİTECE YAPILACAK DİĞER İŞLEMLER ............................................... 31
3.1.- İş kolu kodunun belirlenmesi ve iş kolu kodunda değişiklik
işlemleri .................... 31
3.2- İşyeri
dosyasının açılması ve alt işverenlerin tescili ................................................ 37
4- İHALE KONUSU VEYA ÖZEL SEKTÖR TARAFINDAN TEKRAREN VERİLEN İŞLERDE
İŞYERİ DOSYASI TESCİL EDİLMEKSİZİN AYNI DOSYADAN İŞLEMLERİN YÜRÜTÜLMESİNİN USUL
VE ESASLARI 38
4.1- Aralarında yapılan sözleşme ile verilen veya 2886 sayılı Devlet
İhale Kanunu ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunları dahil
olmak üzere ihale edilen güvenlik, temizlik, taşıma ve benzeri nitelikteki
hizmet alımı işinin yapıldığı bir işyeri dosyanın bulunması ....................................................................................................... 39
4.2- İşverenin yazılı talebinin olması ............................................................................... 39
4.3- İşin aynı işverene verilmesi .................................................................................... 40
4.4- Mevcut dosyadan yapılan iş ile söz konusu dosyadan yapılmaya devam edecek işin
iş kolu kodunun aynı olması 40
4.5- Yeni işin aynı işverene tekraren sözleşmeyle verilmiş veya ihale
edilmiş olması ve yeni iş için, eski işin bitim tarihini takip eden aya ait
aylık prim ve hizmet belgesi/muhtasar ve prim hizmet beyannamesi verilmiş
olması 41
4.6- Mevcut dosyadan yapılmakta olan iş ile tekraren verilen veya ihale edilen işin
personel çalıştırılmasına dayalı güvenlik, temizlik, taşıma ve benzeri
nitelikteki hizmet alımı niteliğinde bir iş olması .... 41
4.7- Yukarıda
belirtilen şartları taşımamasına rağmen tekraren (4.2
numaralı bölümde belirtilen
şart hariç) verilen işlerin yeni
işyeri dosyası tescil ettirilmeksizin tamamlandığının sonradan anlaşılması 41
5- SOSYAL SİGORTA
İŞLEMLERİ YÖNETMELİĞİNİN 27 NCİ MADDESİNİN ON BİRİNCİ FIKRASINA İSTİNADEN
İŞYERİ DOSYALARININ BİRLEŞTİRİLMESİ....42
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İŞYERİ DOSYALARINDA BİRLEŞME, NEVİ DEĞİŞİKLİĞİ, KATILIM, ADİ
ŞİRKETLERE YENİ ORTAK ALINMASI İLE DEVİR, NAKİL, İNTİKAL İŞLEMLERİ .................................................. 42
1- ŞİRKETLERİN
BİRLEŞMESİ, NEVİLERİNİN DEĞİŞMESİ VEYA DİĞER BİR ŞİRKETE KATILMASI, ADİ
ŞİRKETLERDE YENİ ORTAK ALINMASI HALLERİNDE İŞYERİ DOSYASI TESCİL İŞLEMLERİ 42
2-İŞYERİ
DOSYALARINDA DEVİR, NAKİL, İNTİKAL VE BÖLÜNME İŞLEMLERİ 44
2.1-İşyerinin devri veya intikali .......................................................................................... 45
2.2-İşyerinin nakli ............................................................................................................... 48
2.3- İşyerinin bölünmesi .................................................................................................... 50
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
İŞYERİ TESCİL,
İŞVERENLİK İŞLEMİNDE ÖZELLİKLİ KONULAR VE DİĞER HUSUSLAR 51
1-FARKLI ÜCRET ÖDEME DÖNEMLERİNDE VE KAMU KURUM VE KURULUŞLARINDA
FARKLI STATÜDE SİGORTA BULUNMASI HALİNDE İŞYERİ TESCİLİ ....................................................... 51
2- TEK İHALE İLE BİRDEN FAZLA ÜNİTENİN GÖREV ALANINA GİREN BİR İŞİN
YAPILMASI HÂLİNDE TESCİL İŞLEMİ ................................................................................................................................ 51
3-
AYNI
İŞVEREN TARAFINDAN YAPTIRILAN VE
BİRDEN FAZLA YAPI RUHSATI BULUNAN ÖZEL NİTELİKTEKİ BİNA İNŞAATI İŞYERLERİNDE
TESCİL İŞLEMİ 52
4- BELİRLİ YERDE YAPILMAYAN VE BELİRLİ BİR MERKEZDEN SEVK VE İDARE
EDİLEN İŞLERİN TESCİLİ 52
5- İNŞAAT, TESİSAT, TAMİRAT VE TADİLÂT İŞLERİNDE İŞVERENLİK VE
İŞYERİ TESCİLİ 53
5.1- İnşaat, tamirat, tadilat ve tesisat işlerinin özel olarak
yapılması halinde işverenlik ve işyeri tescili 53
5.2- İnşaat, tamirat, tadilat ve tesisat işlerinin ihale
suretiyle yaptırılması .......................... 54
6- KARA,
DENİZ VE HAVA ARAÇLARINDA İŞVERENLİK VE TESCİL İŞLEMİ 56
6.1- Kara taşıtlarında tescil işlemi ................................................................................ 56
6.2- Deniz taşıtlarında tescil işlemi .............................................................................. 56
6.3-Yabancı bandıralı gemilerde işyeri tescili .............................................................. 57
6.4- Aynı işkolunda bulunan birden çok kara veya deniz yahut hava
ulaştırma araçlarının tescil işlemi 58
7- RUHSATLARA VE TİCARET SİCİL MÜDÜRLÜKLERİ TARAFINDAN YAPILAN BİLDİRİMLERE
İSTİNADEN YAPILACAK İŞYERİ TESCİLİ ................................................................................... 58
7. 1- Genel Açıklamalar .............................................................................................. 58
7.2- Ticaret sicili müdürlüklerince
tescil edilen şirket kuruluşlarına istinaden otomatik işyeri tescili 59
7.3- Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye
yetkili diğer kamu ve özel hukuk tüzel kişilerince
verilen yapı ruhsatlarına istinaden otomatik işyeri tescili ................................................................................... 60
7.4- Diğer
Hususlar ..................................................................................................... 62
8- İHALE
KONUSU PERSONEL, ÖĞRENCİ VEYA DİĞER TAŞIMA İŞLERİNDE İŞYERİ DOSYASI TESCİL EDİLMESİ
................................................................................................................... 62
9- MADEN VE TAŞ
OCAĞI İŞYERLERİNİN TESCİLİ VE İŞVERENLİK İLİŞKİLERİ 63
10- NOTERLİK İŞYERLERİNİN TESCİLİ VE DEVRİ .............................................. 63
11- MÜMEYYİZ KÜÇÜKLERE VE SINIRLI EHLİYETSİZLERE AİT İŞYERLERİNİN
TESCİLİ 64
12- KONSORSİYUM VE İŞ ORTAKLIĞI ŞEKLİNDE ÜSTLENİLEN İHALE KONUSU İŞLERİN
TESCİLİ 64
12.1- Konsorsiyum ve
iş ortaklığında alt işverenlik .................................................... 65
13- KONUT
İŞYERLERİ İLE İŞHANI VE PASAJ
İŞYERLERİNDE İŞVERENLİK 65
14-OKUL AİLE BİRLİKLERİNDE İŞYERİ TESCİLİ .................................................. 67
15- AİLE HEKİMLİKLERİNDE İŞYERİ TESCİLİ ...................................................... 67
16- ÜLKEMİZLE ARASINDA SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMESİ OLMAYAN ÜLKELERDE
İŞ ÜSTLENEN İŞVERENLERE AİT İŞYERLERİNİN TESCİLİ ........................................................ 68
17- İSTİSNA AKDİ KAPSAMINDA ALMANYA’DA İŞ ALAN İŞVERENLERE AİT İŞYERLERİNİN
TESCİLİ 70
18- 5510 SAYILI KANUNUN
GEÇİCİ 20 NCİ MADDESİ KAPSAMINDA
İŞYERİ TESCİLİ 71
19- YED-İ EMİN, TASFİYE MEMURLARI VE KAYYUMLAR ............................ 71
20- LİBYA’DA İŞ ALAN TÜRK İŞVERENLERE AİT İŞYERLERİNİN TESCİLİ . 72
21- İŞSİZLİK ÖDENEĞİNDEN YARARLANAN KİŞİLER İLE TÜRKİYE İŞ
KURUMU TARAFINDAN DÜZENLENEN MESLEK EDİNME, GELİŞTİRME VE DEĞİŞTİRME EĞİTİMİNE
KATILAN KURSİYERLER İÇİN İŞYERİ DOSYASI TESCİLİ
72
BEŞİNCİ BÖLÜM
İŞYERİ
DOSYALARININ KANUN KAPSAMINDAN ÇIKARILMASI VE İZ İŞLEMLERİ 72
1-İŞYERİ DOSYALARININ KANUN
KAPSAMINDAN ÇIKARILMASI İŞLEMLERİ 73
1.1-En az iki yıllık süreden bu yana gayri faal olan işyerlerinin 5510
sayılı kanun kapsamından çıkarılması ve iz işlemleri
73
1.2-“İşyeri
teftişten sarfınazar tutanağı” ve “İşyerinin kanun kapsamından çıkarılma fişi 74
2- İŞYERİ DOSYALARININ İMHA İŞLEMLERİ ................................................ 74
3-KANUN KAPSAMINDAN ÇIKMIŞ
İŞYERLERİNDEN AYLIK PRİM VE HİZMET BELGESİ/MUHTASAR
VE PRİM HİZMET BEYANNAMESİ VERİLMESİ 74
İKİNCİ
KISIM
SİGORTA PRİMİNE ESAS
KAZANÇLAR İLE SİGORTA PRİMİNE TABİ OLMAYACAK KAZANÇLAR 76
BİRİNCİ BÖLÜM
GÜNLÜK KAZANÇ
SINIRLARI VE PRİME ESAS KAZANCIN ÜST SINIRINI AŞAN PRİMLERİN İADE İŞLEMLERİ
1-GÜNLÜK KAZANÇ SINIRLARI ...................................................................... 76
2-PRİME ESAS KAZANCIN ÜST SINIRINI AŞAN PRİMLERİN İADE İŞLEMLER 76
İKİNCİ BÖLÜM
KANUNUN 4. MADDESİNİN BİRİNCİ FIKRASININ (a) BENDİ KAPSAMINDAKİ
SİGORTALILAR YÖNÜNDEN SİGORTA PRİMİNE ESAS OLAN VE OLMAYAN KAZANÇLAR İLE KISMEN
PRİME TABİİ TUTULACAK KAZANÇLAR ..................................................................................................... 78
1- KANUNUN 4.
MADDESİNİN BİRİNCİ FIKRASININ (a) BENDİ KAPSAMINDAKİ SİGORTALILAR YÖNÜNDEN PRİME
ESAS KAZANÇLAR 78
1.1-Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki
sigortalılar yönünden ücret ve ücret niteliğindeki kazançların prime tabii
tutulması ......................................................................... 79
1.2- Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki
sigortalılar yönünden ücret dışı ödemelerin prime tabii tutulması ....................................................................................................... 80
1.3- Hizmet akdinin
feshinin geçersizliği halinde yapılacak ödemeler
............... 81
1.4. Sigortalıların idari yargı kararlarına istinaden görevlerine iade
edilmesi üzerine yapılacak işlem 82
2- KANUNUN 4.
MADDESİNİN BİRİNCİ FIKRASININ (A) BENDİ KAPSAMINDAKİ SİGORTALILAR YÖNÜNDEN
KISMEN PRİME TABİ TUTULACAK KAZANÇLAR .................. 83
2.1- Yemek paraları ............................................................................................. 83
2.2- Çocuk zammı (yardımı) ................................................................................ 84
2.3- Aile zammı (yardımı) .................................................................................... 85
2.4- Özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine
ödenen ve aylık toplamı asgarî ücretin % 30 unu geçmeyen özel sağlık sigortası
primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları 86
3- KANUNUN 4.
MADDESİNİN BİRİNCİ FIKRASININ (A) BENDİ KAPSAMINDAKİ SİGORTALILAR YÖNÜNDEN
PRİME TABİ TUTULMAYACAK KAZANÇLAR 86
3.1. Ayni Yardımlar .............................................................................................. 86
3.2. Ölüm, Doğum ve Evlenme Yardımları ......................................................... 86
3.3. Görev Yollukları ........................................................................................... 86
3.4. Seyyar Görev Tazminatı, Kıdem Tazminatı, İş Sonu Tazminatı veya
Kıdem Tazminatı Mahiyetindeki Toplu Ödemeler ve Keşif Ücreti ................................................................................... 87
3.5. İhbar Tazminatı ............................................................................................ 87
3.6- Kasa Tazminatı (Mali Sorumluluk Tazminatı) ............................................. 88
3.7. Kanunda İstisna Olarak Sayılmayan Diğer Ödemeler ................................ 88
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
KANUNUN 4. MADDESİNİN BİRİNCİ FIKRASININ (A) BENDİ KAPSAMINDAKİ
SİGORTALILAR YÖNÜNDEN PRİME ESASLARIN KAZANÇLARIN BELİRLENMESİNDE DİĞER HUSUSLAR 89
1-İŞVERENLERE YÖNELİK OLARAK AÇILAN ALACAK DAVALARINDA ALINAN KARARLARA
İLİŞKİN YAPILACAK İŞLEMLER 89
1.1-Alacak davaları yönünden ........................................................................... 89
1.2-Bahsekonu mahkeme kararlarına istinaden sosyal güvenlik il müdürlüklerince/sosyal güvenlik merkezlerince yapılacak diğer işlemler 90
2-657 SAYILI KANUNUN 4.
MADDESİNİN BİRİNCİ FIKRASININ (B) BENDİ UYARINCA İSTİHDAM EDİLEN SÖZLEŞMELİ PERSONELE
YAPILAN EK ÖDEMELERDEN SİGORTA PRİMİ KESİNTİSİ YAPILIP YAPILMAYACAĞI
.............................................................................................................................. 90
3-ALTIN BEDELLERİNİN PRİME TABİ OLUP OLMAYACAKLARI 91
4- İŞ
AKDİNİN İKALE (BOZMA) SURETİYLE SONLANMASI HALİNDE YAPILACAK ÖDEMELERİN SİGORTA
PRİMİNE ESAS KAZANCA DAHİL EDİLİP EDİLMEYECEĞİ VE
İKALE (BOZMA) TAZMİNATI ADI ALTINDA YAPILAN ÖDEMELERİN KIDEM TAZMİNATI
MAHİYETİNDEKİ TOPLU ÖDEMELER KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLİP DEĞERLENDİRİLMEYECEĞİ 92
5- ALIŞVERİŞ VEYA HEDİYE ÇEKİ/KARTI/FİŞLERİ İLE ÇALIŞANLAR İÇİN
AYNI YARDIM ADI ALTINDA ÜÇÜNCÜ KİŞİLERE YAPILAN DİĞER ÖDEMELERİN PRİME TABİ.............. TUTULUP TUTULMAYACAĞI 92
6- 6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNUN 8 İNCİ MADDESİNİN 7 NCİ
FIKRASI KAPSAMINDA YAPILAN ÖDEME İLE 5947 SAYILI KANUNUN 10. MADDESİ İLE 657
SAYILI KANUNUN EK 33. MADDESİNDE DÜZENLENEN; SÖZLEŞMELİ PERSONELE ÖDENEN NÖBET
ÜCRETİNİN PRİME TABİ TUTULUP TUTULMAYACAĞI ............................................................................................... 93
7- HUZUR HAKKI ÖDEMELERİNİN PRİME TABİ OLUP OLMADIĞI .............. 94
8-ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİNİN PRİME TABİ OLUP OLMADIĞI ................... 94
9-5746 SAYILI ARAŞTIRMA
VE GELİŞTİRME FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KANUN İLE 4691 SAYILI
TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİ KANUNUN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KANUN UYARINCA
NET ÜCRET ALAN SİGORTALILARIN PRİME ESAS KAZANCININ HESAPLANMASI..95
ÜÇÜNCÜ
KISIM
AYLIK PRİM HİZMET BELGELERİNİN/ MUHTASAR VE PRİM HİZMET BEYANNAMELERİNİN
SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNA VERİLMESİNE DAİR USUL VE ESASLAR ......... 103
BİRİNCİ BÖLÜM
5510 SAYILI KANUNUN 4. MADDESİNİN BİRİNCİ FIKRASININ (A) BENDİ
KAPSAMINDA SİGORTALI SAYILANLAR YÖNÜNDEN AYLIK PRİM VE HİZMET BELGESİNİN
DÜZENLENMESİ KURUMA VERİLMESİ VE İŞLEME ALINMASI ................. 103
1- AYLIK PRİM
VE HİZMET BELGELERİNİN DÜZENLENMESİ ..................... 103
1.1-İşveren ve işyerine ilişkin bilgiler .................................................................... 103
1.2- Sigortalılara ilişkin bilgiler ............................................................................... 104
1.3-Belgeye ilişkin bilgiler .................................................................................... 120
1.4- Belgeyi düzenleyen kişiye ilişkin bilgiler ....................................................... 121
2- AYLIK PRİM
VE HİZMET BELGELERİNİN KURUMA VERİLMESİ ............ 121
2.1- Fiili hizmet süresi
zammı kapsamında çalışan sigortalılarla ilgili yapılacak bildirimler
.............................................................................................................................. 125
2.2 Aylık prim ve
hizmet belgesinin sonradan verilmesi ve belgenin işleme alınma usülleri 127
3-E-SİGORTA
UYGULAMASINA BAŞVURULMASI, E-SİGORTA SÖZLEŞMESİNİN E-DEVLETTEN
ONAYLANMASI VE AKTİVASYON İŞLEMLERİ 129
3.1- Başvuru ......................................................................................................... 129
3.2. E-Bildirge başvurusunda vekaletname ........................................................ 130
3.3- E-Bildirge başvurusunda istisnai durumlar ................................................... 131
3.4. E-Bildirge şifre başvurusuna istinaden e-devlet üzerinden şifrenin
alınması . 131
3.5- Ünite tarafından yapılacak işlemler ............................................................... 133
3.6- Şifrenin iptali .................................................................................................. 133
3.7- Şifrenin çalınması, kaybolması, unutulması ................................................... 134
3.8-E-sigorta
uygulamasına ilişkin diğer hususlar ................................................. 134
4-MUHTASAR VE PRİM HİZMET BEYANNAMESİNİN DÜZENLENMESİ, VERİLMESİ VE İŞLEME ALINMASI 134
4.1- Muhtasar ve prim
hizmet beyannamesinin verilmesi .................................... 134
4.2- Muhtasar ve prim
hizmet beyannamesinin düzenlenmesi ............................ 135
4.3-Diğer Hususlar ................................................................................................ 137
DÖRDÜNCÜ
KISIM
5510 SAYILI KANUNUN 4. MADDESİNİN BİRİNCİ FIKRASININ (A) BENDİ KAPSAMINDA
SİGORTALI SAYILANLAR YÖNÜNDEN PRİMLERİN ÖDENMESİNE İLİŞKİN İŞLEMLER 139
BİRİNCİ BÖLÜM
KANUNUN 4.
MADDENİN BİRİNCİ FIKRASININ (A) BENDİ KAPSAMINDA SİGORTALI OLANLAR YÖNÜNDEN PRİMLERİN ÖDENME SÜRELERİ VE USULLERİ 139
1- KANUNUN 4. MADDENİN BİRİNCİ FIKRASININ (A) BENDİ KAPSAMINDA SİGORTALI
OLANLAR YÖNÜNDEN PRİMLERİN ÖDEME YÜKÜMLÜLERİ VE PRİM ÖDEME SÜRELERİ 139
2- PRİM
BORÇLARININ KATMA DEĞER VERGİSİ İADE ALACAĞINDAN MAHSUP SURETİYLE ÖDENMESİ 142
3- PRİMLERİN ÖDENMESİ GEREKEN SÜRENİN SON GÜNÜNÜN TATİLE RASTLAMASI
145
4- PRİM BORÇLARINA HALEF OLMA VE DİĞER HÜKÜMLER ................... 145
5- GECİKME CEZASI VE ZAMMI UYGULAMASI .......................................... 146
5.1- Prim ve diğer alacaklar yönünden hesaplama ............................................ 146
5.2- İdari para cezaları yönünden ....................................................................... 148
6-Prim iade işlemleri .......................................................................................... 149
BEŞİNCİ KISIM
AFET VE DİĞER MÜCBİR SEBEP HALLERİNDE BELGELERİN VE BEYANNAMELERİN
VERİLME SÜRESİ VE PRİMLERİN ERTELENMESİNE İLİŞKİN İŞ VE İŞLEMLER .................. 152
GENEL AÇIKLAMALAR ................................................................................. 152
BİRİNCİ BÖLÜM
YANGIN, SU BASKINI,
SEL, KURAKLIK, YER KAYMASI, DEPREM GİBİ
AFETLERLE AĞIR HASTALIK, AĞIR KAZA, TUTUKLULUK VE SABOTAJ GİBİ NEDENLERLE
BAKANLIK VE MALİYE BAKANLIĞINCA MÜŞTEREKEN BELİRLENEN VAKA, AFET VEYA MÜCBİR
SEBEP HÂLLERİNDE BELGELERİN VERİLME SÜRESİ VE PRİMLERİN ERTELENMESİ ..................................................... 153
1.BORÇLARIN DURUMUNA
GÖRE YAPILACAK ERTELEME İŞLEMLERİ 153
1.1- Vaka, afet veya Bakanlık
ve Maliye Bakanlığınca müştereken belirlenen vaka, afet veya mücbir sebep tarihinden önce ödeme süresi dolmuş mevcut
borçlar 153
1.2. Vaka, afet
Bakanlık ve Maliye Bakanlığınca müştereken
belirlenen vaka, afet veya mücbir sebebin meydana geldiği tarihi takip eden
üçüncü ayın sonuna kadar tahakkuk edecek borçların tespiti 154
1.3- Vaka veya afetin
belgelenmesi ................................................................ 154
1.4- Prim ödeme aczine düşüldüğünün belgelenmesi ..................................... 155
1.5. Erteleme döneminde gecikme zammı hesaplanması ................................ 155
1-6- Vaka, afet veya Bakanlık ve Maliye Bakanlığınca
müştereken belirlenen vaka, afet veya mücbir sebep durumunda aylık prim ve
hizmet belgesi/muhtasar prim ve hizmet beyannamesinin verilme süresi 155
İKİNCİ BÖLÜM
YETKİLİ MAKAMLARCA GENEL HAYATI ETKİLEDİĞİNE DAİR KARAR VERİLEN
VAKA, AFET VEYA MÜCBİR SEBEP HÂLLERİNDE YAPILACAK İŞLEMLER ........................ 156
ALTINCI KISIM
PRİMLER VE İDARİ
PARA CEZALARININ TERKİN VE ZAMANAŞIMI
158
BİRİNCİ BÖLÜM
SİGORTA PRİMİ,
İŞSİZLİK SİGORTASI PRİMİ VE İDARİ PARA CEZASI ALACAKLARININ TERKİNİ 158
1.ÖDEME VADESİNE GÖRE YAPILACAK TERKİN İŞLEMLERİ .............. 159
1.1- ÖDEME VADESİ 31.12.2015 VEYA ÖNCEKİ BİR TARİHTE SONA ERMİŞ
OLAN ALACAKLAR YÖNÜNDEN TERKİN İŞLEMLERİ ....................................................................................... 159
1.2- ÖDEME VADESİ 31.12.2015 TARİHİNDEN SONRA SONA ERMİŞ
ALACAKLAR YÖNÜNDEN TERKİN İŞLEMLERİ ...................................................................................................... 160
1.3- ÖDEME VADESİ HEM 31.12.2015 TARİHİNDEN ÖNCE HEM DE 31.12.2015
TARİHİNDEN SONRA SONA ERMİŞ ALACAKLAR YÖNÜNDEN TERKİN İŞLEMLERİ ............................ 161
1.4- TERKİN YETKİSİ ..................................................................................... 161
1.5- TERKİN EDİLEN ALACAKLARIN SAYIŞTAY BAŞKANLIĞINA BİLDİRİLMESİ 161
İKİNCİ BÖLÜM
1.EĞİTİME
KATKI PAYI, ÖZEL İŞLEM VERGİSİ VE DAMGA VERGİSİ ALACAKLARININ TERKİNİ 161
1.1- 5510 sayılı Kanun kapsamından çıkarılmış işyeri dosyalarında mevcut
eğitime katkı payı, özel işlem vergisi ve damga vergisi alacaklarının zamanaşımı
nedeniyle terkini ............................................... 162
1.2-Zamanaşımına
girmiş olması nedeniyle terkin edilmesi uygun görülen eğitime katkı payı, özel
işlem vergisi, damga vergisi alacaklarına ilişkin “Bütçe Gelirleri Tahakkuk
Artıklarından Zamanaşımına Uğramış Olanlara İlişkin Ayrıntı Cetvel”inin
düzenlenmesi 163
1.3- 5510 sayılı
Kanun kapsamından çıkarılmış işyeri dosyalarında mevcut eğitime katkı payı, özel işlem vergisi ve damga vergisi alacaklarının
zamanaşımına uğramamış olmasına rağmen,
tahsil imkansızlığı veya alacağın tahsili için
yapılacak giderlerin alacaktan fazla olması
nedeniyle terkini 164
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
1. SİGORTA
PRİMİ VE İŞSİZLİK SİGORTASI PRİMLERİNDE ZAMANAŞIMI 165
1- İşverenlerce kendiliğinden düzenlenen ve yasal süresi içinde
Kuruma verilen veya yasal süresi dışında verilmekle birlikte incelemeye sevk
edilmeksizin işleme alınan prim belgelerinden/beyannamelerinden dolayı tahakkuk
eden sigorta primi ve işsizlik sigortası primlerinin tahsilinde dikkate
alınacak zamanaşımı süresi 166
2- Mahkeme kararına, denetim ve kontrolle görevli memurlarca yapılan
tespitlere veya bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile
kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelere istinaden
düzenlenen prim belgelerinden dolayı tahakkuk eden primlerin tahsilinde dikkate
alınacak zamanaşımı süresi 168
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
İDARİ PARA CEZALARINDA ZAMANAŞIMI .............................................. 169
1. İDARİ PARA CEZALARINDA ZAMANAŞIMI SÜRESİ .............................. 169
1.1- İdari para cezalarında tahakkuk zamanaşımı süresi ................................. 169
1.2- İdari para cezalarında tahsil zamanaşımı süresi ........................................ 171
BEŞİNCİ BÖLÜM
1.ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN KESİLMESİ VE DURMASI ............................ 173
1.1- Zamanaşımının kesilmesi ......................................................................... 173
1.2. Zamanaşımının durması (işlememesi) ...................................................... 175
ALTINCI BÖLÜM
ORTAK HÜKÜMLER .................................................................................... 176
1.ZAMANAŞIMINA İLİŞKİN ORTAK HÜKÜMLER ....................................... 176
1.1- 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre zamanaşımı .................................... 176
1.2. Zamanaşımına giren borç ile ilgili olarak ünite tarafından yapılacak işlemler 177
1.3. Posta
veya memur eliyle tebliğ edilemeyen borçların tebliğ edilme usulü 178
1.4- Terkin edilen alacakların, borcu yoktur yazısının verilmesine etkisi 178
1.5. Alacağın terkin edilmesi durumunda yapılacak
işlem 178
1.6. İşsizlik sigortasının terkin edilmesi durumunda yapılacak işlem 178
1.7. Muhasebe İşlemleri
................................................................................... 178
YEDİNCİ KISIM
5510 SAYILI KANUNUN
EK-9. MADDESİ KAPSAMINDA EV HİZMETLERİNDE
SİGORTALI ÇALIŞTIRAN GERÇEK KİŞİLERE AİT TESCİL, PRİM TAHAKKUK VE TAHSİLAT
İŞLEMLERİ 179
BİRİNCİ BÖLÜM
5510 SAYILI KANUNUN
EK-9. MADDESİNİN KAPSAMI ........................... 179
1-5510 SAYILI KANUNUN
EK-9. MADDESİ KAPSAMINDA ÇALIŞANLAR 179
İKİNCİ BÖLÜM
EV HİZMETLERİNDE
AYDA AYNI KİŞİ YANINDA 10 GÜN VE DAHA FAZLA SÜRE İLE SİGORTALI ÇALIŞANLAR 180
1. EV HİZMETLERİNDE AYDA AYNI KİŞİ YANINDA 10 GÜN VE DAHA FAZLA SÜRE
İLE SİGORTALI ÇALIŞANLARIN DURUMU ............................................................................ 180
1.1- EV HİZMETLERİNDE 10 GÜN VE DAHA FAZLA SÜRE İLE SİGORTALI ÇALIŞTIRANLARIN
İŞVERENLİK UYGULAMALARI ............................................................................................ 182
1.2- EV HİZMETLERİNDE 10 GÜN VE DAHA FAZLA SÜREYLE SİGORTALI ÇALIŞANLARIN
BİLDİRİMİ VE TESCİL İŞLEMLERİ ........................................................................................ 182
1.3- EKSİK GÜN BİLDİRİMİ/BEYAN DEĞİŞİKLİĞİ ....................................... 184
1.4- SİGORTALILIĞIN SONA ERMESİ .......................................................... 186
1.5- EV HİZMETLERİNDE 10 GÜN VE FAZLA SÜRE İLE ÇALIŞANLARIN PRİM
ORANLARI 186
1.6- DAMGA VERGİSİ .................................................................................... 187
1.7- İDARİ PARA CEZASI ................................................................................. 187
1.8. GENEL SAĞLIK SİGORTALILIĞI VE YARARLANMA ŞARTLARI .......... 187
1.9. İŞ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞI BİLDİRİMİ VE SAĞLANAN
YARDIMLAR 188
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
EV HİZMETLERİNDE
AYNI KİŞİ YANINDA AYDA 10 GÜNDEN AZ SÜRE İLE SİGORTALI ÇALIŞANLAR 188
1.EV HİZMETLERİNDE AYDA AYNI KİŞİ YANINDA 10 GÜN VE DAHA AZ SÜRE İLE
SİGORTALI ÇALIŞANLARIN DURUMU ................................................................................ 188
1.1- Ev hizmetlerinde 10 günden az süreyle sigortalı çalışanların bildirimi .......... 188
1.2- Ev hizmetlerinde 10 günden az çalışanların uzun vadeli sigorta kolları ve genel
sağlık sigortası 189
1.3- Ev hizmetinde 10 günden az süre ile sigortalılığı bulunanların diğer
statülerdeki sigortalılığı 190
1.4- Ev hizmetlerinde 10 günden az çalışanların prim oranları ............................ 191
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
EV HİZMETLERİNDE
ÇALIŞTIRILANLARA İLİŞKİN DİĞER
HUSUSLAR 192
1- 1.4.2015 TARİHİNDEN
ÖNCE EV HİZMETLERİNDE SİGORTALI ÇALIŞTIRAN GERÇEK KİŞİLER HAKKINDA YAPILACAK İŞLEMLER
192
2-1.4.2015 TARİHİNDEN
SONRA İŞVEREN SİSTEMİNDE YAPILACAK İŞLEMLER 192
3-EV HİZMETLERİNDE KANUNUN EK-9. MADDE KAPSAMINDA ÇALIŞANLARIN
ÜNİTELERCE TAKİBİ 192
BEŞİNCİ BÖLÜM
5510 SAYILI KANUNUN EK-9. MADDESİ KAPSAMINDA KONUT KAPICILIĞI İŞYERLERİNDE ÇALIŞANLAR 193
1.GENEL AÇIKLAMALAR ......................................................................................... 193
2.KONUT KAPICILIĞI KAPSAMINDA OLANLAR .................................................... 194
3.KONUT KAPICILIĞI
İŞYERLERİNİN İŞVERENLİK VE TESCİL UYGULAMALARI....194
4.1/3/2019 TARİHİNDEN
İTİBAREN KOLAY İŞVERENLİK KAPSAMINA ALINAN KONUT KAPICILIĞI
İŞYERLERİNDE İŞYERİ VE SİGORTALI TESCİL İŞLEMLERİ 194
5.TAHAKKUK VE PRİMLERİN ÖDENMESİ ............................................................. 195
6.SİGORTALILIĞIN SONA ERMESİ VE BİLDİRİMİ ................................................. 197
7.KONUT KAPICILIĞI İŞYERLERİNDE ÇALIŞANLARIN PRİM ORANLARI ......... 197
8.DİĞER DÜZENLEMELER VE ORTAK HUSUSLAR ............................................. 197
8.1-YABANCI UYRUKLULARIN EK 9. MADDE KAPSAMINDA KONUT KAPICILIĞI İŞYERLERİNDE ÇALIŞMASI 197
8.2-KONUT KAPICILIĞI
İŞYERLERİNDE ÇALIŞTIRILACAKLARA İLİŞKİN İDARİ PARA CEZALARI 197
8.3.-KOLAY İŞVERENLİK
KAPSAMINDA KONUT KAPICILIĞI İŞYERLERİNDE ÇALIŞANLARIN İŞ KAZASI VE MESLEK
HASTALIĞI BİLDİRİMLERİ VE BU KAPSAMDA YAPILACAK YARDIMLAR 198
8.4-KOLAY İŞVERENLİK
KAPSAMINDA KONUT KAPICILIĞI İŞYERLERİNDE PRİM TEŞVİK,
DESTEK VE İNDİRİM UYGULAMALARI 198
8.5-İŞE GİRİŞİ
SİSTEMDE KAYITLI OLMAYAN SİGORTALILARA İLİŞKİN YAPILACAK İŞLEMLER 198
SEKİZİNCİ KISIM
DİĞER HUSUSLAR ............................................................................................... 199
1.YOL VE YEMEK PRİM İADELERİ ...................................................................... 199
2.KAMU SEKTÖRÜNE İLİŞKİN MAHİYET KODUNUN BELİRLENMESİ ........... 204
3. E-SİGORTA
SÖZLEŞMELERİNİN İMHA SÜRESİ 207
4. MAHKEMELERDEN İNTİKAL EDEN MÜZEKKERE YAZILARI ...................... 208
5. 5510 SAYILI KANUNUN
EK-10. MADDESİ KAPSAMINDA OLANLARDAN İŞSİZLİK
SİGORTASI KESİLMEMESİ ........................................................................................................ 208
6. HİZMET AKDİNİN FESHİNİN GEÇERSİZLİĞİ HALİNDE YAPILACAK
ÖDEMELERE İLİŞKİN BELGELERİN VERİLMESİ VE PRİMLERİN ÖDENMESİ İŞLEMLERİ 210
7.ARABULUCULUK SÖZLEŞMELERİNİN
MAHKEME İLAMI OLARAK SAYILIP SAYILMAYACAĞI 211
8.DAMGA VERGİSİNDEN MUAF OLAN BU İŞVERENLER ADINA TAHAKKUK ETMİŞ DAMGA
VERGİLERİNİN TERKİN EDİLİP EDİLEMEYECEĞİ, BU VERGİLERİN ÖDENMİŞ OLMASI HALİNDE
İADE EDİLİP EDİLEMEYECEĞİ VE SAHTE İŞYERİ TESCİL ETTİRDİĞİ TESPİT EDİLEN
KİŞİLERCE, SAHTE TESCİLLİ İŞYERLERİNDEN BİLDİRİLEN AYLIK PRİM VE HİZMET BELGELERİNDEN
DOLAYI TAHAKKUK ETMİŞ VE ÖDENMEMİŞ DAMGA VERGİLERİNİN TERKİN EDİLİP EDİLEMEYECEĞİ 212
9.MALİ TATİL UYGULAMASI .................................................................................. 213
10.BELGE, BİLDİRGE
VE BEYANNAMELERİN KASTEN GERÇEĞE AYKIRI OLARAK DÜZENLENMESİ
213
10.1-Aylık prim ve hizmet belgeleri ile sigorta primleri yönünden ............................. 214
10.2-4857 sayılı
İş kanununa göre asıl işveren alt işveren ilişkisinin olmadığının tespiti halinde yapılacak işlemler 215
11.ALACAKLARIN ZAMANAŞIMINA
UĞRATILMAMASI .................................................................................................... 216
12. SOSYAL SİGORTA
İŞLEMLERİ YÖNETMELİĞİNİN EK-4. MADDESİNİN UYGULANMASI 217
13.İDARİ PARA CEZALARINA VE KURUM
ALACAKLARINA İLİŞKİN YAPILACAK BAZI İŞLEMLER 219
14.APARTMAN VE SİTE YÖNETİMLERİNİN DEFTER TÜRÜ HAKKINDA .......... 219
15.MAHSUP İŞLEMLERİ .......................................................................................... 220
15.1-İşyeri dosyası ve borç türleri seçimi ................................................................... 220
15.2-Rızaen yapılan ödemelerde mahsup .................................................................. 220
16.ARABULUCULUK FAALİYETİ SONUCU ANLAŞMA SAĞLANMASI HALİNDE FESİH TARİHİNİN
BELİRLENMESİ ......................................................................................................... 221
Genel Açıklamalar
Kurumumuz merkez teşkilatında İşverenler Daire Başkanlığının görev alanı içinde
düzenlenmiş olan işlemler taşra birimlerimizde işyeri tescil ve e-sigorta
servisleri ile prim tahakkuk ve tahsilat servislerince yerine getirilmektedir.
İşverenler
Daire Başkanlığının görev alanı içinde düzenlenen ve taşra birimlerimizde
işyeri tescil ve e-sigorta servisleri ile prim tahakkuk ve tahsilat
servislerince yerine getirilen iş ve işlemlere ilişkin olarak uyulacak usul ve
esaslar ile dikkate alınacak hususlar bu genelgede açıklanmıştır.
BİRİNCİ
KISIM
İŞYERİ,
İŞVEREN, İŞVEREN VEKİLİ, GEÇİCİ İŞ İLİŞKİSİ KURULAN İŞVEREN VE ALT İŞVEREN KAVRAMLARI İLE 5510 SAYILI KANUNUN 4. MADDESİNİN BİRİNCİ FIKRASININ (a) BENDİ KAPSAMINDA SİGORTALI ÇALIŞTIRAN
İŞYERLERİNİN TESCİL İŞLEMLERİ
BİRİNCİ
BÖLÜM
İşyeri,
İşveren, İşveren Vekili, Geçici İş İlişkisi Kurulan İşveren ve Alt İşveren
Kavramlar
1- İşveren kavramı
5510 sayılı
Kanunun 12. maddesinin birinci fıkrasında;
“4.
maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine göre sigortalı sayılan
kişileri çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kurum
ve kuruluşlar işverendir.”
Üç,
dört ve beşinci fıkralarında ise sırasıyla;
“4.
maddenin ikinci fıkrasının (a) bendine tâbi olanlar hakkında, işverenlerin bu
Kanunda belirtilen yükümlülükleri, bunları çalıştıran işçi sendikaları ve
konfederasyonları veya işveren tarafından; 4. maddenin dördüncü fıkrasına tâbi
olanlar hakkında, işverenlerin bu Kanunda belirtilen yükümlülükleri, bunları
çalıştıran kamu idareleri veya eğitim gördükleri okullar tarafından yerine
getirilir.”
“2.7.1941
tarihli ve 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanuna göre
çalıştırılanlar hakkında, işverenlerin bu Kanunda belirtilen yükümlülükleri,
bunları çalıştırmaya yetkili makam tarafından yerine getirilir.”
“Ceza
infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri
ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutukluların işvereni, Ceza İnfaz Kurumları
ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu, işveren vekilleri ise Ceza İnfaz Kurumları
ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumunun sorumlu müdür ve amirleridir.”
Hükümleri
yer almıştır.
Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında hizmet
akdine istinaden çalışan sigortalılar ile aynı fıkranın (c) bendine göre kamu
görevlisi, memur olarak tanımlanan sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel
kişiler ile adi ortaklık, iş ortaklığı, apartman kapıcılığı, ortak aile sağlığı
merkezleri, bakanlıklar, ticaret sicil müdürlükleri, valilikler, kaymakamlıklar
gibi tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işveren olarak nitelenecektir.
5510 sayılı
kanunun bu tanımına göre işverenlik sıfatının kazanılması için Kanunun 4.
maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine göre sigortalı sayılan
kişileri çalıştırmak yeterli olduğundan, işverenin gerçek veya tüzel kişi
olması veya tüzel kişiliğinin olmaması işverenlik sıfatını etkilemeyecektir.
Kanuna göre
işveren sayılmak için sigortalı vasfında birilerini çalıştırmak yeterli
olduğundan işyerinin maliki olmayan kiracısı, işleteni de 4. maddenin birinci
fıkrasının (a) ve (c) bentlerine göre sigortalı sayılan kişileri çalıştırması
halinde işveren sayılacaktır.
Sigortalı
çalıştıran işyerindeki amacın ekonomik olması zorunlu olmadığından amacı sosyal
ve kültürel olan işyerlerinde de belirtilen niteliklerde sigortalı
çalıştırılması halinde sigortalı-işveren ilişkisi kurulmuş olacaktır.
1.1- İşveren sayılmada temel unsurlar
1.1.1- Hizmet akdine göre sigortalı sayılan birini çalıştırma
5510 sayılı
Kanun uygulamasında işveren sayılmada en önemli unsur olarak 4. maddenin
birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine göre sigortalı sayılan kişileri
çalıştırmak esas alınmıştır. Bu doğrultuda işverenlik sıfatı Kanunda belirtilen
sigortalı sayılan kişileri çalıştırmanın bir sonucu olarak ortaya çıkmakta olup
bu nitelikte birini çalıştırmayan kişiler Kanun uygulamasında işveren olarak
tanımlanmayacaklardır.
Öte
yandan Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen Toplum Yararına Çalışma
Programlarından yararlananlar ve Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek
edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerler için Türkiye
İş Kurumu prim ödeme yükümlüsü olmakla birlikte 5510 sayılı Kanun kapsamında
işveren sayılmayacaktır.
Yine iş
kaybı tazminatından yararlananlar için Türkiye İş Kurumu prim ödeme yükümlüsü
olmakla birlikte 5510 sayılı Kanun kapsamında işveren sayılmayacaktır.
Ev hizmetlerinde bir veya birden fazla
gerçek kişi tarafından çalıştırılan ve
çalıştıkları kişi yanında ay içinde çalışma saati süresine göre hesaplanan
çalışma gün sayısı 10 günden az olanları çalıştıran kişiler de işveren
sayılmayacaktır. Bir işin veya işyerinin sahibi olmak ile işvereni olmak
arasında anlam farkı bulunmakta olup hukuken malik sıfatında olan kişi her
zaman işveren olarak tanımlanamayabilecektir. Bu kapsamda sigortalı çalıştıran
kişi ister işyerinin maliki, ister kiracısı olsun sigortalı çalıştırdığı sürece
5510 sayılı Kanuna göre işveren sayılacaktır.
Örnek
1: Bir işyeri olan ve tek başına
çalışan terzi yanında hizmet akdi ile çalışan kişi bulunmadığı için işveren
sayılmayacaktır.
Örnek
2: 1 nolu örnekte yer verilen terzi, en
az bir sigortalı çalıştırmaya başladığı takdirde işveren olarak tanımlanır ve
5510 sayılı Kanundan doğan yükümlülükleri yerine getirmesi gerekir.
Tüm
sigorta kolları kapsamında olmayan ve bazı sigorta kolları bakımından sigortalı
sayılan kimseleri çalıştıran kişiler de işveren sayılacaktır.
Örnek
3: Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri
İş Yurtları Kurumu; ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan
tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan ve iş
kazası ve meslek hastalığı ile analık sigortası kapsamında olan hükümlü ve
tutukluların işvereni sayılmaktadır.
5510 sayılı
Kanunun 6. maddesinde sigortalı sayılmayan kişiler düzenlenmiştir. Bu
doğrultuda, maddede belirtilen kişileri çalıştıranlar işveren olarak
nitelendirilmeyeceklerdir.
Örnek
4: İşverenin işyerinde sadece ücretsiz
çalışan eşi sigortalı sayılmadığından bakkal işyeri işleten ve ücretsiz olarak
eşini çalıştıran kişi işveren olarak nitelenmeyecektir.
Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre
işveren-sigortalı ilişkisinin kurulabilmesi için sigortalının işverenle
arasında Kanunun 3. maddesinde tanımlanan hizmet akdi bağının bulunması,
işveren veya işveren vekili ya da alt işveren tarafından işe alınıp, hizmet
akdine tabi çalıştırılması gerekmekte olup hizmet akdinin unsurları ve
oluşumunda 2013-11 sayılı Kurum genelgesinde hizmet akdine ilişkin açıklanan
hususlar dikkate alınacaktır.
Kanunda yer alan tanıma istinaden Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendi kapsamındaki sigortalıyı hizmet akdine istinaden çalıştıran gerçek ve
tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işveren olarak
nitelendirilecek olup hizmet akdinden başka türlü bir akdi bağ ile (istisna
akdi ve vekalet akdi gibi) bir iş yapan kişiye iş
yaptıran kişi işveren sayılmayacaktır.
Örnek
5: Bir inşaat firması yaptığı bir belirsiz
süreli iş sözleşmesiyle bir inşaat mühendisini istihdam etmiştir. Söz konusu
mühendis belirlenen ücret karşılığında işverenin emir, talimat ve direktifleri
ile hareket etmekte olup söz konusu ilişki, hizmet akdi olarak ortaya çıkmakta
ve sigortalılık işverenlik ilişkisi kurulmaktadır.
Söz konusu örnekteki inşaat firması tarafından bir proje
serbest çalışan bir inşaat mühendisine sipariş edilir ve söz konusu mühendis
tarafından kendine ait işyerinde yapılarak teslim edilirse burada hizmet
akdinin bağımlılık unsuru oluşmayacak, iş, sahibine karşı bağımsız olarak bir
emek sonucu meydana getirilmiş olacağından bu durumda istisna akdi söz konusu
olacak ve işverenlik ilişkisi kurulmayacaktır.
2-İşveren vekili kavramı
5510 sayılı
Kanunun 12. maddesinin ikinci fıkrasına göre işveren adına ve hesabına, işin
veya görülen hizmetin bütününün yönetim görevini yapan kimse işveren vekili
olarak tanımlanmakta ve Kanunda geçen işveren deyiminin, işveren vekilini de
kapsadığı belirtilmektedir.
4857 sayılı
İş Kanununun 'tanımlar' başlıklı 2. maddesinde de, "İşveren adına hareket
eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere işveren
vekili denir. İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı işlem ve
yükümlülüklerinden doğrudan işveren sorumludur.
Bu Kanunda işveren için öngörülen her çeşit sorumluluk ve zorunluluklar
işveren vekilleri hakkında da uygulanır. İşveren vekilliği sıfatı, işçilere
tanınan hak ve yükümlülükleri ortadan kaldırmaz." hükmüne yer verilmiştir.
Buna göre
işveren vekili sayılmak için işin veya görülen hizmetin bütününü yönetmek ve
işveren ad ve hesabına hareket etmek unsurlarının birleşmesi gerekmektedir. Bu
durumda işin bütününü yönetmek koşulu gerektiğinden uygulamada gerekli
görevlendirme yapılması halinde bir fabrikanın genel müdürü işveren vekili
sayılabilecekken aynı fabrikanın pazarlama, insan kaynakları, üretim
birimlerinin olması ve her birimin müdürünün olması halinde söz konusu birim
müdürleri işveren vekili sayılmayacaktır.
Ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve
benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutukluların işveren vekili, Ceza
İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumunun sorumlu müdür ve amirleri
olacaktır.
İşveren
vekili Kanunda belirtilen yükümlülüklerinden dolayı işveren ile birlikte
müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaktır. İşveren vekili bu doğrultuda,
Kanunda belirtilen ve işverenin sorumlu kılındığı belgelerin, beyannamelerin
verilmesi, primlerin ödenmesi yükümlülüklerinden dolayı işverenle birlikte müştereken
ve müteselsilen, mali ve hukuki anlamda sorumlu sayılacaktır. Yine işveren
vekili ödenmeyen prim borcu ve buna bağlı olan borçlardan tıpkı işveren gibi
sorumlu olacaktır. Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarınca
yapılan tespitlerde ve işyerinde tutulan tutanaklarda işveren hazır değilse
işveren vekili muhatap tutulacaktır.
Öte
yandan işverenin aynı anda birden çok kişiye çeşitli konularda vekâlet vermesi
mümkündür. Vekâlet verilen bu kişilerden biri işveren vekili
olarak atanabileceği gibi, bu kişiler dışında başka bir kişinin de işveren
vekili olarak görevlendirilmesi mümkün olup, işverenin herhangi bir işi kendi
adına yerine getirmesi için vekâletle yetkilendirdiği her kişi işveren vekili
olarak addedilemez, işveren vekiline işveren tarafından verilen temsil yetkisi;
işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev almayı kapsamalıdır. Yönetimde
bir görev verilmemiş ise salt temsil yetkisi verilen kişiler işveren vekili
olarak kabul edilemez. Örneğin; bir işçisine, muhasebecisine ya da herhangi bir
kişiye sadece bankadan para çekme, e-Sigorta kullanıcı kodu ve şifresi alma ve
kullanma veya noterde işlem yapma vb. gibi verilen vekâletname tek başına o
kişiyi “işveren vekili” yapamayacaktır.
Bu itibarla; ünitelerimizde işverenler tarafından işveren vekili yetkisi
verilmediği halde, sadece e-sigorta kullanıcı kodu almaya ve kullanmaya vekaletname ile görevlendirilmiş kişilerin işveren vekili
olarak yapılan kayıtlarının yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ile yapılan
açıklamalar gereğince düzeltilmesi gerekmekte ve yukarıda açıklanan hususlara
dikkat edilmesi gerekmektedir.
Diğer
yandan gerçek veya tüzel kişi bir işverenin aynı vergi/T.C. numarası adı
altında 5510 sayılı Kanun kapsamında birden fazla işyeri bulunması halinde her
bir işyerinin sorumlusu işveren vekili kabul edilemez. İşveren vekili işveren
adına ve hesabına, işin veya görülen hizmetin bütününün yönetim görevini yapan
kimse olduğundan, işveren adına tescilli bütün işyerlerinden sorumlu olan kişi
işveren vekili olarak kabul edilecektir.
Örnek
1: A bankasının Türkiye genelindeki
ayrı tescil edilmiş her şubesinin müdürü işveren vekili olmayıp A Bankasının
yönetim kurulunca işveren vekili olarak yetkilendirilmiş kişisi yetkilendirilen
kişi yoksa genel müdürü veya yönetim kurulu başkanı işveren vekili olarak kabul
edilecektir.
3-Geçici iş ilişkisi kurulan işveren kavramı
4857 sayılı
İş Kanunun 7. maddesinde,
" Geçici iş ilişkisi, özel istihdam bürosu aracılığıyla ya da
holding bünyesi içinde veya aynı şirketler topluluğuna bağlı başka bir
işyerinde görevlendirme yapılmak suretiyle kurulabilir.
Özel
istihdam bürosu aracılığıyla geçici iş ilişkisi, Türkiye İş Kurumunca izin
verilen özel istihdam bürosunun bir işverenle geçici işçi sağlama sözleşmesi
yaparak bir işçisini geçici olarak bu işverene devri ile;
a)
Bu Kanunun 13. maddesinin beşinci fıkrası ile 74. maddesinde belirtilen hâllerde,
işçinin askerlik hizmeti hâlinde ve iş sözleşmesinin askıda kaldığı diğer
hâllerde,
b) Mevsimlik tarım işlerinde,
c) Ev hizmetlerinde,
d) İşletmenin günlük işlerinden sayılmayan ve aralıklı olarak
gördürülen işlerde,
e) İş sağlığı ve güvenliği bakımından acil olan işlerde veya
üretimi önemli ölçüde etkileyen zorlayıcı nedenlerin ortaya çıkması hâlinde,
f) İşletmenin ortalama mal ve hizmet üretim kapasitesinin geçici
iş ilişkisi kurulmasını gerektirecek ölçüde ve öngörülemeyen şekilde artması
hâlinde,
g) Mevsimlik işler hariç dönemsellik arz eden iş artışları hâlinde,
kurulabilir.
Geçici
işçi sağlama sözleşmesi ikinci fıkranın (a) bendinde sayılan hâllerin devamı
süresince, (b) ve (c) bentlerinde sayılan hâllerde süre sınırı olmaksızın,
diğer bentlerde sayılan hâllerde ise en fazla dört ay süreyle kurulabilir.
Yapılan bu sözleşme ikinci fıkranın (g) bendi hariç toplam sekiz ayı geçmemek
üzere en fazla iki defa yenilenebilir. Geçici işçi çalıştıran işveren,
belirtilen sürenin sonunda aynı iş için altı ay geçmedikçe yeniden geçici işçi
çalıştıramaz.
Bu Kanunun 29. maddesi kapsamında toplu işçi çıkarılan işyerlerinde sekiz ay süresince,
kamu kurum ve kuruluşlarında ve yer altında maden çıkarılan işyerlerinde bu
maddenin ikinci fıkrası kapsamında geçici iş ilişkisi kurulamaz.
Geçici
işçi çalıştıran işveren, grev ve lokavtın uygulanması sırasında 18.10.2012
tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 65. maddesi
hükümleri saklı kalmak kaydıyla geçici iş ilişkisiyle işçi çalıştıramaz.
İkinci
fıkranın (f) bendi kapsamında geçici iş ilişkisi ile çalıştırılan işçi sayısı,
işyerinde çalıştırılan işçi sayısının dörtte birini geçemez. Ancak, on ve daha
az işçi çalıştırılan işyerlerinde beş işçiye kadar geçici iş ilişkisi
kurulabilir. İşçi sayısının tespitinde, kısmi süreli iş sözleşmesine göre
çalışanlar, çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya
dönüştürülür. Geçici işçi sağlama sözleşmesi ile çalışan işçi, 30. maddenin
uygulanmasında özel istihdam bürosu ve geçici işçi çalıştıran işverenin işçi
sayısına dâhil edilmez.
Geçici
işçi çalıştıran işveren, iş sözleşmesi feshedilen işçisini fesih tarihinden
itibaren altı ay geçmeden geçici iş ilişkisi kapsamında çalıştıramaz.
Geçici
işçi, geçici işçi çalıştıran işverenden özel istihdam bürosunun hizmet bedeline
mahsup edilmek üzere avans veya borç alamaz.
Geçici
işçi çalıştıran işveren;
a)
İşin gereği ve geçici işçi sağlama
sözleşmesine uygun olarak geçici işçisine talimat verme yetkisine sahiptir.
b) İşyerindeki açık iş pozisyonlarını geçici işçisine bildirmek
ve Türkiye İş Kurumu tarafından istenecek belgeleri belirlenen sürelerle
saklamakla yükümlüdür.
c)
Geçici işçinin iş kazası ve meslek hastalığı hâllerini özel istihdam
bürosuna derhâl, 31.5.2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanununun 13. ve 14. maddelerine göre ilgili mercilere
bildirmekle yükümlüdür.
d) Geçici işçileri
çalıştıkları dönemlerde, işyerindeki sosyal hizmetlerden eşit muamele ilkesince
yararlandırır. Geçici işçiler, çalışmadıkları dönemlerde ise özel istihdam
bürosundaki
eğitim ve çocuk bakım hizmetlerinden yararlandırılır.
e)
İşyerindeki geçici işçilerin
istihdam durumuna ilişkin bilgileri varsa işyeri sendika temsilcisine
bildirmekle yükümlüdür.
f)
20.6.2012
tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği
Kanununun 17. maddesinin altıncı fıkrasında öngörülen eğitimleri vermekle ve iş
sağlığı ve güvenliği açısından gereken tedbirleri almakla, geçici işçi de bu
eğitimlere katılmakla yükümlüdür.
Geçici
işçinin, geçici işçiyi çalıştıran işverenin işyerindeki çalışma süresince temel
çalışma koşulları, bu işçilerin aynı işveren tarafından aynı iş için doğrudan
istihdamı hâlinde sağlanacak koşulların altında olamaz.
Geçici
iş ilişkisinde işveren özel istihdam bürosudur. Özel istihdam bürosu
aracılığıyla geçici iş ilişkisi, geçici işçi ile iş sözleşmesi, geçici işçi
çalıştıran işveren ile geçici işçi sağlama sözleşmesi yapmak suretiyle yazılı
olarak kurulur. Özel istihdam bürosu ile geçici işçi çalıştıran işveren
arasında yapılacak geçici işçi sağlama sözleşmesinde; sözleşmenin başlangıç ve
bitiş tarihi, işin niteliği, özel istihdam bürosunun hizmet bedeli, varsa
geçici işçi çalıştıran işverenin ve özel istihdam bürosunun özel yükümlülükleri
yer alır. Geçici işçinin, Türkiye İş Kurumundan veya bir başka özel istihdam
bürosundan hizmet almasını ya da iş görme edimini yerine getirdikten sonra
geçici işçi olarak çalıştığı işveren veya farklı bir işverenin işyerinde
çalışmasını engelleyen hükümler konulamaz. Geçici işçi ile yapılacak iş
sözleşmesinde, işçinin ne kadar süre içerisinde işe çağrılmazsa haklı nedenle
iş sözleşmesini feshedebileceği belirtilir. Bu süre üç ayı geçemez.
İkinci
fıkranın (f) bendi kapsamında kurulan geçici iş ilişkisinde, geçici işçi
çalıştıran işveren işyerinde bir ayın üzerinde çalışan geçici işçilerin
ücretlerinin ödenip ödenmediğini çalıştığı süre boyunca her ay kontrol etmekle,
özel istihdam bürosu ise ücretin ödendiğini gösteren belgeleri aylık olarak geçici
işçi çalıştıran işverene ibraz etmekle yükümlüdür. Geçici işçi çalıştıran
işveren, ödenmeyen ücretler mevcut ise bunlar ödenene kadar özel istihdam
bürosunun alacağını ödemeyerek, özel istihdam bürosunun alacağından mahsup
etmek kaydıyla geçici işçilerin en çok üç aya kadar olan ücretlerini doğrudan
işçilerin banka hesabına yatırır. Ücreti ödenmeyen işçiler ve ödenmeyen ücret
tutarları geçici işçi çalıştıran işveren tarafından çalışma ve iş kurumu il
müdürlüğüne bildirilir.
Sözleşmede
belirtilen sürenin dolmasına rağmen geçici iş ilişkisinin devam etmesi hâlinde,
geçici işçi çalıştıran işveren ile işçi arasında sözleşmenin sona erme
tarihinden itibaren belirsiz süreli iş sözleşmesi kurulmuş sayılır. Bu durumda
özel istihdam bürosu işçinin geçici iş ilişkisinden kaynaklanan ücretinden,
işçiyi gözetme borcundan ve sosyal sigorta primlerinden sözleşme süresiyle
sınırlı olmak üzere sorumludur.
Geçici
işçi, işyerine ve işe ilişkin olmak kaydıyla kusuru ile neden olduğu zarardan,
geçici işçi çalıştıran işverene karşı sorumludur.
İşverenin,
devir sırasında yazılı rızasını almak suretiyle bir işçisini, holding bünyesi
içinde veya aynı şirketler topluluğuna bağlı başka bir işyerinde iş görme
edimini yerine getirmek üzere geçici olarak devretmesi hâlinde de geçici iş
ilişkisi kurulmuş olur. Bu fıkra kapsamında geçici iş ilişkisi, yazılı olarak
altı ayı geçmemek üzere kurulabilir ve en fazla iki defa yenilenebilir.
İşçisini geçici olarak devreden işverenin ücret ödeme yükümlülüğü devam eder.
Geçici iş ilişkisi kurulan işveren, işçinin kendisinde çalıştığı sürede
ödenmeyen ücretinden, işçiyi gözetme borcundan ve sosyal sigorta primlerinden,
devreden işveren ile birlikte
sorumludur. Dördüncü, beşinci, onuncu ve on
dördüncü fıkralar ve dokuzuncu fıkranın (a) ve (f) bentleri ile (d) bendinin birinci
cümlesinde düzenlenen hak ve yükümlülükler bu fıkraya göre kurulan
geçici iş ilişkisinde de uygulanır."
Hükümleri
bulunmaktadır.
5510 sayılı Kanunun 12. maddesinde 4857 sayılı İş Kanununda
tanımlanan geçici iş ilişkisi kurulan işverenin bu kanunda belirtilen
yükümlülüklerinden dolayı işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen
sorumlu olduğu hükme bağlanmış olup, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin
alt işveren ve sigortalıyı geçici olarak devir alanın yükümlülüğü başlığını
taşıyan 31. maddesinde de, sigortalıyı geçici iş ilişkisi çerçevesinde devralan
işverenin, müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu yükümlülüklerini
sigortalıyı devir aldığı işverenle yapmış olduğu sözleşmeyi Kuruma ibraz etmesi
kaydıyla kendisine verilecek numara ile sigortalıyı devir aldığı işverene ait
işyeri dosyası üzerinden yerine getirebileceği, sigortalıyı geçici iş ilişkisi
çerçevesinde devralan işveren adına işyeri dosyası açılmayacağı öngörülmüştür.
İşçisini geçici iş ilişkisi çercevesinde başka bir işverene
devreden işverenin bu kanundan doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi,
Kanunun ve yönetmeliğin yukarıda belirtilen hükümleri karşısında geçici iş
ilişkisine istinaden işçi çalıştıran işverenin de (devralan) 5510 sayılı
kanundan doğan yükümlülüklerden dolayı müştereken ve müteselsilen
sorumluluğunun bulunduğu dikkate alınarak, işçiyi devralan işverence müracaat
edilmesi halinde işçiyi devralan işveren adına işyeri dosyası açılmayarak tıpkı
alt işverende olduğu gibi asıl işverenin işyeri dosyası üzerinden verilecek
numara ile yükümlülükleri yerine getirmesi sağlanacaktır.
4-İşyeri kavramı
5510 sayılı Kanununun 11. maddesinde işyeri tanımlanmış olup; söz
konusu tanımlamaya göre işyerinin, sigortalı sayılanların maddî olan ve olmayan
unsurlar ile birlikte işlerini yaptıkları yerler olduğu, işyerinde üretilen mal
veya verilen hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim
altında örgütlenen işyerine bağlı yerler, dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku,
yıkanma, muayene ve bakım, beden veya meslek eğitimi yerleri, avlu ve büro gibi
diğer eklentiler ile araçların da işyerinden sayıldığı belirtilmiştir.
Kanununda yer alan ilgili hükme istinaden bir yerin işyeri olarak nitelenmesi için o
yerde sigortalı sayılan birinin varlığı gerekmektedir.
Örnek
1: Merkezi Ankara’da bulunan ve burada
6 sigortalı istihdam eden firma, İzmir ve İstanbul’da iki şubeye sahip ve her
bir şube de 5 kişi çalıştırmaktadır. Firma İzmir ve Ankara’da iki depoya
sahiptir ancak buralarda sigortalısı bulunmamaktadır. Söz konusu firmanın
sigortalı sayılanları çalıştırdığı merkezi ve iki şubesi Sosyal Güvenlik Kurumu
açısından işyeri niteliğine sahip olacak iken sigortalı çalıştırmadığı iki
deposu işyeri sayılmadığından Sosyal Güvenlik Kurumu açısından işyeri
niteliğine sahip olmayacaktır
Örnek
2: Kanunun 4. maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olan ve hizmet akdiyle kimseyi
çalıştırmayan bir büfe sahibinin işini yaptığı dükkanı
da Kanun açısından işyeri sayılmaktadır ancak söz konusu yerde ilgili kişi
tarafından sigortalı çalıştırılmadıkça ilgili kişi işveren sayılmayacak, işyeri
bildirgesi vermesi ve Kanunun işverene yüklediği diğer yükümlülükleri yerine
getirmesi gerekmeyecektir.
Diğer
yandan Kanunda yer alan tanıma istinaden işyerine bağlı yerler, eklentiler ile araçlarda işyeri kavramı içinde değerlendirilecek olup işyerine
bağlı yerler, eklentiler ile araçlara ilişkin açıklamalar aşağıda
yer almaktadır.
İşyerine
bağlı yer: Asıl işin ayrıntısı ve tamamlayıcısı
olan yerlerdir. Bir yerin işyerine bağlı yer olarak
nitelenmesi için bu yerin tatili halinde diğer işlerinde sekteye uğraması ve
işyerinde gaye olan amacın meydana gelmemesi, bu işlerin ve görüldüğü yerlerin
birbirine sıkı sıkıya bağlı ve tabi olması, her birinin müstakilen aynı ana
gaye ve neticeyi meydana getirememesi, ancak hep birlikte bütünü teşkil etme
şartları aranacaktır.
Örnek
3: Bir iplik fabrikasında iplik boyama,
apreleme, paketleme kısımları gibi tamamlayıcı kısımlar bulunmakta olup bu
kısımlar bir bütün olarak işin ayrıntılarını oluşturmakta ve bütün olarak
işyerinde amaç olunan iplik üretimini meydana getirmektedirler.
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 27. maddesinin altıncı fıkrasına
istinaden esas işin ayrıntısı veya tamamlayıcısı niteliğinde olan ve
sigortalıları birbirine karışmayan işlerin ayrı ve bağımsız olarak yürütüldüğü
yerler de bağımsız işyeri sayılacaktır.
Öte
yandan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 27. maddesinin altıncı fıkrasına
istinaden esas işin ayrıntısı veya tamamlayıcısı niteliğinde olan ve sigortalıları
birbirine karışmayan işlerin ayrı ve bağımsız olarak yürütüldüğü yerlerin
bağımsız işyeri olarak nitelendirilmesi için bu işlerin farklı mekanlarda veya yerlerde görülmesi gerekecek olup aynı
mekanda veya yerde yapılan işler bağımsız işyeri sayılmayacaktır.
Örnek
4: Bir iplik fabrikasında iplik boyama,
apreleme kısımları yer almakta olup paketleme işlemi farklı bir yerde
yapılmaktadır. Söz konusu iplik paketleme işinin yapıldığı yer ayrı bir işyeri
olarak tescil edilecektir.
Eklentiler: İşyerine fiziki olarak bağlı olan dinlenme yerleri, kreş,
avlu, yemekhane, uyku, yıkanma, muayene, büro gibi yerler eklentileri
oluşturmaktadır. Bu gibi yerlerde Kanunun uygulamasında işyeri kapsamı
içerisinde değerlendirilecektir.
Ancak bu yerlerdeki işler de ayrı ve bağımsız bir şekilde yürütülüyorsa ve
buralarda çalışan sigortalılar esas işyerinde çalışan sigortalılarla
karışmıyorlarsa buralar da ayrı ve bağımsız işyeri sayılacaktır.
Örnek
5: Bir fabrikanın yemekhanesi
fabrikanın kurulu bulunduğu alanda bulunmayıp, farklı bir yerde yer alıyor,
işler ayrı ve bağımsız bir şekilde yürütülüyor ve burada çalışan sigortalılar
esas işyerinde çalışan sigortalılarla karışmıyorsa, söz konusu yemekhane ayrı
ve bağımsız işyeri sayılacak ve ayrı bir dosya tescil edilecektir.
Araçlar: İşyerindeki her
türlü otobüs, otomobil, kamyon gibi taşıt aracının yanı sıra, vinç, buldozer,
dozer, forklift gibi her türlü seyyar veya sabit araçlar da işyeri olarak
sayılacaktır.
Araçların
işyerinden sayılması için aynı yönetim altında örgütlenmesi gerekecek olup
işyerinde bulunan ve farklı bir kişiye, işverene ait olan araç işyerinden
sayılmayacaktır.
Devamlı
bir işyerinde bu işyerinde görülen işin ayrıntısı ve tamamlayıcısı olmayan bir
iş yapılması ve bu işin ayrı bir işvereni olması halinde söz konusu işin
yapıldığı yer ayrı bir işyeri sayılacaktır. Bu gibi durumlarda iç içe girmiş
işyerleri söz konusu olacağından, ayrı ayrı işverenler tarafından sigortalı
çalıştırılması halinde bu yerler bağımsız işyeri olacaktır.
Örnek
6: Bir sinemada bulunan kantin, bir
gemide bulunan büfe, bir oteldeki berber işyeri gibi yerlerde ayrı ayrı
işverenler tarafından sigortalı çalıştırılması halinde bu yerler bağımsız
işyeri sayılacaktır.
Öte
yandan Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen Toplum Yararına Çalışma Programlarından
yararlananlar ve Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme,
geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerler için Türkiye İş Kurumu
da prim ödeme yükümlüsü olmakla birlikte 5510 sayılı Kanun kapsamında işyeri
sayılmayacaktır.
Yine iş
kaybı tazminatından yararlananlar için Türkiye İş Kurumu prim ödeme yükümlüsü
olmakla birlikte 5510 sayılı Kanun kapsamında işyeri sayılmayacaktır.
5-Alt işveren kavramı
Kanunun 12.
maddesinin altınca fıkrasında, bir işverenden,
işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin
bölüm veya eklentilerinde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları
çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denileceği, sigortalılar, üçüncü bir
kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl
işverenin, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren
ile birlikte sorumlu olacağı, belirtilmiştir.
Kanunun söz konusu hükmüne istinaden asıl işveren-alt işveren
ilişkisinden söz edebilmek için;
- İşyerinde sigortalı çalıştıran asıl işverenin varlığı,
- Alt işverenin yapmayı üstlendiği iş için sigortalı çalıştırması,
- İşin asıl işverenin işyerinde yürütülmesi,
-Alt işverenin
işyerinde asıl işverenin yapmış olduğu ana işin bir bölümünde, eklentilerinde
veya yardımcı işlerinde iş alması,
şartlarının
aynı anda gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılacaktır. Söz konusu şartlara
ilişkin olarak aşağıda belirtilen açıklamalara göre ilgilinin alt işveren olup
olmadığı yönünde işlem yapılacaktır.
5.1- İşyerinde
sigortalı çalıştıran asıl işverenin varlığı
Asıl
işveren-alt işveren ilişkisinin doğabilmesi için, işyerinde sigortalı
çalıştıran bir asıl işverenin bulunması gerekmektedir. Sigortalı çalıştırmayan
işverenlik sıfatını kazanamayacağı için bu durumdaki kişilerden iş alanlar da
alt işveren sayılmayacaktır.
Bu doğrultuda
asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı için öncelikle işin başka bir
işverenden alınmış olması, diğer bir deyişle asıl işverenin işverenlik sıfatına
devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan
yerlerde kendi adına sigortalı çalıştırıyor olmasına dikkat edilecektir.
Diğer
yandan asıl işverenin işverenlik sıfatını koruması adına, işyerinde sigortalı
çalıştırarak işin bütününü başka bir işverene devretmemiş olması gerekmektedir.
Bu kapsamda işin bütünün bir başka işverene bırakıldığı durumlarda alt
işverenlik söz konusu olmayacaktır. Bu doğrultuda işin belli bir bölümünde
değil de tamamının bir bütün halinde bir başkasına devredildiği, işten bu yolla
tamamen el çekildiği, dolayısıyla sigortalı çalıştırılmadığı için işverenlik
sıfatına haiz olunmadığı durumlarda işi devralan kişi alt işveren, devreden de
asıl işveren olarak nitelendirilmeyecektir.
5.2- Alt işverenin
yapmayı üstlendiği iş için sigortalı çalıştırması ve işin asıl
işverenin işyerinde yürütülmesi
Kanuna istinaden asıl işveren- alt işveren ilişkisinin kurulması için alt
işverenin yapmayı üstlendiği işte çalıştırdığı sigortalıların, o iş için
alınmış ve çalıştırılmış olması gerekmektedir. Esasen iş alanın söz konusu işi
var olan ve 5510 sayılı Kanun kapsamında bulunan işyerinin (devamlı işyeri)
sigortalı işçileri ile yapması durumunda, iş alan alt işveren olarak kabul
edilmeyecektir.
Örnek
1: Bir fabrikaya yemek pişirilmesi
işini kendine ait müstakil işyerinde yapan ve burada çalıştırmış olduğu
işçileri ile yemekleri fabrikaya getirip servis yapan kişi yardımcı hizmetler
olarak nitelendirilecek olan söz konusu işi fabrika işyerinde
, bölüm veya eklentilerinde yapmamış olduğundan, sosyal sigorta
yükümlülüklerini fabrika işyeri dosyası üzerinden alt işveren olarak değil,
kendi adına açılmış olan devamlı işyeri dosyası üzerinden yerine getirecek ve
alt işveren olarak nitelenmeyecektir.
Bu doğrultuda yapılan işin devamlı işyerinden yapılabilecek
mahiyette bir iş olup olmadığına dikkat edilecek olup bir işyerinin,
faaliyetine devam etmesinin taahhüt edilen işe bağlı olmaması, taahhüt konusu
işten bağımsız olarak faaliyetini devam ettirmesi, dolayısıyla taahhüt konusu
iş olmasaydı dahi mevcut olacak olan bir işyeri olması halinde, devamlı
mahiyette bir işyerinin varlığı kabul edilerek işi üstlenen kişi alt işveren
olarak değil işveren olarak işlem görecektir.
Ayrıca
işin tamamının yürütümü ile sorumlu olan işverenden iş alan, ancak sigortalı
çalıştırmayanların da alt işverenliği söz konusu olmayacaktır. Bu anlamda,
alınan işte sigortalı çalıştırmayıp tek başına ya da ortakları ile işi yürüten
kişi alt işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
Örnek
2: Bir inşaat işine ilişkin olarak müteahhitten inşaat işinde sıva işini alan ve sigortalı
çalıştırmaksızın söz konusu işi tek başına yapan kişi alt işveren
sayılmayacaktır.
5.3- Alt işverenin işyerinde asıl işverenin yapmış olduğu ana işin bir
bölümünde, eklentilerinde veya yardımcı işlerinde iş alması
Kanunun 12. maddesinin altıncı fıkrasında yer alan düzenlemeye istinaden alt işverenin
asıl işverene ait işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin bir
işte veya işin bölüm veya eklentilerinde iş alması gerekmektedir.
İşyerinde
yapılan ana işin ne olduğu hususu, işyerinin ne amaçla tesis edilmiş olduğuna
bakılarak tespit edileceğinden, ana işin bir bölümünden iş alarak kendi adına
ve hesabına işçi çalıştıran kişi alt işveren olarak nitelendirilecektir. Bölüm
tabiri değişik ürün çeşitlerinin üretildiği yerleri ifade edebileceği gibi aynı
ürünün değişik üretim aşamalarını da ifade edebilecektir.
Örnek
3: Bir bisküvi fabrikasında bisküvi
üretimi yapılan veya gofret yapılan kısımlar işin ayrı bir bölümü olabileceği
gibi tüm ürünlerin paketlendiği kısım da işin bir bölümü olarak kabul edilecek
olup söz konusu paketleme işini müstakilen alan ve kendi adına sigortalı
çalıştıran kişi alt işveren olarak nitelendirilecektir.
Diğer
yandan Kanunda yer alan alt işverenin “işyerinde yürütülen mal veya hizmet
üretimine ilişkin bir işte veya işin bölüm veya eklentilerinde iş alması”
ibaresinde Kanunda verilecek işin yapılan asıl işle ilgili olacağına ilişkin
bir belirleme yapılmamıştır. Bu doğrultuda Kanunda verilecek
işin; “asıl işin tamamlayıcısı/ayrıntısı” mı yoksa asıl işin ifasına yardımcı
olacak “yardımcı iş” (işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin
olmakla beraber doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan, üretimin
zorunlu bir unsuru olmayan ancak asıl iş devam ettikçe devam eden ve asıl işe
bağımlı olan iş) mi olduğu hususunda sınırlandırma yoluna gidilmediğinden,
verilecek işin; her ikisini de kapsadığı değerlendirilecektir. Bu
doğrultuda Kanunda belirtilen ve eklenti olarak belirtilen yerlerde görülen
işin de asıl işle ilgili olan veya ona yardımcı olan işler olması halinde işi
alan kişi alt işveren olarak değerlendirilecektir.
Örnek
4: Bir tekstil fabrikasına bir bölüm
eklenmesi için yapılacak olan inşaat işinin dokuma işinden farklı nitelikte iş
olduğu dikkate alındığında, inşaat işini yüklenen kişinin dokuma işvereninin
alt işvereni sayılması mümkün olmayacaktır.
Örnek
5: Bir fabrikanın güvenliğinin
sağlanması veya çalışanlarının yemek ihtiyacının karşılanması ya da
çalışanların işyerine getirilip götürülmesi amacıyla yaptırılan işler işyerinin
yardımcı işleri olarak kabul edileceğinden bu gibi işleri üstlenenler 5510
sayılı Kanun karşısındaki yükümlülüklerini fabrika işyerine ait işyeri dosyası
üzerinden alt işveren olarak yerine getirebileceklerdir.
Bir işverenden
iş alan alt işveren, aldığı işin bölüm veya eklentilerini sözleşme ile başka
birine verse dahi alt işverenden işi alan kişi alt işverenin alt işvereni
olmayacaktır. Ancak asıl işverenin muvafakatı olursa asıl işverenin alt
işvereni olabilecektir. Keza ilgili Kanun maddesinde de görüldüğü üzere alt
işveren olarak nitelenmenin temeli o işyerinde işi yürüten asıl işverenden iş
almaya dayandırılmıştır.
Örnek
6: Bir tekstil fabrikasında kumaş
boyama işi asıl işveren tarafından alt işverene verilebilecek olup söz konusu
boyama işinin ilgili alt işveren tarafından kendi içinde daha alt bölümlere
ayrılıp alt işveren niteliğindeki başka kimselere verilme imkanı
bulunmamaktadır. Ancak asıl işverenin muvafakatı olması halinde işin alt
işveren tarafından bölünerek başka alt işverenler verilmesi mümkün bulunmakta
olup bu durumda söz konusu alt işverenler asıl işverenin işyeri dosyasından
işlem göreceklerdir.
İKİNCİ
BÖLÜM
Sigortalı
Çalıştıran İşyerlerinin Tescil İşlemleri
1- İşyeri bildirgesinin gönderilmesi ve tescil işlemleri
5510 sayılı
Kanunun 11. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemeye istinaden
işverenler, örneği Kurumca hazırlanacak işyeri bildirgesini en geç sigortalı
çalıştırmaya başladığı tarihte, Kuruma vermekle yükümlü tutulmuşlardır.
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğin 27. maddesinin birinci fıkrasında yer
alan düzenlemeye istinaden işyerinde, Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının
(a) bendi kapsamında sigortalı çalıştıran, sigortalı çalıştırılan bir işyerini
devir alan ya da bu nitelikte işyeri kendisine intikal eden işveren, Kanunun 11.
maddesinde belirtilen sürelerde vermekle yükümlü olduğu örneği Sosyal Sigorta
İşlemleri Yönetmeliği eki Ek-6' da bulunan işyeri bildirgesini Kuruma
elektronik ortamda göndermekle zorunlu tutulmuştur.
5510 sayılı
Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında ilk defa
sigortalı çalıştırmaya başlayacak olan işyerleri dışında devir, nakil, intikal,
birleşme, nevi değişikliği ve katılım durumlarında işyeri bildirgesi verilmesi
gereken hallerde de işyeri bildirgesi düzenlenerek Kuruma verilecektir.
Örnek
1: Kurumumuzda tescilli bulunan ve
Bursa ilinde faaliyet gösteren işyerinin İstanbul iline 7.9.2018 tarihi
itibariyle nakledilmesi halinde söz konusu nakil işlemine ilişkin işyeri
bildirgesi ilgili işyerinin İstanbul’da nakledildiği yeri içine alan sosyal
güvenlik merkezine nakil tarihini takip eden 10 gün içinde gönderilecektir.
İşyeri
bildirgesinin en geç sigortalı çalıştırılmaya başlanılan tarihte Kurumun ilgili
ünitesine gönderilmesi gerekmekle birlikte Kurumumuzun başka bir ünitesine
intikal etmesi halinde
de işyeri bildirgesinin yanlış üniteye
ulaştığı tarih üzerinde durulmaksızın, söz konusu belgenin yasal süresi içinde verilmiş olduğu kabul edilecektir.
Örnek 2: 11.09.2018
tarihinde sigortalı çalıştırılmaya başlanılan bir işyeri ile ilgili olarak
düzenlenen işyeri bildirgesinin Eskişehir Yunus Emre Sosyal Güvenlik Merkezine
verilmesi (gönderilmesi) gerekirken aynı tarihte Bursa Osmangazi Sosyal
Güvenlik Merkezine verilmesi (gönderilmesi) halinde işyeri bildirgesinin anılan
üniteye ulaştığı tarih üzerinde durulmaksızın, söz konusu belgenin yasal süresi
içinde verilmiş olduğu kabul edilecektir.
İşyeri
bildirgesinin düzenlenmesi sırasında ilgili sosyal güvenlik merkezinin hatalı
seçilmesi halinde, tescil işlemi yapılmamış olmak ve işyeri bildirgesinin
verilmesi gereken yasal süre geçirilmemiş olmak kaydıyla bildirgeyi düzenleyen
kişiler tarafından da ilgili sosyal güvenlik merkezi düzeltilebilecektir.
Ayrıca işyeri bildirgesi gönderildikten sonra, işyeri tescil işlemi yapılmamış
olmak kaydıyla bildirgenin verilmesi gereken yasal süresinin son gününe kadar
(son gün dahil) bildirgeyi düzenleyen kişiler
tarafından işyeri bildirgesinin iptal edilmesi veya hatalı girilen bilgilerin
düzeltilmesi de mümkün bulunmaktadır.
Örnek
3: (A) gerçek kişi işvereni tarafından 16.10.2018
tarihinde sigortalı çalıştırılmaya başlanılacak işyerine ilişkin işyeri
bildirgesi 10.10.2018 tarihinde Kuruma gönderilmiştir. Söz konusu işyerinde 16.10.2018
tarihinde çalıştırılmaya başlanılacak sigortalı sayısı 2 olmasına karşın çalıştırılmaya
başlanılacak sigortalı sayısı alanına 3 olarak girilmiştir. Söz konusu (A)
işvereni tarafından 16.10.2018 tarihine kadar (bu tarih dahil
olmak üzere) hatalı girilen sigortalı sayısı düzeltilebilecektir.
Öte
yandan işyeri bildirgesinin düzenlenmesi sırasında bildirgenin gönderileceği
sosyal güvenlik merkezinin hatalı seçildiğinin bildirge verme süresi sona
erdikten sonra fark edilmesi halinde, bildirgeyi düzenleyen ve gönderen
kişilerce işlem yapılamayacak, bildirgenin hatalı gönderilmiş olduğu ilgili
sosyal güvenlik merkezince nakil veya transfer işlemi yapılacaktır.
Dolayısıyla,
-İşyerinin
aynı il içinde aynı Ana SGM’ye bağlı başka bir Alt SGM’ye gönderilecek olması
halinde dosya transfer işlemi
-İşyerinin
aynı il içinde farklı Ana SGM’ye bağlı başka bir Alt SGM’ye gönderilecek olması
halinde işyeri nakil işlemi
yapılacaktır.
İşyeri
bildirgesinde çalıştırılmaya başlanılacak sigortalı sayısı alanında belirtilen
sigortalı sayısının altında bildirimde bulunulduğunun tespit edilmesi halinde
konuya ilişkin ihbar ve şikayet olmaması halinde
herhangi bir işlem yapılmayacaktır.
Örnek
4: (B) Ltd. Şti. tarafından 03.09.2018
tarihinde sigortalı çalıştırılmaya başlanılacak işyerine ilişkin işyeri
bildirgesi aynı tarihte Kuruma gönderilmiştir. Söz konusu işyerinde
çalıştırılmaya başlanılacak sigortalı sayısı 2 olmasına karşın çalıştırılmaya
başlanılacak sigortalı sayısı alanına 3 olarak girilmiştir. Söz konusu durumun
ilgili ünite tarafından tespit edilmiş olması halinde konuya ilişkin bir ihbar
ve şikayet olmaması halinde herhangi bir işlem
yapılmayacaktır.
Diğer
yandan işyeri bildirgesinde çalıştırmaya başlanılacak sigortalı sayısı
belirtildiği halde Kuruma sigortalı işe giriş bildirgelerinin verilmeyerek
sigortalı çalıştırılmaması halinde ise konuya ilişkin bir ihbar ve şikayet olmaması kaydıyla işverenin Kuruma yazılı olarak
müracaat etmesi şartıyla işyeri dosyası işlemden kaldırılacaktır.
1.1- Tescil edilecek işyerlerinde işyeri bildirgesinin gönderilmesinden sonra
işverenler veya yetki verilen kişilerce yapılacak işlemler ile işyeri
bildirgesi ekinde verilecek belgeler
Bilindiği
üzere Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 29. maddesi “İşyeri bildirgesi
ile birlikte verilecek diğer belgeler” başlığını taşımakta olup söz konusu
madde kapsamında işyeri bildirgesi ile birlikte verilecek belgeler
düzenlenmiştir.
Bu doğrultuda
işyeri bildirgelerinin gönderilmesinin ardından, Sosyal Sigorta İşlemleri
Yönetmeliğinin 29. maddesinde yer alan belgelerden verilmesi gerekenler 7 iş
günü içerisinde işyeri bildirgesinin gönderildiği Kurum ünitesine posta yoluyla
gönderilecek veya elden ibraz edilecektir. İşyeri bildirgesinin Kuruma
gönderilmesinin ardından Kuruma verilecek belgeler arasında Kuruma gönderilmiş
olan işyeri bildirgesinin çıktısı yer almayacak olup işyeri bildirgesinin
çıktısı istenilmeyecektir.
7 iş
günlük sürenin hesaplanmasında işyeri bildirgesinin gönderildiği gün hesaba
katılmayacak olup sürenin hesaplanmasına takip eden günden itibaren
başlanacaktır.
Örnek
1: (A) gerçek kişi işvereni tarafından 4.10.2018
tarihinde sigortalı çalıştırılmaya başlanılacak işyerine ilişkin işyeri
bildirgesi 3.10.2018 tarihinde Kuruma gönderilmiştir. İşyeri bildirgesinin
gönderilmesinin ardından Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 29. maddesinde
sayılan belgelerden verilmesi gereken belgelerin bulunması halinde en geç
işyeri bildirgesinin Kuruma gönderildiği 3.10.2018 tarihini takip eden 7 iş
günü içinde (en geç 12.10.2018 tarihine kadar) ilgili sosyal güvenlik merkezine
ibraz edilecektir.
Kurumlarca elektronik ortamda Kurumumuza
çeşitli bilgiler aktarılmakta ve bu
bilgiler Kurum ünitelerimizce elektronik ortamda görüntülenebilmekte, yine
Kurumumuza özel olarak aktarılmayan bilgiler de (tüzel kişilerin; hükmi
şahsiyetin tescil edildiği Ticaret Sicil Gazetesi gibi) ilgili Kurum
uygulamalarından sorgulanabilmektedir. Bu doğrultuda Kurum ünitelerimizce
elektronik ortamda ulaşılabilecek belge ve bilgiler için belge/bilgi talep
edilemeyecektir.
Öte
yandan ek belgeler ilgili üniteye bizzat başvurarak verilebileceği gibi
taahhütlü, iadeli taahhütlü, acele posta servisi, PTT Alo Post veya PTT Kargo
ile gönderilebilecektir.
Adi posta veya Kuruma
doğrudan yapılan başvuru ve
bildirimlerde, başvuru veya bildirimin Kurumun gelen evrak kayıtlarına intikal
tarihi; taahhütlü, iadeli taahhütlü, acele posta servisi, PTT Alo Post veya PTT
Kargo ile yapılan başvuru ve bildirimlerde ise başvuru veya bildirimin postaya
veya kargoya verildiği tarih; başvuru veya bildirim tarihi olarak kabul
edilecektir.
1.2-İşyeri bildirgesinin gönderilmesinden sonra ünite tarafından
yapılacak işlemler
İşyeri
bildirgesinin gönderilmesinden sonra ünite tarafından tescil işlemi yapılacak
olup Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 29. maddesinde sayılan ve Kuruma
verilmesi gereken belgelere istinaden yapılacak işyeri tescillerinde ise söz
konusu maddede sayılan ve işyeri tesciline esas belge ve/veya belgelerin
Üniteye ibrazından sonra tescil işlemi yapılacaktır.
Kuruma gönderilen
işyeri bildirgelerinde belgenin gönderildiği tarih ve referans numarası yer
aldığından bahse konu bildirgelere ilgili sosyal güvenlik merkezince ayrıca
tarih ve sayı verilmeyecektir.
Bildirgenin gönderildiği tarih Kuruma verildiği tarih kabul edilecektir.
İşyerinin tescil tarihi ise(kanun kapsamına alınış tarihi) sigortalı
çalıştırılmaya başlanılan tarih olacaktır. Sigortalı çalıştırılmaya başlanılan
tarih işyeri bildirgesinin verildiği tarihten önceki bir tarih ise işyeri
bildirgesi süresinde verilmemiş kabul edilecektir.
2-
İşyerinin resen tescili
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin “Tespit veya resmî belgelere
istinaden tescil” başlıklı 32. maddesinde;
“
İşveren tarafından işyeri bildirgesinin verilmemiş olması hâlinde, işyeri;
a)
Kurumun
denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca, fiilen
yapılan denetimler sonucunda veya işyeri kayıtlarından yapılan tespitlere,
b)
Kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma,
denetim ve incelemeler neticesinde veya Kanunun 8. maddesinin yedinci fıkrasına
göre kamu idareleri ile 5510 sayılı Kanunun 100. maddesine göre 5411 sayılı
Kanun kapsamındaki kuruluşlar, döner sermayeli kuruluşlar, diğer gerçek ve
tüzel kişilerden, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan,
Kanunun 90. maddesinin birinci ve dördüncü fıkralarına göre Kuruma yapılacak
bildirimlerden veya ruhsat vermeye yetkili mercilerden alınan ve sadece beyan
esasına dayanmayan bilgilere,
c) Mahkeme kararlarına,
istinaden re’sen tescil edilir.”
Düzenlemesi yer almaktadır.
Söz
konusu düzenleme doğrultusunda sigortalı niteliğinde kişileri çalıştıran
işverence, işyerinin 5510 sayılı Kanunun 11. maddesinde belirtilen süreler
içerisinde bildirilmemesi ve tescil işlemi yapılmaması halinde, Sosyal Sigorta
İşlemleri Yönetmeliğinin 32. maddesinde belirtildiği şekilde resen tescil
işlemi yapılacaktır.
2.1-Resen yapılan işyeri tescillerinde diğer hükümler
İşyeri tescil ekranında resen tescil kısmında daha önceden
işverene ait T.C. Kimlik No/ Vergi Kimlik No girilmesi zorunlu değilken,
Kurumumuza verilmesi gereken “Aylık Prim ve Hizmet Belgesi" ile vergi
kanunlarına göre vergi dairesine verilmesi gereken “Muhtasar Beyannamesi” nin
birleştirilmesi kapsamında resen işyeri tescil işlemlerinde de, işverene ait
T.C. Kimlik Numarasının/ Vergi Kimlik Numarasının girilmesi zorunlu hale
getirilmiştir.
İşyeri
işverenine ait T.C. Kimlik Numarasının/ Vergi Kimlik Numarasının, bildirimi
yapan Kurum ve Kuruluşlarca eksik bildirilmesi veya hiç bildirilmemesi
nedeniyle resen tescil işleminin gerçekleştirilememesi halinde;
Kamu idarelerinin
denetim elemanlarınca kendi mevzuatları gereğince
yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde veya Kanunun 8.
maddesinin yedinci fıkrasına göre kamu idareleri ile Kanunun 100. maddesine
göre 5411 sayılı Kanun kapsamındaki kuruluşlar, döner sermayeli kuru1uş1ar,
diğer gerçek ve tüzel kişi1erden, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve
kuru1uş1ardan, Kanunun 90. maddesinin birinci ve dördüncü fıkralarına göre
Kuruma yapılacak bildirimlerden veya ruhsat vermeye yetkili mercilerden alınan
ve sadece beyan esasına dayanmayan bilgiler ve Mahkeme kararlarına, istinaden
tescil edilmesi gereken işyerleri için işverenlere ait eksik olan T.C. Kimlik
No/Vergi
Kimlik No bilgileri öncelikle ve ivedilikle bildirimi
yapan Kurum ve Kuruluşlardan
temin edilecek, sonuç alınamaması halinde ise ilgisine göre ilgili Kurum ve
Kuru1uşlardan
(Vergi Daireleri, Nüfus Müdürlükleri vs.) temin edilerek tescil işlemi
yapılacaktır.
3- Kendiliğinden verilen işyeri bildirgesi veya resen işyeri tescili
halinde ünitece yapılacak diğer işlemler
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 28. maddesi uyarınca sigortalı
çalıştırmaya başlandığı işyeri bildirgesi verilmek suretiyle anlaşılan veya
Kurumca tespit olunan Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi
gereğince sigortalı çalıştırılan işyerine; Kurumca ‘Mahiyet kodu’, ‘İşkolu
kodu’, ‘Ünite kodu’, ‘Sıra numarası’, ‘İl kodu’, ‘İlçe kodu’ ve ‘Kontrol
numarası’nı ihtiva eden bir işyeri sicil numarası verilecek ve bu numara
işverene tebliğ edilecektir.
Mahiyet kodu; yapılan işin özel veya kamu sektörüne ait daimi veya geçici
olduğunu belirtmeye yönelik olup tek hane rakamdan ibarettir. Özel sektöre ait devamlı işyerlerine, ‘2’ ve özel sektöre ait
geçici işyerlerine ‘4’ mahiyet kodu verilir.10.12.2003 tarihli ve 5018 sayılı
Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununun 3. maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendinde belirtilen kamu idareleri ve kamu iktisadi teşebbüsleri ile bunların
bağlı idare, ortaklık, müessese ve işletmeleri ve yukarıda belirtilenlerin
ödenmiş sermayesinin % 50’sinden fazlasına sahip oldukları ortaklık ve
işletmeler, özel kanunlarına göre personel çalıştıran diğer kamu kurumlarına
ait devamlı işyerlerine ‘1’, geçici işyerlerine ‘3‘ mahiyet kodu verilir.
İşkolu
kodu; yapılan işin İş Sağlığı Ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları
Tebliğine göre hangi iş koluna girdiğini belirtmeye yönelik olup dört hane
rakamdan,
Ünite
kodu; işyerinin işlem gördüğü üniteyi belirtmeye yönelik olup iki hane
rakamdan,
Sıra
numarası; her işyerine ilgili ünite tarafından iller itibarıyla ve sıra takip
etmek suretiyle verilen bir numara olup yedi hane rakamdan,
İl
kodu; işyerinin hangi ilde olduğunu belirtmeye yönelik olup il trafik kod
numarasından
İlçe
kodu; işyerinin hangi ilçede olduğunu belirtmeye yönelik olup iki hane rakamdan
Kontrol numarası; işyeri sicil numarasının doğru kullanılmasını sağlamaya
yönelik olup iki hane rakamdan,
ibaret olacaktır.
3.1.- İş kolu kodunun belirlenmesi ve iş kolu kodunda değişiklik
işlemleri
Bilindiği
üzere 10.1.2013 tarihli ve 6385 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 9. maddesi ile
5510 sayılı Kanunun 81. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi; “Kısa vadeli
sigorta kolları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının % 2’sidir. Bu
primin tamamını işveren öder. Bu oranı % 1,5 oranına düşürmeye ya da % 2,5
oranına artırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir.” şeklinde değiştirilmiş, 10.
maddesi ile de 83 ve 84. maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.
Diğer
yandan 5510 sayılı Kanunun Ek-1. maddesinde;
“İşverenler
tarafından 8., 9. ve 11. maddelere göre Kuruma yapılan
sigortalı ve işyerlerine ilişkin bildirimler; 5953 sayılı Basın Mesleğinde
Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunun 3.
maddesi, 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 62. maddesi, 4447 sayılı İşsizlik
Sigortası Kanununun 48. maddesi ve 4857 sayılı İş Kanununun 3. maddesi
hükümleri uyarınca Bakanlık ile ilgili bölge müdürlüklerine ve Türkiye İş
Kurumuna yapılması gereken bildirimlerin yerine geçer.”
Hükmü
yer almaktadır.
Öte
yandan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamındaki iş güvenliği
hizmetleri ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu kapsamında
sendika üye sayılarının belirlenmesi işlemleri 6’lı iş kolu kodu baz alınarak yapılmakta olup söz konusu bilgiler tarafımızca
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ilgili birimlerince
kullanılmaktadır. Bu doğrultuda işyeri bildirgesinin e-sigorta kanalıyla
gönderilmesi veya tespit tutanağına istinaden ünite tarafından resen
düzenlenmesi aşamasında işyeri sicil numarasının oluşturulmasında ve
verilmesinde iş kolu kodunun doğru olarak verilmesi önem arz etmektedir.
Bu kapsamda üniteler tarafından ilk tescil aşamasında yeni tescil edilen
işyerlerinde ve sonrasında işverenler tarafından yapılan iş kolu kodu
değişiklik taleplerinde aşağıda belirtildiği şekilde işlem yapılacaktır.
3.1.1.- Yeni kısa vadeli sigorta kolları prim oranının yürürlük tarihi
5510 sayılı
Kanunun 81. maddesinin birinci fıkrasının 6385 sayılı Kanunun 9. maddesi ile
değişik (c) bendi 1.9.2013 tarihi itibariyle yürürlüğe girdiğinden, KVSK (kısa
vadeli sigorta kolları) prim oranının sigortalının prime esas kazancının % 2’si
olduğuna dair hüküm;
-Ayın
1’i ila 30’u arasındaki çalışmaları karşılığında ücret alan sigortalılar
bakımından 1.9.2013-30.9.2013 ayından;
-Ayın
15’i ila takip eden ayın 14’ü arasındaki çalışmaları karşılığında ücret alan
sigortalılar bakımından 15.9.2013-14.10.2013 döneminden,
itibaren uygulamaya konulmuştur.
Dolayısıyla, gerek 2013/Eylül ayından önce tescil edilmiş gerekse
2013/Eylül ayı ve sonrasında tescil edilen işyerleri için 2013/Eylül ayına
ilişkin aylık prim ve hizmet belgelerinden başlanılarak kısa vadeli sigorta
kolları prim oranı % 2 esas alınarak (Kanunun 81. maddesinin birinci fıkrasının
(d) bendinde belirtilen sigortalılar hariç) tahakkuk ve tahsil olunacaktır.
2013/Eylül
ayı öncesine ilişkin geriye yönelik düzenlenecek aylık prim ve hizmet
belgelerinde ise (toplu iş sözleşmelerine istinaden düzenlenen belgeler de dahil) bu belgelerin ilişkin olduğu aylarda/dönemlerde
geçerli olan kısa vadeli sigorta kolları prim oranları esas alınacaktır.
3.1.2.- Yeni tescil edilecek işyerlerinde iş kolu kodunun belirlenmesi
İşyeri
tescil işlemleri sırasında işkolu kodlarının hatalı verilmesinin, dolayısıyla
işverenlerce sonradan düzeltilmesine yönelik başvuruda bulunulmasına neden
olunmamasını teminen yeni tescil edilecek işyerleri için gönderilen işyeri
bildirgelerindeki işkolu kodlarının ve işin mahiyetinin uyumlu olup olmadıkları
tescili istenilen işyerinin vergi mükellefiyeti olup olmamasına göre ünite
tarafından kontrol edilecektir;
İşyeri
işvereninin vergi mükellefiyetinin bulunması durumunda;
a. “www.gib.gov.tr/İnternet Vergi Dairesi/ Sık
Kullanılanlar/e-Vergi Levhası Sorgulama” adresinden “e-vergi levhası” görüntülenerek
işyeri bildirgesinde belirtilen işyeri adresi ile e-vergi levhasında yer alan
işyeri adresinin aynı olması durumunda e-vergi levhasında yer alan iş kolu
kodu,
b. “www.gib.gov.tr/İnternet Vergi Dairesi/ Sık
Kullanılanlar/e-Vergi Levhası” adresinden “e-vergi levhası” görüntülenerek
işyeri bildirgesinde belirtilen işyeri adresinin, e-vergi levhasında yer alan
işyeri adresinden farklı olması durumunda işyeri bildirgesi verilen işyerinin
bağlı olduğu vergi dairesinden işkolu kodunu gösteren resmi yazının ibraz
edilmesi istenilerek, bu belgede belirtilen işkolu kodu, tescil işleminde esas
alınacaktır.
İlgili
vergi dairesinden alınan yazıda belirtilen işkolu kodunun veya “e-vergi
levhası” ekranından yapılan sorgulama sonucunda ekrana gelen iş kolu kodunun,
işyeri bildirgesi verilen işyerinin iş kolu kodundan farklı olduğunun
anlaşılması halinde ilgili vergi dairesince işkolu kodu değiştirilmediği sürece
vergi dairesinin kayıtları esas alınacaktır.
İşyeri
işvereninin vergi mükellefiyetinin bulunmaması durumunda (“e-vergi levhası”
ekranında kaydı bulunmayan işverenlerce); İşyeri bildirgesi verilen işyerinin
iş kolu kodu ve yapılan işin uyumlu olup olmadığı ünite tarafından
değerlendirilecek ve herhangi bir ihbar, şüphe ve şikayet
olmaması halinde işyeri bildirgesinde belirtilen iş kolu kodu esas alınacak
ihbar, şüphe ve şikayet olması halinde ise iş kolu kodunun belirlenmesi
amacıyla işkolu kodunun tespiti amacıyla durum denetim ve kontrolle görevli
memurlara intikal ettirilecektir.
3.1.3.- İşkolu koduna yapılan itirazlar üzerine yapılacak
değerlendirmeler
İşyeri
tescil işlemlerinin bitirilmesinden, dolayısıyla işverenler tarafından iş kolu
koduna sonradan itirazda bulunulması halinde, işverenin talebi üzerine
yapılacak işkolu kodu değişikliklerinde,
İşyeri
işvereninin vergi mükellefiyetinin bulunması durumunda;
a. “www.gib.gov.tr/İnternet Vergi Dairesi/ Sık
Kullanılanlar/e-Vergi Levhası Sorgulama” adresinden “e-vergi levhası”
görüntülenerek talepte bulunulan işyeri adresi ile e-vergi levhasında yer alan
işyeri adresinin aynı olması durumunda e-vergi levhasında yer alan iş kolu kodu
esas alınarak,
b. “www.gib.gov.tr/İnternet Vergi Dairesi/ Sık
Kullanılanlar/e-Vergi Levhası” adresinden “e-vergi levhası” görüntülenerek
talepte bulunulan işyeri adresinin, e-vergi levhasında yer alan işyeri
adresinden farklı olması durumunda talepte bulunulan işyerinin bağlı olduğu
vergi dairesinden işkolu kodunu gösteren resmi yazının ibraz edilmesi istenilerek,
bu belgede belirtilen işkolu kodu esas alınarak,
İşkolu
Kodu İtiraz Komisyonunca karar alınmak suretiyle işyeri tescil ve e-sigorta
servisince gerekli işlemler yapılacaktır.
İlgili
vergi dairesinden alınan yazıda belirtilen işkolu kodunun veya “e-vergi
levhası” ekranından yapılan sorgulama sonucunda ekrana gelen iş kolu kodunun,
işverenin talep ettiği iş kolu kodundan farklı olduğunun anlaşılması halinde
ilgili vergi dairesince işkolu kodu değiştirilmediği sürece vergi dairesinin
kayıtları esas alınacaktır.
İşyeri işvereninin vergi mükellefiyetinin bulunmaması
durumunda (“e-vergi levhası” ekranında kaydı bulunmayan işverenlerce) talep
edilecek işkolu kodu değişikliklerinde işyeri dosyasında yer alan işyeri
bildirgesi, denetim raporu, tutanak, resmi yazı, varsa işyeri açma ve çalışma
ruhsatı v.b. belgelere bakılarak, İşkolu Kodu İtiraz Komisyonunca işkolu kodu
belirlenecek ve alınan karar doğrultusunda işyeri tescil ve e-sigorta
servisince gerekli işlemler yapılacaktır. İşkolu kodunun Komisyonca belirlenememesi halinde ise işkolu
kodunun tespiti amacıyla durum denetim ve kontrolle görevli memurlara intikal
ettirilecektir.
3.1.4.- İşkolu kodu değişikliğinin 2013/Eylül ayı öncesine hüküm
ihtiva etmesi halinde yapılacak işlemler
Bilindiği
üzere 5510 sayılı Kanunun mülga 83. maddesinde;
“Kısa
vadeli sigorta kolları primi, yapılan işin iş kazası ve meslek hastalığı
bakımından gösterdiği tehlikenin ağırlığına göre tespit edilir. İş kolları
tehlikenin ağırlığına göre sınıflara, bu sınıflar da özel iş şartlarına ve
tehlikeyi önlemek için alınmış olan tedbirlere göre derecelere ayrılır. Hangi
iş kollarının hangi tehlike sınıfına girdiği, tehlike sınıf ve derecesine ait
prim oranlarının ve tehlike derecelerinin belirlenmesinde uygulanacak esaslar,
ilgili bakanlıkların görüşleri de alınarak Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar
Kurulu kararıyla yürürlüğe konulacak bir tarife ile tespit edilir. Prim
tarifesi gerekli görülürse aynı usûlle değiştirilebilir.
Yapılan
işin birinci fıkrada belirtilen tarifeye göre hangi tehlike sınıf ve derecesine
girdiği ve ödenecek kısa vadeli sigorta kolları primi oranı Kurumca
belirlenerek işverene ve 4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre
sigortalı sayılanlara tebliğ edilir. İş kazasını ve meslek hastalığını
önleyecek tedbirler hakkındaki mevzuat hükümlerine uygun bulunmadığı tespit
edilen işler, Kurumca daha yüksek primli derecelere konulabilir.
Kurum, işyerinin
tespit edilmiş bulunan tehlike sınıf ve derecesini yaptıracağı incelemelere
dayanarak kendiliğinden veya işverenin ya da 4. maddenin birinci fıkrasının (b)
bendine göre sigortalı sayılanların isteği üzerine değiştirebilir. Kurumca
yapılacak değişikliklere ilişkin kararın takvim yılından en az bir ay önce
işverene, işveren tarafından değişiklik isteğinin de takvim yılından en az iki
ay önce Kuruma bildirilmesi şarttır.
Böylece
karara bağlanacak değişiklikler, karar veya istekten sonraki takvim yılı
başında yürürlüğe girer.
İşverenler
ile 4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanlar,
tehlike sınıf ve derecesi ile prim oranı hakkında Kurumca yapılacak yazılı
bildirimi aldıktan sonra bir ay içinde Kuruma itiraz edebilir. Kurum, bu
itirazı inceleyerek en geç üç ay içinde karara bağlayarak sonucunu itiraz edene
bildirir. İlgililer, Kurumun kararı üzerine, kararın tebliğ tarihinden itibaren
bir ay içinde yetkili mahkemeye başvurabilir. Kuruma itiraz edilmesi veya
mahkemeye başvurulması, primlerin takip ve tahsilini durdurmaz.
İşverenin veya 4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendine
göre sigortalı sayılanların itirazı; işyerinin tehlike sınıfı ve derecesi ile
kısa vadeli sigorta kolları prim oranının tebliğine ilişkin yazının işverence
veya 4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanlar
tarafından tebellüğünden itibaren bir ay içinde yapılmış ise, değiştirilen iş
kolu kodu ve tehlike sınıfı ile tehlike derecesinin hatalı uygulandığı
tarihten, bir aylık süre dışında yapılmış ise, itirazın Kurum kayıtlarına
intikali tarihini izleyen yılbaşından, üçüncü fıkrada belirtilen sürelerin
aşılması durumunda ise, Kurumca yapılacak değişikliğe ilişkin kararın tebliğini
izleyen takvim yılı başından geçerli olarak uygulanır.
Bu değişiklik nedeniyle tehlike sınıf ve derecesinin yükselmesi
halinde, kararın işverene veya 4. maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre
sigortalı sayılanlara tebliğ edildiği tarih ile yürürlük tarihi arasındaki
süreye ilişkin kısa vadeli sigorta kollarına ait prim farkının tebliği tarihini
takip eden bir ay içerisinde Kuruma ödenmesi halinde, fark prim için gecikme
cezası ve gecikme zammı alınmaz. Aksi
takdirde, fark primi 89. madde uyarınca gecikme cezası ve gecikme zammı ile
birlikte tahsil olunur. Tehlike sınıf ve derecesinin düşmesi halinde ise, kısa
vadeli sigorta kolları sigortası prim farkı, işverenin varsa borçlarına mahsup
edilir, yoksa iade edilir. Bir ay içinde iade edilmesi halinde faiz ödenmez.”
Hükmü
yer almaktadır.
Bu doğrultuda
Kurumca yapılacak değişiklik veya işverenlerce yapılan itirazlar ile işin
mahiyetinde sonradan meydana gelen değişiklikler üzerine yapılacak işlemlerin
2013/Eylül ayından önceki sürelere ilişkin olması halinde 5510 sayılı Kanunun
mülga 83 ve 84. maddelerine ve yapılacak değişiklik sonrasında KVSK prim
oranının yükselmesine, düşmesine veya değişmemesine bakılarak işlem
yapılacaktır.
Bu doğrultuda;
a- Tehlike sınıfı ile prim oranının değişmemesi halinde;
İşkolu kodunda değişiklik talebinde bulunan işyerleri ile
ilgili olarak, işveren servisince yapılan incelemelerde işkolu kodunun hatalı
verilmiş olduğunun tespitinin ardından, hatalı işkolu koduna ilişkin tehlike
sınıf ve prim oranı ile doğru işkolu koduna ilişkin tehlike sınıf ve prim
oranının aynı olduğunun anlaşılması durumunda, bu nitelikteki işyerlerinin,
işkolu kodunun değiştirilmesi amacıyla konu işyeri tescil servisine
bildirilecektir.
İşkolu
kodu değiştirilmesi gereken işyerlerinin eski işkolu kodu ile yeni işkolu
koduna ait tehlike sınıfının aynı olup olmadığı işyeri tescil servis
şefi/yetkilisi tarafından kontrol edildikten sonra, işyeri tescil servisinde
çalışan personel tarafından sistem üzerinde gerekli düzeltme işlemleri aynı gün
içerisinde yapılacaktır.
b- Tehlike sınıfı ile prim oranının yükselmesi halinde;
İşkolu kodunda değişiklik talebinde bulunan işyerleri ile
ilgili olarak, işveren servisince yapılan incelemelerde işkolu kodu hatalı
verilmiş olduğu tespit edilen işyerlerinin, işkolu kodlarının, tehlike sınıfı
ve prim oranı daha yüksek olan bir işkolu kodu ile değiştirilmesine karar
verilmesi durumunda, değişiklikler 5510 sayılı Kanunun mülga 83. maddesinde
belirtilen esaslar çerçevesinde yapılacak ve 7201 sayılı Kanuna göre
işverenlere tebliğ edilecektir.
c- Tehlike sınıfı ile prim oranının düşmesi halinde;
İşkolu kodunda değişiklik talebinde bulunan işyerleri ile
ilgili olarak Sigorta Primleri Servisince yapılan incelemede, işkolu kodunun
hatalı verilmiş olduğu tespit edilen işyerlerinin, işkolu kodlarının, tehlike
sınıfı ve prim oranı daha düşük olan bir işkolu kodu ile değiştirilmesi yönünde
değerlendirmede bulunmaları halinde, söz konusu değişikliğin yapılmasının uygun
olup olmayacağının tespiti için durum incelenmek üzere Kurumun denetim ve
kontrolle görevli memurlarına aktarılacaktır.
Bu bakımdan, sigorta primleri servisince, işyeri dosyasındaki
belgelere göre, işyerinin tehlike sınıfının daha düşük bir tehlike sınıfındaki
işkolu kodu ile değiştirilmesi yönünde değerlendirmede bulunmaları halinde, durum
mevcut işkolu kodu ve prim oranı ile değiştirilmesi uygun görülen işkolu kodu
ve prim oranı da belirtilerek gerekli belgelerle birlikte (işyeri bildirgesi
veya işyeri açma ve çalışma ruhsatı, rapor, resmi yazı v.s. belgeler) Kurumun
denetim ve kontrolle görevli memurlarına intikal ettirilecektir.
Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca işyerinde yapılan incelemeler sonucunda
düzenlenecek raporlarda, işyerinin işkolu kodunun değiştirilip
değiştirilmeyeceği, değiştirilecek ise hangi işkolu kodunda ve hangi tarih
itibariyle tasnif edilmesi gerektiği hususlarına
yer verilecektir.
Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca düzenlenen raporlara istinaden, işkolu
kodunun değiştirilmesine karar verilmesi halinde, değişiklik 7201 sayılı Kanuna
göre işverenlere tebliğ edilecektir.
3.1.5.- İşkolu kodu değişikliğinin 2013/Eylül ayı ve sonrasına hüküm
ihtiva etmesi halinde yapılacak işlemler
İşkolu
koduna yapılan itirazlar üzerine değişikliğin 2013/Eylül ayı ve sonrasına hüküm
ihtiva etmesi halinde yeni işkolu kodunda,
-
Değişiklik talebi 2013/Eylül ayından önce yapılmış ise
değişiklik 1.9.2013 ya da 15.9.2013 tarihi itibariyle,
-
Değişiklik talebi 2013/Eylül ayı ve sonrasında yapılmış ise
değişiklik, talepte bulunulan tarih itibariyle,
gerçekleştirilecektir.
Örnek 1: 23.6.2009
tarihinde 5510 sayılı Kanun kapsamına alınmış (C) Limited Şirketine “1073-
Makarna, şehriye, kuskus ve benzeri unlu mamullerin imalatı” işkolu kodunun
verildiği, ancak işyeri tescil işlemleri sırasında işkolu kodunun hatalı
verildiği gerekçesi ile anılan işveren tarafından 20.3.2013 tarihinde işkolu
kodunun “1072- Peksimet ve bisküvi imalatı; dayanıklı pastane ürünleri ve
dayanıklı kek imalatı” olarak değiştirilmesi için talepte bulunulduğu ve talep
edilen işkolu kodunun da İşkolu Kodu İtiraz Komisyonunca uygun görüldüğü
varsayıldığında değişiklik 1.9.2013 tarihi itibariyle gerçekleştirilecektir.
Örnek 2: 17.5.2010
tarihinde 5510 sayılı Kanun kapsamına alınmış (D) Limited Şirketine “2052-
Tutkal imalatı” işkolu kodunun verildiği, anılan işveren tarafından 11.10.2017
tarihinde işkolu kodunun “2053- Uçucu yağların imalatı” olarak değiştirilmesi
için talepte bulunulduğu ve talep edilen işkolu kodunun da İşkolu Kodu İtiraz
Komisyonunca uygun görüldüğü varsayıldığında değişiklik 11.10.2017 tarihi
itibariyle gerçekleştirilecektir.
3.1.6- 2013/Eylül
ayı öncesine ilişkin geriye doğru tescil edilecek işyerleri
Mahkeme kararı, Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarının
tespiti, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının denetim elemanlarının raporları,
bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum
ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden veya işverenler tarafından
kendiliğinden verilen işyeri bildirgesine istinaden 2013/Eylül ayı öncesine
ilişkin tescil edilecek işyerleri için mülga prim tarifelerinin yürürlükte
olduğu dönemler ve hükümler dikkate alınarak işlem yapılacaktır.
3.1.7- İş
kolu kodu belirlenmesi ve değişiklik işlemlerinde diğer hususlar
3.1.7.1- Bilindiği
üzere alt işverenler yükümlülüklerini asıl işverene ait işyeri sicil numarasına ilave olarak verilecek üç haneli alt işveren numarası
ile asıl işverenin işyeri dosyası üzerinden yerine getirmektedirler. Diğer
yandan Kanun uygulaması kapsamında asıl işverenler ve alt işverenler her zaman
aynı iş kolu kodunda değerlendirilmekle birlikte, 6331 ve 6356 sayılı Kanun
uygulamaları bakımından kullanılmak üzere alt işverenlerin faaliyet konularına
uygun olarak seçtikleri altılı NACE kodu bilgisi ayrıca tutulacaktır.
Bu bakımdan
6331 ve 6356 sayılı Kanun uygulamaları bakımından alt işverenlerinin tehlike
sınıflarının tespitinde alt işverenlerce altılı NACE kodu girilmesi sırasında
asıl işverene ait faaliyet konusu işe ilişkin iş kolu bilgileri değil, kendi
yapmış oldukları faaliyet konusu işe ilişkin iş kolu bilgileri girilecektir.
Alt işveren işlemlerini asıl işverene ait işyeri dosyasından yerine
getirdiğinden alt işverenin iş kolu kodunun asıl işverenden farklı olması
halinde asıl işverenin iş kolu kodu bilgilerinde herhangi bir değişiklik
yapılmayacağından alt işverenin kendi yapmış olduğu işe ilişkin iş kolu kodu
bilgileri sisteme girilecektir.
Örnek 3: “Madencilik
işkolunda” faaliyet gösteren (A) Ltd.Şti. tarafından işletilen maden işyerinde
hizmet alımı yoluyla değişik işkolu kollarında faaliyet gösteren alt işverenlerin
işe alındığı varsayıldığında söz konusu alt işverenler için asıl işverene ait
faaliyet konusu işe ilişkin iş kolu bilgileri değil, kendi yapmış oldukları
faaliyet konusu işe ilişkin iş kolu bilgileri girilecektir.
3.1.7.2-
İşkolu koduna
ilişkin itirazların denetime intikal etmesi durumunda denetim gerekçeleri
işyerinde yerel denetim yapılarak sonuçlandırılacaktır. Ancak, sadece yerel
denetim yapılarak konuyla ilgili kanaat oluşturulamaması durumunda işyeri kayıt
ve belgeleri de incelenecektir.
3.1.7.3-
Dereceleme işlemleri 5510 sayılı Kanunun 83. maddesine istinaden
yayımlanan Kısa Vadeli Sigorta Kolları Prim Tarifesinin 11. maddesine istinaden
yürütülmekte olup, anılan maddenin yürürlükten kaldırılmış olması ve kısa
vadeli sigorta kolu prim oranının % 2’ye sabitlenmesi nedeniyle kısa vadeli
sigorta kolları priminin binde 2 oranında artırılması veya eksiltilmesi söz
konusu olamayacağından 2013 ve müteakip yıllarda dereceleme işlemleri
yapılmayacaktır.
3.1.7.4-
İşyeri tescil
işlemlerinin ardından altılı işkolu kodu sisteme girilmeden işlemler
sonuçlandırılmayacaktır. Yine işyeri tescil işlemleri sırasında birden fazla
faaliyet yürütülen işyerlerine ilişkin olarak bu bölümün 3.1.2 numaralı Yeni
tescil edilecek işyerlerinde iş kolu kodunun belirlenmesi başlığında yapılan
açıklamalar doğrultusunda yalnızca bir tane işkolu kodu verilecektir.
3.1.7.5-
Ayrıca Web tabanlı işyeri tescil
programından e-Sigorta kanalıyla işkolu kodu değişiklik talebinde bulunan
işverenlerin listesi alınarak gerek kağıt ortamında
gerekse e-Sigorta kanalıyla yapılan işkolu kodu değişiklik talepleri ivedilikle
sonuçlandırılacaktır.
3.1.7.6-Ayrıca aynı dörtlü işkolu kodunun altındaki altılı işkolu
kodlarının farklı tehlike sınıflarına girmesi (Örneğin 0311.01’in
tehlikeli, 0311.02’nin çok tehlikeli sınıfta yer alması) mümkün olduğundan,
dörtlü işkolu kodu aynı olsa dahi altılı işkolu kodunun değiştirilmesine
ilişkin talepler de bu bölümün 3.1.2, 3.1.3, 3.1.4 numaralı başlıklarında
belirtildiği şekilde işlem yapılacaktır.
3.1.7.7-İşkolu kodu değişikliklerinin ardından yeni altılı işkolu
kodu örneği bu genelge eki Ek-1 ve Ek-2’de yer alan matbu formlar kullanılmak
suretiyle, posta yoluyla 7201 sayılı Kanuna göre işverenlere tebliğ
edilecektir.
3.2- İşyeri dosyasının açılması ve alt işverenlerin tescili
Kanun kapsamına alınacak nitelikteki her iş veya işyerine yukarda
belirtilen esaslara göre bir işyeri sicil numarasının verilmesinden sonra, bu
numara işyeri bildirgesinin özel hanesine veya tespit tutanağı bahis konusu
ise, bu tutanağın başına yazılacak ve bir işyeri dosyası açılıp, bu dosyaya
işyeri bildirgesi veya tutanak konacaktır. Tescili yapılan işyerinin işyeri
dosyasının kapağına işyeri sicil numarası, işyeri adresi, işyeri unvanı,
işverenin işe başlama tarihi vb. yazılacaktır. Bu belgelerdeki bilgiler dosya
kapağının üzerindeki ilgili hanelere okunaklı ve itinalı bir şekilde
yazılacaktır.
Mahiyet ve işkolu kodlarında, tehlike sınıf ve derecesinde, işverenin ve
işyerinin isim, ünvan ve adres değişikliklerinde bu bilgiler dosya
kapaklarındaki hanelerine muntazaman ve vaktinde işlenecektir.
Asıl
işverenlerden iş alan alt işverenler için asıl işverene ait işyeri sicil
numarasına ilave olarak verilecek üç haneli alt işveren numarası verilerek, alt
işverenlerce çalıştırılan sigortalılara ilişkin bildirimlerin bu işyeri sicil
numarası üzerinden yapılması sağlanacak olup, alt işverenler için ayrıca işyeri
dosyası açılmayacaktır.
Diğer yandan uygulamada asıl işverenlerce alt işverenlerin
sözleşmelerinin sona erdiği hususunun ilgili sosyal güvenlik merkezine yazılı
olarak bildirildiği durumlarda; alt işverenin işini bitirdiği tarihin işyeri
tescil kütüklerine kaydedilmesi gerekirken e-Sigorta şifresinin askıya
alındığı, dolayısıyla e-sigorta şifresi askıya alınan işverenin sigortalı işten
ayrılış bildirgelerini de gönderemeyerek idari para cezasına maruz
bırakıldıkları gibi durumlarla karşılaşılabilmektedir.
Bu durumda web tabanlı işyeri tescil programlarında mevcut “Tescil Değ.
İşlemleri”, “Aracı İşlemleri” seçenekleri işaretlenmek suretiyle erişilen
ekranda yer alan “Aracı Bitirme Tar.” alanına, alt işverenin işinin sona erdiği
tarih yazılacak olup, e-Bildirge şifrelerinin askıya alınması işlemi kesinlikle
yapılmayacaktır.
Dolayısıyla,
alt işverenin işinin bitirildiği tarihin işyeri tescil kütüklerine kaydedilmesi
halinde, işin sona erdiği tarihten sonraki aylara ilişkin aylık prim ve hizmet
belgesi gönderilmesine e-Bildirge programlarınca izin verilmeyecek olmakla
birlikte, e-Sigorta kullanıcı kodu ve şifresi aktif olacağından alt
işverenlerin işten ayrılış bildirgelerini göndermeleri mümkün olacaktır.
Öte
yandan özellikle ihale konusu işler bakımından alt işverenin tescilinin
yapılmasını müteakip durumdan ihale makamına bilgi verilecek olup işverenden
ihale makamından temin edilecek ve asıl işverenin alt işveren çalıştırmasında
mahsur olup olmadığına ilişkin herhangi bir belge getirmesi veya ibrazı
istenmeyecektir.
4- İhale konusu veya özel sektör tarafından tekraren verilen
işlerde işyeri dosyası tescil edilmeksizin aynı dosyadan işlemlerin
yürütülmesinin usul ve esasları
Bilindiği
üzere Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 27. maddesinin ikinci fıkrasının
ikinci cümlesinde;
“İşverenin
talebi üzerine aynı işverene, aynı iş kolunda olmak üzere işin bitiminden
itibaren bir ay içerisinde tekraren verilen veya ihale edilen güvenlik,
temizlik, taşıma ve benzeri nitelikteki hizmet alımı işlerinde yeni bir işyeri
bildirgesi verilmeksizin söz konusu işlerin yürütüldüğü işyeri dosyası
üzerinden işlemler yürütülebilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve
esaslar Kurumca belirlenir.”
Hükmü
yer almaktadır.
Yapılan
düzenlemeyle önceki işin tekrarı niteliğinde olan sözleşme veya ihale konusu
yeni iş için, işyeri dosyası açılmaksızın iş ve işlemlerin mevcut işyeri
dosyasından yürütülebilmesi amaçlanmaktadır.
İlgili
hüküm kapsamında yeniden işyeri dosyası tescil ettirilmeksizin mevcut olan
işyeri dosyasından işlemlerin yürütülebilmesi için;
a)
Aralarında yapılan sözleşme ile verilen veya 2886 sayılı Devlet
İhale Kanunu ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunları dahil
olmak üzere ihale edilen güvenlik, temizlik, taşıma ve benzeri nitelikteki
hizmet alımı işinin yapıldığı bir işyeri dosyanın bulunması,
b) İşverenin yazılı talebinin olması,
c) İşin
aynı işverene verilmesi,
ç)
Mevcut dosyadan yapılan iş ile söz konusu dosyadan yapılmaya devam edecek işin
iş kolu kodunun aynı olması,
d) Yeni işin aynı işverene tekraren sözleşmeyle verilmiş veya ihale
edilmiş olması ve yeni işe eski işin bitim tarihinden itibaren en geç bir ay
içerisinde başlanacak olması,
e) Mevcut dosyadan
yapılmakta olan iş ile tekraren verilen
veya ihale edilen işin personel çalıştırılmasına dayalı adam/gün sayısı belli
hizmet işi niteliğinde bir iş olması,
şartlarının
bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir.
4.1- Aralarında yapılan sözleşme ile verilen veya 2886 sayılı Devlet
İhale Kanunu ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunları dahil
olmak üzere ihale edilen güvenlik, temizlik, taşıma ve benzeri nitelikteki
hizmet alımı işinin yapıldığı bir işyeri dosyanın bulunması
İşveren
tarafından tekraren alınan veya ihale suretiyle yüklenilen iş için işyeri
dosyası tescil edilmeksizin işlerin yürütülmesine ancak bu konuda daha önce
açılmış geçici mahiyette bir işyeri dosyasının bulunması şartıyla izin
verilecektir.
4.2 - İşverenin yazılı talebinin olması
İşveren
tarafından tekraren alınan veya ihale suretiyle yüklenilen iş için işyeri
dosyası tescil edilmeksizin daha önce açılmış mevcut işyeri dosyası üzerinden
işlemlerin yürütülmesinde işverenin konuya ilişkin yazılı talebinin olması
şartı aranacaktır.
Bu doğrultuda
işverenlerin veya yetki verilen kişilerin konuya ilişkin olarak taleplerini
içeren ve bu Genelge eki Ek-3'te yer alan başvuru formu ile birlikte yeni işin
sözleşme tarihiyle yeni işe başladığı tarih (bu tarih dahil)
arasında işyerinin işlem gördüğü sosyal güvenlik il müdürlüğüne/ sosyal
güvenlik merkezine başvurmaları gerekmektedir.
Öte yandan söz konusu uygulamadan yararlanmak amacıyla
işverenin yazılı talebi aranmakla birlikte işverenin ilgili uygulamadan
yararlanmak amacıyla üniteye yazılı talebi olmaksızın mevcut işyeri dosyasından
sona eren ihalenin bitim tarihini takip eden aydan itibaren bildirimde
bulunmaya devam etmesi halinde iradesini bu yönde ortaya koyduğu kabul
edilerek, bu genelgenin “4- İhale konusu veya özel sektör tarafından tekraren
verilen işlerde işyeri dosyası tescil edilmeksizin aynı dosyadan işlemlerin
yürütülmesinin usul ve esasları” başlığında düzenlenen diğer şartların
sağlanmış olması koşuluyla da ihale konusu veya özel sektör tarafından tekraren
verilen işlerde işyeri dosyası tescil edilmeksizin aynı dosyadan işlemlerin yürütülmesine
izin verilecek ve 5510 sayılı Kanunun 102. maddesinin birinci fıkrasının (b)
bendi kapsamında idari para cezası uygulanmayacaktır.
Önceden
beri süre gelen işin tekraren üstlenilmesi ve 1 aylık süreden sonra işe
başlanması/sigortalı çalıştırmaya başlanacak olması halinde, bahse konu yeni
alınan işe ilişkin işyerinin tescilinde 5510 sayılı Kanunun 11. maddesi ile
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 27. maddesi hükümlerine göre yeni
işyeri dosyası tescil edilecektir.
Örnek
1: (X) Firması tarafından (A) şirketine
31.12.2017 tarihine kadar verilen temizlik işi tekraren 2018 yılı içinde aynı
şirkete verilmiştir. Söz konusu işe ilişkin sözleşme 14.12.2017 tarihinde
imzalanmış olup (A) şirketi tarafından söz konusu işe 2.1.2018 tarihi
itibariyle başlanılmıştır. (A) şirketi tarafından tekraren
alınan temizlik işine ilişkin işlemlerin işyeri dosyası tescil edilmeksizin
konuya ilişkin olarak daha önce açılmış mevcut işyeri dosyası üzerinden
yürütülmesinin istenilmesi halinde ilgili şirketin yetkili kişileri tarafından
işin bitim tarihi olan 31.12.2017 ila 31.1.2018 arasında bu Genelge eki Ek-3'te
yer alan başvuru formu ile işyerinin işlem gördüğü sosyal güvenlik il
müdürlüğüne/ sosyal güvenlik merkezine başvurulması gerekmektedir.
Örnekte yer alan (X) firması tarafından 31.1.2018 tarihine
kadar yazılı başvuru olmamasına rağmen tekraren verilen işte 2018 yılı Ocak
ayında sigortalı çalıştırıldığına dair aylık prim ve hizmet belgesinin/muhtasar
ve prim hizmet beyannamesinin Kuruma verilmesi halinde işverenin mevcut işyeri
dosyasından bildirimine izin verilecek ve yazılı başvuruda bulunulmama
nedeniyle 5510 sayılı Kanunun 102. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi
kapsamında idari para cezası uygulanmayacaktır.
Söz
konusu Ek-3 Başvuru Formu ekinde işi veren/ihale eden kurum ve kuruluş
tarafından düzenlenen ve işin söz konusu işverene verildiğine/ihale edildiğine
ilişkin belge de yer alacaktır.
4.3- İşin
aynı işverene verilmesi
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 27. maddesinin ikinci fıkrasının
ikinci cümlesinde yer verilen düzenleme doğrultusunda yeniden işyeri dosyası
tescil ettirilmeksizin mevcut olan işyeri dosyasından işlemlerin
yürütülebilmesine izin verilebilmesi için işin aynı işverene verilmesi şartı
aranacaktır.
Örnek
2- (A) kamu kurumu tarafından ihale
suretiyle ve 2017 yılı için (B) işverenine verilen temizlik işinin 2018 yılı
için de (B) işverenine verilmesi halinde yeni işyeri dosyası tescil
edilmeksizin mevcut işyeri dosyasından bildirimlere devam edilecek, (C)
işverenine verilmesi halinde mevcut olan işyeri dosyasından işlemler
yürütülmeyecektir.
Örnek
3- (A) kamu kurumu tarafından ihale
suretiyle ve 2017 yılı için (B) işverenine verilen temizlik işi ilgili idarenin
uygun görmesiyle 2017 yılı Mayıs ayında (C) işverenine devredilmiş ve (C) işvereni
adına işyeri dosyası açılmıştır. 2018 yılı için söz konusu işin (C) işverenine
verilmesi halinde işlemlerin (C) işverenin adına tescil edilmiş işyeri
dosyasından yürütülebilmesine izin verilecektir.
4.4- Mevcut dosyadan
yapılan iş ile söz konusu dosyadan
yapılmaya devam edecek işin iş kolu kodunun aynı olması
Yeniden işyeri dosyası tescil ettirilmeksizin mevcut olan işyeri
dosyasından işlemlerin yürütülebilmesi için tekraren alınan iş ile ünitede
bulunan mevcut dosyada yapılan işin iş kolu kodunun aynı olması gerekmektedir.
Bu doğrultuda tekraren işi üstlenen işveren tarafından Genelge
ekinde yer alan Ek-3 başvuru formu ve eki belgelerin verilmesini müteakip
ilgili ünite tarafından mevcut işyeri dosyasında yer alan bilgiler ve belgeler
ile verilen belgelerdeki bilgiler karşılaştırılacak olup iş kolu kodlarının
aynı olması halinde tekraren alınan iş için mevcut dosyadan bildirimde
bulunulmasına izin verilecek iş kolu kodlarının farklı olması halinde ise
mevcut dosyadan bildirimde bulunulmasına izin verilmeyecektir.
Örnek
4- (B) kamu kurumuna ilişkin temizlik
işi 2017 yılı için (A) Ltd.Şti. tarafından ihale suretiyle yüklenilmiş olup söz
konusu işe ilişkin geçici işyeri dosyası 8121- Binaların genel temizliği iş
kolu kodundan tescil edilmiştir. 2018 yılı için aynı şirket tarafından (B) kamu
kurumuna ait özel güvenlik işinin yüklenilmesi halinde ise söz konusu işe
ilişkin özel güvenlik faaliyet kodu 8010 olacağından mevcut işyeri dosyasından
bildirimde bulunulmasına izin verilmeyecektir.
4.5- Yeni işin aynı işverene tekraren sözleşmeyle verilmiş veya ihale
edilmiş olması ve yeni iş için, eski işin bitim tarihini takip eden aya ait
aylık prim ve hizmet belgesi/muhtasar ve prim hizmet beyannamesi verilmiş
olması
Yeniden işyeri dosyası tescil ettirilmeksizin mevcut olan işyeri
dosyasından işlemlerin yürütülebilmesine izin verilebilmesi için yeni işin aynı
işverene tekraren sözleşmeyle verilmiş veya ihale edilmiş olması ve yeni iş
için, eski işin bitim tarihini takip eden aya ait aylık prim ve hizmet
belgesinin/muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin verilmiş olması
gerekmektedir.
Bununla birlikte eski işin bitim tarihini takip eden aya ait aylık prim ve hizmet
belgesinin/muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin verilmemesi halinde mevcut
dosyadan bildirim yapılmayacaktır.
Diğer yandan eski işin bitim tarihini takip eden aya ait aylık
prim ve hizmet belgesi/muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin yasal süresi
dışında mevcut dosyadan verilmesi halinde işlemlerin mevcut dosyadan
yürütülmesine devam edilecek ve 5510 sayılı Kanunun 102. maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi kapsamında idari para cezası uygulanmayacak ancak aylık
prim ve hizmet belgesinin /muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin geç
verilmesinden dolayı idari para cezası uygulanacaktır.
Örnek
5- (A) firmasına ait temizlik işi 2017
yılı için 1 yıllık olarak (B) firmasına verilmiş olup söz konusu iş 2017 yılı
sonu itibariyle bitecektir. 2017 yılı Kasım ayında (A) firması ile (B) firması
arasında imzalanan sözleşme ile mevzubahis temizlik işi tekraren (B) firmasına
verilmiştir. 31.12.2017 itibariyle mevzubahis dosyadan bildirilen iş
tamamlanmış olup (B) firması tarafından tekraren alınan iş için işyeri dosyası
tescil edilmeksizin mevcut bulunan dosyadan bildirimde bulunulmasına izin
verilebilmesi için 2018 yılı Ocak ayı aylık prim ve hizmet belgesinin /
muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin verilmiş olması gerekmektedir.
4.6- Mevcut dosyadan
yapılmakta olan iş ile tekraren verilen
veya ihale edilen işin personel çalıştırılmasına dayalı güvenlik, temizlik,
taşıma ve benzeri nitelikteki hizmet alımı niteliğinde bir iş olması
Yeniden işyeri dosyası tescil ettirilmeksizin mevcut olan işyeri
dosyasından işlemlerin yürütülebilmesine izin verilebilmesi için tekraren
verilen veya ihale edilen işin personel çalıştırılmasına dayalı güvenlik,
temizlik, taşıma ve benzeri nitelikteki hizmet alımı niteliğinde bir iş olması
gerekmekte olup yapım işleri bu kapsamda değerlendirilmeyecektir.
4.7- Yukarıda belirtilen şartları taşımamasına rağmen tekraren (4.2 numaralı bölümde belirtilen şart hariç) verilen işlerin
yeni işyeri dosyası tescil ettirilmeksizin tamamlandığının sonradan anlaşılması
Yukarıda
belirtilen şartları taşımamasına rağmen tekraren (4.2
numaralı bölümde belirtilen şart hariç) verilen işlerin yeni işyeri dosyası
tescil ettirilmeksizin tamamlandığının sonradan anlaşılması halinde her bir
sözleşmeyle veya ihaleyle verilen iş için ayrı ayrı işyeri tescil edilmesi
gerekmekteyse de söz konusu işlerin bitmiş olması, Kurumun, işverenlerin ve
sigortalıların zararı olmaması nedeniyle gereksiz emek ve zaman kaybına yol
açmamak adına her bir işyeri için işyeri dosyası tesciline gidilmeyecek ancak,
işyeri bildirgesi verilmesi gerektiği halde verilmeyen her bir iş için ayrı
ayrı 5510 sayılı Kanunun 102. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi
kapsamında idari para cezası uygulanacaktır.
5- Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 27. maddesinin on birinci fıkrasına
istinaden işyeri dosyalarının birleştirilmesi
Bilindiği
üzere Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 27. maddesinin on birinci
fıkrasında;
“Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi
kapsamında sigortalı çalıştıran kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyeri
işverenleri tarafından yazılı olarak talep edilmek kaydıyla, devamlı mahiyette
işlem gören veya görecek olan aynı kamu kurum ve kuruluşu işverenine ait iş
kolu kodu aynı olan ve birden fazla Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü sınırları
içindeki tüm işyeri dosyalarının birleştirilmek suretiyle tek dosyada işlem
görmesine istihdam teşvik ve desteklerinden yersiz yararlanmaya mahal
vermeyecek şekilde Kurumca izin verilebilir.”
Düzenlemesi
yer almaktadır.
Bu doğrultuda;
Kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyeri işverenleri tarafından yazılı olarak
talep edilmek kaydıyla;
-
Aynı ilde devamlı mahiyette işlem gören veya görecek iş kolu
kodu aynı olan ve Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında
sigortalı çalıştıran tüm işyerlerinin birleştirilmek suretiyle il bazında iş
kolu koduna göre ayrı ayrı işyeri tescil edilmesi,
-
Devamlı mahiyette işlem gören veya görecek olan iş kolu kodu aynı
olan birden fazla Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü sınırları içindeki tüm işyeri
dosyalarının iş kolu kodları dikkate alınarak bölge/ülke çapında
birleştirilmesi,
işlemleri
yapılacaktır.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
İşyeri
Dosyalarında Nevi Değişikliği, Birleşme, Katılım, Adi Şirketlere Yeni Ortak
Alınması
İle Devir, Nakil, İntikal İşlemleri
1- Şirketlerin birleşmesi, nevilerinin değişmesi veya diğer bir
şirkete katılması, adi şirketlerde yeni ortak alınması hallerinde işyeri
dosyası tescil işlemleri
5510 sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 11. maddesinin 4.
fıkrasında yeralan;
“29.6.1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu
hükümlerine tâbi şirketlerin nevilerinin değişmesi, birleşmesi veya diğer bir
şirkete katılması durumunda, bu hususların ticaret siciline tesciline ilişkin
ilân tarihini; adi şirketlerde şirkete yeni ortak alınması durumunda ise en geç
yeni ortağın alındığı tarihi takip eden on gün içinde, işyeri bildirgesi ile
Kuruma bildirilmek zorundadır.”
Hükmü uyarınca; bu durumlarda ticaret sicilindeki kayıtların
değişmesini gerektiren başka bir deyişle nevisi değişen, katılan veya birleşen
şirkete ait kaydın bir defterden başka bir deftere taşınmasını ve eski kaydın
kapanmasını gerektiren bir işlem söz konusu olduğundan bu gibi durumlarda
işveren ve işverene esas olan vergi kimlik numarası da değiştiğinden söz konusu
durumların gerçekleşmesini takip eden 10 günlük süre içerisinde Kuruma işyeri
bildirgesi gönderilecektir.
Diğer
yandan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği gereği bu işyeri bildirgeleri
elektronik ortamda verilecektir.
Adi şirketlerde
(adi ortaklıklarda) şirkete (ortaklığa) yeni ortak alınması durumunda ise en
geç yeni ortağın alındığı tarihi takip eden on gün içinde, işyerinin işlem
gördüğü Kurumun ilgili ünitesine işyeri bildirgesi gönderilecektir.
Adi ortaklıkta (adi şirketlerde) ortaklardan ayrı bir hukuki süje yani
tüzel kişilik olmadığından, şirket adına yapılan işlemlerden ötürü tüm ortaklar
sorumluluk altına girmektedir. Ayrıca adi ortaklıklar bağımsız işletme
birimleri olarak görülmekte olduğundan, iki kişilik adi ortaklıkta ortaklardan
birinin çıkması adi ortaklığın sona ermesi sonucunu doğuracaktır. Bu durumda adi ortaklık tarafından işletilen işyeri üzerindeki
ortaklığın müstakil yapısının kalkması ve ortaklığın sona ermesiyle işyerinin
tek kişi adına tescil edilmesi gerekmekte olup müstakil yapısı kalkan
ortaklığın işlettiği işyerinin yeni işvereninin gerçek kişi olması sebebiyle,
bu durum işyerinin devri mahiyetinde değerlendirilerek ortaklığın sayısının
bire düştüğü tarihi takip eden 10 gün içinde işyerinin devrine ilişkin işyeri
bildirgesi verilecektir.
Örnek
1: 2 gerçek kişiden oluşan (B) adi
ortaklığının ortaklarından (A)’nın 23.10.2018 tarihi
itibariyle ortaklıktan ayrılması durumunda, adi ortaklık niteliği ortadan
kalkacağından ortaklıktan ayrılma tarihini takip eden 10 gün içinde işyeri
bildirgesinin işyerinin bulunduğu yerdeki sosyal güvenlik merkezine
gönderilmesi gerekecektir.
Şirketlerin
nevilerinin değişmesi, birleşmesi veya bir şirketin diğer bir şirkete katılması
ya da adi şirketlerde yeni ortak alınması veya adi ortaklığın gerçek kişiye
dönüşmesi durumunda yeni işyeri dosyası tescil edilmeyecek, mevcut dosya
üzerinden değişiklikler işlenmek suretiyle işlemler devam ettirilecektir.
Örnek
2 : (A) İmalat Ltd. Şti. unvanıyla
Ulucanlar Sosyal Güvenlik Merkezinde 3.4.2017 tarihinde bir işyeri açılmış ve
bu işyerine ………… 1234567.06 sicil numarası
verilmiştir. (A) İmalat Ltd. Şti'nin nevi değiştirerek (A) İmalat A. Ş'ye
dönüşmesi ve durumunda 4.9.2018 tarihinde ticaret sicili gazetesinde ilan
edilmesi halinde ilan tarihini takip eden on gün içinde (en geç 14.9.2018
tarihine kadar) işyeri bildirgesi ile Kurum'a bildirilmesi zorunludur. Kurum
söz konusu nevi değişikliğine dair işyeri bildirgesini aldığında işyeri sicil
numarasını değiştirmeyecek ancak işveren ile ilgili kayıtlarını
güncelleyecektir.
Birleşme işlemi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 136 ila 148.
maddelerinde düzenlenmiş olup, söz konusu Kanunun 136. maddesinin ikinci
fıkrasında 136 ilâ 158. maddelerin uygulamasında, kabul eden şirketin
“devralan”, katılan şirketin“ devrolunan” diye adlandırılacağı, dördüncü
fıkrasında da, birleşmeyle, devralan şirketin devrolunan şirketin malvarlığını
bir bütün hâlinde devraldığı ve birleşmeyle devrolunan şirketin sona ererek ve
ticaret sicilinden silineceği belirtilmiştir.
Bu doğrultuda
Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tâbi şirketlerin birleşmesi halinde yeni dosya
açılmaksızın iş ve işlemler devreden şirkete ait işyeri dosyası/dosyaları
üzerinden devralan şirket adına gerçekleştirilecektir.
Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tâbi şirketlerin nevilerinin
değişmesi, birleşmesi veya diğer bir şirkete katılması durumunda, bu hususların
ticaret siciline tesciline ilişkin ilân tarihini; takip eden 10 gün içinde
işyeri bildirgesi verilmesine ilişkin olarak; ticaret sicilinde yapılan
değişikliklerin üçüncü kişiler nezdinde hüküm ifade edebilmesi ancak
değişikliğin ilanı ile mümkün olduğundan, yapılan değişikliğin ilan edilmemiş
olması durumunda değişiklik bu durumu bilmeyenler bakımından bir hüküm ifade
etmeyecektir. Bu doğrultuda, ilan tarihinden kasıt
ticaret sicili gazetesinin yayınlanmış olduğu tarih olup; şirketin ticaret
sicilindeki kayıt - tescil tarihi, başvuru tarihi, ticaret sicil gazetesindeki
karar tarihi vs. ilan tarihi olmamaktadır.
Buna göre,
şirketlerin birleşmesi, nevilerinin değişmesi veya katılımı hallerinde bu
değişikliğin ticaret sicil gazetesinde yayınlandığı tarihi takip eden 10 gün
içinde işyeri bildirgesi ile Kurumumuza bildirilmiş olması halinde, işyeri
bildirgesini verme yükümlülüğü yasal süresi içerisinde yerine getirilmiş
sayılacaktır.
Öte
yandan nevi değişikliği, birleşme ve katılım hallerinin ticaret sicil
gazetesinde ilan tarihini takip eden 10 gün içinde işyeri bildirgesiyle
bildirilip bildirilmediği hususu ünite tarafından ticaret sicil gazetesinden de
sorgulanacaktır.
Örnek
3 : (B) Limited Şirketi 2.5.2018
tarihinde nev’i değiştirmiş olup; söz konusu nev’i değişikliği 15.5.2018
tarihinde ticaret sicil gazetesinde yayınlanmıştır. Bu durumda, işyeri
bildirgesinin 15.5.2018 tarihini takip eden 10 gün içerisinde (25.5.2018 tarihi
dahil olmak üzere bu tarihe kadar) Kuruma verilmesi
gerekmektedir.
Şirketlerin,
unvan değişikliklerinde işyeri bildirgesi verilmeyecek, bu değişikliğin yer
aldığı Ticaret Sicil Gazetesinin de ekli olduğu bir yazı ile Kuruma
bildirilmesi yeterli kabul edilecektir.
Öte
yandan kurumsal işlemlerden yada tescil
düzeltmelerinden dolayı nevi değişikliği yapılması durumunda oluşacak idari
para cezası iptal edilecektir.
2- İşyeri dosyalarında devir, nakil, intikal ve bölünme
işlemleri
5510 sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 11. maddesinin 5.
fıkrasında;
“İşyerinin faaliyette bulunduğu adresten başka bir ildeki
adrese nakledilmesi, sigortalı çalıştırılan bir işin veya işyerinin başka bir
işverene devredilmesi veya intikal etmesi halinde, işyerinin nakledildiği, yeni
işverenin işi veya işyerini devraldığı tarihi takip eden on gün içinde,
işyerinin miras yoluyla intikali halinde ise mirasçıları, ölüm tarihinden
itibaren en geç üç ay içinde, işyeri bildirgesini Kuruma vermekle yükümlüdür. İşyerinin aynı il sınırları içinde Kurumun diğer bir
ünitesinin görev alanına giren başka bir adrese nakledilmesi halinde, adres
değişikliğinin yazı ile bildirilmesi yeterlidir. Bu işlerde çalışan
sigortalıların, sigorta hak ve yükümlülükleri devam eder.”
Hükmü
yer almaktadır.
Yine 5510 sayılı Kanunun 89. maddesinin birinci fıkrasında;
“Sigortalının
çalıştırıldığı işyeri aktif veya pasifi ile birlikte devralınır veya intikal
ederse ya da başka bir işyerine katılır veya birleşirse eski işverenin Kuruma
olan prim ile gecikme cezası, gecikme zammı ve diğer ferilerinden oluşan
borçlarından, aynı zamanda yeni işveren de müştereken ve müteselsilen
sorumludur. Bu hükme aykırı sözleşme hükümleri Kuruma karşı geçersizdir. Bu
fıkranın uygulanmasına ilişkin usûl ve esasları belirlemeye Kurum yetkilidir.”
Düzenlemesi
yer almıştır.
Söz
konusu durumlara ilişkin olarak dikkat edilecek hususlar aşağıda sayılmıştır.
2.1- İşyerinin devri veya intikali
2.1.1-
İşyerinin devri
İşyerinin
devrinden bahsedilebilmesi için faaliyet halinde iken bütün tesisat ve işçileri
ile birlikte diğer bir işveren tarafından devir alınması veya o işverene
intikal etmesi şartı aranacaktır.
Bir işyerinin
devri demek onun bütün hukuki neticeleriyle birlikte, yani aktifi ve pasifi,
işçisi ve tesisatı ile birlikte faaliyet halinde bir başkasına geçmesi demek
olup bu şartlarla yapılan bir devir anlaşması, çalışanların hizmet akitlerinin
kesintisiz olarak devamı, yani yeni işverenin bu akitleri tanımasını
kapsayacağından el değiştirme sayılacaktır. Aksi halde, ilk işveren kendi
işçilerinin akdini feshederek faaliyetini tatil etmişse ortada 5510 sayılı
Kanunun tarifine uygun bir işyeri kalmamış olacaktır. Böyle bir işyerini sadece
binası, tesisatı, makina ve sair demirbaşları ile başkasına satmak veya
kiralamak hukuken mülkiyetin veya kullanma hakkının devredilmesi demektir ki,
bu durum el değiştirmenin varlığına yeterli sayılmayacaktır.
Bu kapsamda işyerinin devir edilmesinin unsuru, 5510 sayılı Kanunun 4.
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında çalışan kişiler ile birlikte
diğer maddi ve maddi olmayan unsurların başkasına geçmesi olduğundan bu durumda
5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında
çalışan kişiler bulunmaksızın yapılan bir devir nedeniyle işyeri bildirgesi
verme yükümlülüğü bulunmayacaktır.
İşyeri
bildirgesi, sigortalı çalıştırılan bir işin veya işyerinin devri halinde, yeni
işveren tarafından, en geç işin veya işyerinin devralındığı tarihi takip eden
on gün içinde işyerinin işlem gördüğü Kurumun ilgili ünitesine gönderilecektir.
10 günlük
süre;
Devir işleminin
ticaret sicil gazetesinde yayımlanmaksızın sözleşme ile yapılması halinde ise
sözleşme tarihini,
Devir işleminin
ticaret sicil gazetesinde yayımlanması halinde ilan tarihini,
takip eden günden itibaren başlayacaktır.
Örnek
1: (A) Ltd. Şti. ne ait olan tekstil
fabrikası içinde yer alan makineler ve sigortalılar ile birlikte yapılan
sözleşme ile 7.5.2018 tarihi itibariyle (B) Ltd. Şti. ne devredilmiştir. Söz
konusu sözleşmenin akdedildiği tarihi izleyen 10 gün içinde işyerinin devrine
ilişkin işyeri bildirgesi (B) Ltd. Şti. tarafından ilgili üniteye
gönderilecektir.
Öte
yandan yapılan sözleşme kapsamında sadece fabrikanın içindeki makinalar ile
devredilmesi çalışan sigortalıların işten çıkış işlemlerinin sözleşmenin
imzalanmasından önce yapılmış olması halinde ise sosyal güvenlik uygulaması
noktasında devir söz konusu olmayacağından işyerinin devrine ilişkin işyeri bildirgesi
verilmeyecektir.
Diğer taraftan bir işyerinin devredilmesi durumunda yeni
işveren eski işverenin Kuruma olan borçlarından sorumlu olmakla birlikte hile,
muvaaza, salt prim borçlarından kurtulma veya üçüncü kişileri yanıltma amacına
yönelik olarak işyerinin devir veya satış gösterilmesi halleri hariç olmak
üzere; söz konusu sorumluluğun alanını daha önceki veya daha sonraki
işverenlere yüklemek, sorumluluk kapsamını uzatmak mümkün olmayacaktır.
Örnek
2: (A) işverenine ait işyeri
sigortalıları ile birlikte 4.9.2018 tarihinde (B) işverenine devrolmuş (B)
işvereni tarafından da yeni işyeri bildirgesi verilerek tescil edilmiştir.
Sonrasında ise işyeri (B) işvereni tarafından sigortalıları ile birlikte 3.12.2018
tarihinde (C) işverenine devrolmuş ve (C) işvereni tarafından da yeni işyeri
bildirgesi verilerek tescil edilmiştir. Söz konusu olayda
hile, muvaaza, salt prim borçlarından kurtulma veya üçüncü kişileri yanıltma
amacına yönelik olarak işyerinin devir veya satış gösterilmesi halleri hariç
olmak üzere; (A) işvereni ile (B) işvereni arasında yapılan devir işleminin
sonucu (A işverenine ait olan Kuruma olan borçlar) (C) işverenine
yansıtılmayacaktır, (C) işvereni yalnızca (B) işvereniyle yaptığı sözleşmesinin
sonuçlarından, (B) işvereninin kuruma olan borçlarından sorumlu olacaktır.
İşyerinin
devrine ilişkin sürelerin kanıtlanması ve bildirime esas sürelere uyulup
uyulmadığının belirlenmesi noktasında öncelikli olarak işverenler tarafından
yapılan beyanlar kabul edilecek olup ihbar veya şikayet
olması halinde devire ilişkin noter onaylı sözleşme, resmi kurumlara ait
kanıtlayıcı belgeler gibi unsurların işverenden istenmesiyle devrin yapıldığı
tarih ve buna ilişkin işyeri bildirgesinin süresinde verilip verilmediğinin
kontrolü yapılabilecektir.
Diğer
yandan tüzel kişiliklerin üçüncü kişiler nezdinde borçlara ve haklara ehil
olabilmeleri kurulduklarının tescil ve ilan edilmesi ile birlikte mümkün
bulunmaktadır. Tüzel kişiliğin ticaret siciline tescil edilerek ilan edilmesi
ile birlikte artık kurucularından ayrı, bağımsız, hukuk düzeninin kabul ettiği
bir kişiliğin varlığı kabul edilmektedir. Tüzel kişiliklerin sigortalı vasfında
kişi çalıştırmaları durumunda sigortalının çalıştırıldığı yer işyeri,
sigortalıyı çalıştıran tüzel kişilik de işveren olarak nitelendirilmektedir.
Bu doğrultuda
işverenin değişmesi, işyerinde işveren sıfatının taşıyan gerçek ya da tüzel
kişinin değişmesidir. Tüzel kişiliği olan ortaklıklarda, ortaklardan birinin,
daha fazlasının veya tamamının hisselerini başka birine/birilerine devretmesi,
şirketteki hakim durumu değiştirse bile, şirketin
tüzel kişiliğinde bir değişiklik oluşturmayacağından, hisse devri işveren
değişikliği olarak nitelendirilemeyecek işyeri tescil kütüğündeki bilgiler
güncellenecektir.
Örnek 3: Bir
limited şirketin ortaklarının hisselerini başka gerçek veya tüzel kişilere
satmaları tüzel kişiliği sona erdirmediğinden başka bir ifade ile tüzel
kişiliğin hissedarları değişmiş olsa dahi ticaret sicilinde o tüzel kişilik
adına kayıt devam ettiğinden bu şekildeki hisse devri işveren değişikliği
olarak görülmeyecek ve hissedar değişikliği nedeniyle işverenden işyeri devir
bildirgesi istenilmeyecektir. Söz
konusu durumda yeniden işyeri dosyası tescil ettirilmeyecek ancak işyeri
dosyası üzerinde gerekli değişiklikler yapılacaktır.
Örnek
4: Bir limited şirketin tek gerçek kişi
ortağı bulunmaktadır. Söz konusu ortak tarafından hisselerin tamamı (%100’lük
kısmı) bir başkasına satılmıştır. Hisselerin başka gerçek kişiye satılması
tüzel kişiliği sona erdirmediğinden başka bir ifade ile tüzel kişiliğin
hissedarı değişmiş olsa dahi ticaret sicilinde o tüzel kişilik adına kayıt
devam ettiğinden bu şekildeki hisse devri işveren değişikliği olarak
görülmeyecek ve hissedar değişikliği nedeniyle işverenden işyeri devir
bildirgesi istenilmeyecektir. Söz konusu durumda yeniden işyeri dosyası tescil
ettirilmeyecek ancak işyeri dosyası üzerinde gerekli değişiklikler
yapılacaktır.
Örnek
5: İki ortaklı (A) limited şirketinde
ortakların ayrı ayrı % 50 lik hisseleri bulunmaktadır. Ortaklardan birisi hisselerini
diğer ortağa satmıştır. Hisselerin diğer ortağa satılması tüzel kişiliği sona
erdirmediğinden başka bir ifade ile tüzel kişiliğin hisse sahibi değişmiş olsa
dahi ticaret sicilinde o tüzel kişilik adına kayıt devam ettiğinden bu
şekildeki hisse devri işveren değişikliği olarak görülmeyecek ve hissedar
değişikliği nedeniyle işverenden işyeri devir bildirgesi istenilmeyecektir. Söz
konusu durumda yeniden işyeri dosyası tescil
ettirilmeyecek ancak işyeri dosyası üzerinde gerekli değişiklikler yapılacaktır.
2.1.1.1- Bazı iş ve işyerlerinde devir ve devri gerektirmeyen haller
2.1.1.1.1- Apartman,
iş hanı ve pasaj gibi işyerlerinde
Kapıcılık,
kalorifercilik, odacılık gibi hizmetlerin görülmesi sebebiyle 5510 sayılı
Kanunun uygulandığı apartman, iş hanı ve pasaj gibi işyerlerinin tamamının
gerçek veya tüzel kişiye ait olması durumunda tüm olarak başka gerçek veya
tüzel kişilere devir veya intikal etmesi halinde diğer devamlı işyerlerinde
olduğu gibi devir işlemi uygulanacaktır.
Kat Mülkiyeti
Kanununa tâbi bir apartmanın bağımsız bölümlerinden bir veya birkaçı sahip
değiştirirse, işyerinin tümü ile devri bahis konusu olmadığı için, sadece kat
malikleri listesinde isim değişikliği yapılması yeterli olacaktır.
2.1.1.1.2- İcra tarafından satılan işyerlerinde
İcra
dairesi tarafından haczedilen işyerinin başka bir kişi tarafından icradan
alınması halinde, bu işyerinin bütün hukukî neticeleriyle ve anlaşma ile devri
bahis konusu olmadığından devir işlemi yapılması mümkün değildir. Bu itibarla
icradan satın alarak sigortalı çalıştıran işveren adına ayrı bir işyeri dosyası
açılacaktır.
2.1.2- İşyerinin intikali
Bir işyerinin
işvereni gerçek kişi ise, onun ölümü ile bu işyerinin mirasçısına kalması
halinde hukuken intikalden söz edilir. Böyle bir işyeri mirasçı tarafından
reddedilmeyip kabul edilmişse, çalışmakta olan işçilerin akdi bağları da
intikal etmiş olacağından intikal hali meydana gelecektir.
İşyeri
bildirgesi, gerçek kişi olan işverenin ölümü halinde ise, mirasçılarınca, ölüm
tarihinden itibaren en geç üç ay içinde işyerinin işlem gördüğü Kurumun ilgili
ünitesine verilecektir. Mirasın reddi halinde bu üç aylık süre içerisinde
mirasın reddine ilişkin belgenin verilmesiyle işyeri bildirgesi vermeye ilişkin
yükümlülük ortadan kalkacaktır.
Öte
yandan Medeni Kanunun 606. maddesine göre; “Miras, üç ay içinde reddolunabilir.
Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri
ispat edilmedikçe miras bırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış
mirasçılar için miras bırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği
tarihten işlemeye başlar.” Yine Medeni Kanunun 610. maddesinde de; “ Yasal süre
içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur.”
Hükmü yer almaktadır.
Bu itibarla, işyeri bildirgesi murisin ölüm tarihinden itibaren 3 aylık
sürenin sonuna kadar Kuruma verilebileceği gibi 3 aylık süre dolmadan da
verilebilecektir.
Örnek
1: A gerçek kişi işvereni 8.5.2018
tarihinde vefat etmiştir. Söz konusu işverenin 2 mirasçısı bulunmaktadır.
İlgili mirasçıların vefat tarihinden itibaren 3 ay içinde (8.8.2018 tarihine
kadar) sulh hukuk mahkemesinden alacakları reddi miras kararını ilgili üniteye
ibraz etmeleri halinde işyeri bildirgesi verilmeyecektir. Söz konusu mirasçılar
tarafından 3 ay içinde herhangi bir red işlemi yapılmaması halinde ise miras
kabul edilmiş sayılacak olup 3 aylık sürenin sona erdiği 8.8.2018 tarihinde
intikale ilişkin işyeri bildirgesi verilmesi gerekecektir. Diğer yandan 3 aylık
süre dolmadan 8.6.2018 tarihinde işyeri bildirgesi verilmesi halinde ise bu
tarihte (8.6.2018 tarihinde) işyerinin intikali yapılacaktır.
Öte
yandan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 550. maddesi gereği vasiyeti yerine
getirme görevlisinin işyeri bildirgesi verme yükümlülüğü bulunmadığından,
işyerinin miras yoluyla intikali halinde mirasçılar, ölüm tarihinden itibaren
en geç üç ay içinde, işyeri bildirgesini vermekle yükümlüdür.
Diğer
taraftan devir veya intikal nedeniyle düzenlenen işyeri bildirgesine istinaden
ayrıca işyeri dosyası tescil edilmeyecek, işlemlerin eski işyeri numarasından
devam ettirilebilmesi için, devir veya intikale ilişkin gerekli değişiklikler
tescil kütüklerine kaydedilecektir.
2.2-İşyerinin nakli
İşyerinin
faaliyette bulunduğu ilden başka bir ile nakledilmesi halinde, işyeri
bildirgesi, işyerinin nakledildiği adresin bağlı bulunduğu üniteye, en geç
işyerinin nakledildiği tarihi takip eden on gün içinde verilecektir.
Diğer
yandan işyerinin, başka bir ildeki adrese nakledilmesi nedeniyle düzenlenen
işyeri bildirgesine istinaden yeni işyeri dosyası tescil edilecektir.
Öte
yandan yeni tescil edilen işyeri dosyasından dolayı işverenlerce yeni e-sigorta
kullanıcı kodu ve şifresi alınması icap etmekte olup gerekli işlemler yeni
alınan e-sigorta şifresi ile yapılacaktır.
İşyerinin
nakli dolayısıyla yapılan tescil işleminin ardından işyeri sicil numarası
değiştiğinden, nakil tarihi itibariyle hizmet akdi devam eden sigortalılar için
eski işyeri dosyasından sigortalı işten ayrılış bildirgesi, yeni işyeri
dosyasından sigortalı işe giriş bildirgesi düzenlenmesi gerekmektedir.
Aylık prim ve hizmet belgelerinin/muhtasar ve prim hizmet
beyannamelerinin düzenlenmesi sırasında, nakil tarihi itibariyle hizmet akdi
devam eden sigortalıların işyerinin nakledildiği tarihten önceki sürelere
ilişkin hizmetlerinin ve kazançlarının eski işyeri dosyası için verilmiş olan
e-Sigorta şifresi ile işyerinin nakledildiği tarihten sonraki sürelere ilişkin
hizmetlerinin ve kazançlarının ise yeni işyeri dosyası için verilmiş e-Sigorta
şifresi ile bildireceklerdir.
Örnek
1: (A) Ltd. Şti. unvanlı işyeri,
Tekirdağ ilinden 14.5.2018 tarihi itibariyle Edirne iline nakledilmiştir.
- İşyerinin nakline ilişkin işyeri bildirgesi en geç 24.5.2018
(dahil) tarihine kadar Edirne Sosyal Güvenlik İl
Müdürlüğüne verilecek,
- 2018/Mayıs ayına ilişkin aylık prim ve hizmet belgesinin
düzenlenmesi sırasında, sigortalıların nakil tarihinden önceki 13 günlük
hizmetlerinin eski e-Sigorta şifresi ile nakil tarihinden sonraki hizmetleri
yeni e-Sigorta şifresi ile bildirilecek,
-
Hizmet
akdi devam eden sigortalılar için eski işyeri dosyası
üzerinden sigortalı işten ayrılış bildirgesi, yeni işyeri dosyası üzerinden
sigortalı işe giriş bildirgesi düzenlenecek,
-
Yeni
işyeri dosyasından dolayı 14.5.2018
tarihinden sonraki hizmetlere ilişkin aylık prim ve hizmet belgesinin düzenlenmesi
sırasında ayın kalan gün sayısının 18 olduğu dikkate alınacaktır.
Diğer
yandan işyerinin nakline ilişkin sürelerin kanıtlanması ve bildirime esas
sürelere uyulup uyulmadığının belirlenmesi noktasında öncelikli olarak
işverenler tarafından yapılan beyanlar kabul edilecek olup ihbar veya şikayet olması halinde nakle ilişkin sözleşme, resmi
kurumlara ait kanıtlayıcı belgeler gibi unsurların işverenden istenmesiyle
nakil işleminin yapıldığı tarih ve buna ilişkin işyeri bildirgesinin süresinde
verilip verilmediğinin kontrolü yapılabilecektir.
İşyerinin
aynı il içinde başka bir ünitenin görev bölgesine nakledilmesi hâlinde işyeri bildirgesi
verilmeyecektir. Nakil tarihini takip eden 10 gün içinde durum, işverence eski
ve yeni üniteye bir yazı ile bildirilecek, yapılan yazılı bildirim üzerine yeni
işyeri dosyası tescil edilecektir. Yeni ünite, nakil bilgilerine dayanarak
işverene işyeri sicil numarasını bildirecek, eski ünitede bulunan işyeri
dosyasındaki tescile esas bilgi ve belgelerin birer örneği yeni ünitedeki
dosyasına konulacaktır.
İşyerinin
başka bir ünitenin görev alanına giren adrese nakledilmesi halinde, durum yeni
ünite tarafından bildirimin kendisine yapıldığı tarihten itibaren 15 gün içinde
eski işyeri dosyasının bulunduğu üniteye yazılı olarak bildirilecek ve yapılan
bildirim üzerine eski işyeri dosyası Kanun kapsamından çıkartılacaktır.
Öte
yandan Ankara’da Rüzgarlı ve Ulucanlar Sosyal Güvenlik
Merkezleri, Hatay’da Hatay Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü ve İskenderun Sosyal
Güvenlik Merkezi, Mersin’de Mersin Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü ve Tarsus
Sosyal Güvenlik Merkezi, İstanbul’da Bağcılar, Beşiktaş, Beyoğlu, Fatih,
Gaziosmanpaşa, Kadıköy, Pendik, Küçükçekmece Sosyal Güvenlik Merkezleri ile
Kocaeli’nde İzmit Sosyal Güvenlik Merkezi ve Gebze Sosyal Güvenlik Merkezi ile
Türkiye genelindeki diğer sosyal güvenlik il müdürlükleri ana sosyal güvenlik
merkezi olarak işlem görmektedirler. Yukarıda belirtilen sosyal güvenlik
merkezleri ve sosyal güvenlik il müdürlükleri dışındaki sosyal güvenlik merkezleri
de alt sosyal güvenlik merkezi olarak işlem görmektedirler.
Bu kapsamda il içinde yapılan işyeri nakillerinde ana sosyal güvenlik
merkezi (SGM) ve alt sosyal güvenlik merkezi ayrımına göre yapılacak işlemler
aşağıda açıklanmıştır.
2.2.1- İşyerinin aynı il içinde aynı ana sosyal güvenlik merkezine
bağlı başka bir alt sosyal güvenlik merkezinin görev alanına giren adrese
nakledilmesi
İşyerinin
aynı il içinde aynı ana SGM’ye bağlı başka bir alt SGM’nin görev alanına
nakledilmesi halinde dilekçe ile yapılacak başvuruya istinaden, işyeri dosyası,
eski adresin bağlı bulunduğu alt SGM tarafından ana SGM’ye, ana SGM tarafından
da yeni adresteki işyerinin bağlı bulunduğu alt SGM’ye transfer edilecektir. Bu
doğrultuda nakil işlemi değil dosya transfer işlemi gerçekleştirilmektedir.
Eski işyeri dosyasına ait sicil numarasının yalnızca ilçe kodu ve SGM numarası
değiştirildiğinden, nakil tarihinden sonraki işlemleri, eski işyeri dosyasından
verilen e-Sigorta kullanıcı kodu ve şifresi ile yapılmaya devam edilecektir.
Mevcut sigortalılar için sigortalı işe giriş ve işten ayrılış bildirgesi
verilmeyeceği gibi, transfer işlemin yapıldığı ayda hizmet akdi devam eden
sigortalılar için düzenlenecek olan aylık prim ve hizmet belgeleri/ muhtasar ve
prim hizmet beyannameleri işyerinin hangi tarih itibariyle nakledildiği
üzerinde durulmaksızın 30 gün üzerinden düzenlenerek tek bildirge/beyanname
halinde Kurum’a gönderilebilecektir.
Örnek
2: İşyeri 15.5.2018 tarihinde, Gölbaşı SGM’nin görev alanına giren adresten Çankaya Sosyal Güvenlik
Merkezinin görev alanına giren bir adrese nakleden bir işveren tarafından,
- Hem Gölbaşı SGM’ ye, hem de Çankaya SGM’ye dilekçe ile
başvurulacak
- Gölbaşı SGM tarafından işyeri dosyası ana SGM olan Ulucanlar
SGM’ye, Ulucanlar SGM tarafından da Çankaya SGM’ ye transfer edilecek,
- İşyerinde çalışan sigortalıların hizmetleri ve kazançları
mevcut e-Sigorta kullanıcı kodu ve şifresi ile Sosyal Güvenlik Kurumu’na
gönderilecektir.
2.2.2- İşyerinin aynı il içinde ve aynı alt sosyal güvenlik
merkezinin görev alanına giren başka bir adrese nakledilmesi
İşyerinin
aynı ünitenin görev alanına giren başka bir adrese nakledilmesi halinde, yeni
adres, işyerinin nakledildiği tarihten itibaren 10 gün içinde işyerinin işlem
gördüğü üniteye yazı ile bildirilecektir. Bu durumda yeni işyeri dosyası tescil
edilmeyecek, işyeri dosyası için herhangi bir transfer işlemi yapılmayacak
sadece işyerinin adresi güncellenecektir. Söz konusu durumda e-sigorta
kullanıcı kodu ve şifresi alınmasına gerek olmadığı gibi, hizmet akdi devam eden
sigortalılar yönünden sigortalı işten ayrılış ve işe giriş bildirgesi
düzenlenmesine de gerek bulunmayacaktır.
2.2.3-İşyerinin aynı il içinde farklı ana sosyal güvenlik
merkezine bağlı, başka bir alt sosyal güvenlik merkezinin görev alanına giren
adrese nakledilmesi yapılacak işlemler
İşyerinin
aynı il içinde farklı ana SGM’ye bağlı, başka bir alt SGM’nin görev alanına
giren bir adrese nakledilmesi halinde, 10 günlük süre içinde ve dilekçe ile
yapılacak başvuruya istinaden yeni adresteki işyerinin bağlı bulunduğu alt SGM
tarafından, nakil dolayısıyla yeni bir işyeri dosyası tescil edilecektir.
Yeni tescil edilen işyeri dosyasından dolayı yeni bir e-Sigorta kullanıcı kodu
ve şifresi alınması ve nakil tarihi itibariyle hizmet akdi devam eden
sigortalılar için eski işyeri dosyasından sigortalı işten ayrılış bildirgesi,
yeni işyeri dosyasından sigortalı işe giriş bildirgesi düzenlenmesi icap
etmektedir.
Bu durumda, aylık prim ve hizmet belgelerinin düzenlenmesi sırasında, nakil
tarihi itibariyle hizmet akdi devam eden sigortalıların işyerinin nakledildiği
tarihten önceki sürelere ilişkin hizmetlerinin ve kazançlarının eski işyeri
dosyası için verilmiş olan e-Sigorta şifresi ile işyerinin nakledildiği
tarihten sonraki sürelere ilişkin hizmetlerinin ve kazançlarının ise yeni
işyeri dosyası için verilmiş e-Sigorta şifresi ile bildirilmesi gerekmektedir.
2.3- İşyerinin bölünmesi
6102 sayılı
Türk Ticaret Kanunun ‘nun Bölünme başlıklı 159. Maddesinde;
“
a) Tam bölünmede, şirketin tüm malvarlığı bölümlere ayrılır ve diğer şirketlere
devrolunur. Bölünen şirketin ortakları, devralan şirketlerin paylarını ve
haklarını iktisap ederler. Tam bölünüp devrolunan şirket sona erer ve unvanı
ticaret sicilinden silinir.
b) Kısmi
bölünmede, bir şirketin malvarlığının bir veya birden fazla bölümü diğer
şirketlere devrolunur. Bölünen şirketin ortakları, devralan şirketlerin
paylarını ve haklarını iktisap ederler veya bölünen şirket, devredilen
malvarlığı bölümlerinin karşılığında devralan şirketlerdeki payları ve hakları
elde ederek yavru şirketini oluşturur.”
Hükümleri
yer almaktadır.
Bu doğrultuda Türk Ticaret Kanununa tabi olan şirketlerin
bölünmeleri ve bölünme sonrasında bölünen şirketin tüzel kişiliği ortadan
kalktığı için ve şirketin ikiden fazla farklı şirkete devrolması durumu ortaya
çıktığından bölünen şirkete ait işyeri dosyasının bölünme sonrası ortaya çıkan
yeni şirketlerden birine devredilmesinin talep edilmesi halinde, yapılan işlem
işyerinin devri olarak nitelendirilmeyecek olup bölünme sonrasında ortaya çıkan
işyerleri için en geç sigortalı çalıştırılmaya başlanılan tarihte işyeri
dosyası tescil edilecektir.
Örnek
1: A Anonim Şirketi 7.1.2020 tarihinde
ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğünün onayı ile B, C ve D anonim şirketleri olarak
üçe bölünmüştür. Söz konusu A Anonim Şirketinin vergi kimlik numarasının altında Kurumumuzda
işlem görmekte olan 1 adet işyeri dosyası bulunmakta olup söz konusu işyeri dosyasında
150 sigortalının bildirimi yapılmaktadır. Söz konusu durumda 150 sigortalının
bölünme sonrasında ortaya çıkan yeni şirketlere dağıtılması halinde A Anonim
Şirketine ait işyeri dosyasından kaynaklanan tüm aktif ve pasifleri ile
sigortalıların aktarımı yapılamayacağından bölünme sonrasında ortaya çıkan yeni
şirketler için en geç sigortalı çalıştırılmaya başlanılan tarihte işyeri
dosyası tescil edilecektir.
Diğer yandan Türk Ticaret Kanununa tabi olan şirketlerin
bölünmeleri, bölünme sonrasında birden fazla yeni şirketin ortaya çıkması ve
bölünen şirketin vergi kimlik numarası altında Kurumda işlem gören işyeri
dosyalarının sayısının da bölünme sonucunda ortaya çıkan şirketlerle aynı
olması halinde; mevcut işyeri dosyalarından kaynaklanan tüm aktif ve pasifler
ile sigortalıların, bölünme sonrasında ortaya çıkan şirketlere aynen aktarımı
yapılması durumda Kanunun öngördüğü şekilde devir işlemi yapılarak işlemler
mevcut işyeri dosyalarından yerine getirilecek olup devir tarihini takip eden
10 gün içinde işyeri bildirgesi verilecektir.
Örnek
2- B Anonim Şirketi 8.1.2020 tarihinde
ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğünün onayı ile C, D, E ve F anonim şirketleri
olarak dörde bölünmüştür. B Anonim Şirketinin vergi kimlik numarası altında
Kurumumuzda işlem görmekte olan 4 adet işyeri dosyası bulunmakta olup bir
numaralı işyeri dosyasından 35, iki numaralı işyeri dosyasından 75, üç numaralı
işyeri dosyasından 80 ve dört numaralı işyeri dosyasından ise 45 sigortalının
bildirimi yapılmaktadır. Söz konusu durumda bölünme
sonrasında 1 numaralı işyerinin tüm aktif ve pasifi ile sigortalıları C
şirketine, 2 numaralı işyerinin tüm aktif ve pasifi ile sigortalıları D
şirketine, 3 numaralı işyerinin tüm aktif ve pasifi ile sigortalıları E
şirketine ve 4 numaralı işyerinin tüm aktif ve pasifi ile sigortalıları F
şirketine aktarılması halinde 5510 sayılı Kanun kapsamında bir devir söz konusu
olacağından devir tarihini takip eden 10 gün içinde işyeri devir bildirgesi
verilecektir.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
İşyeri
Tescil, İşverenlik İşleminde Özellikli Konular ve Diğer Hususlar
1-Farklı
ücret ödeme dönemlerinde ve kamu kurum ve kuruluşlarında farklı statüde
sigortalı bulunması halinde işyeri tescili
Tescili yapılacak işyerinde, hem ayın 1’i ila 30’u arasında, hem de
ayın 15’i ila müteakip ayın 14’ü arasındaki çalışmalarına istinaden ücret alan
sigortalıların bulunması halinde, her iki çalışma döneminden dolayı iki ayrı
işyeri bildirgesi düzenlenerek ayrı ayrı işyeri tescili yapılacaktır.
Aynı
kamu kurum ve kuruluşunda, Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c)
bentleri kapsamına giren sigortalıların çalıştırılması halinde, (a) bendi
kapsamına giren sigortalılar için ayrı, (c) bendi kapsamına giren sigortalılar
için ayrı işyeri bildirgesi düzenlenerek ayrı ayrı işyeri dosyası tescil
edilecektir.
2- Tek ihale ile birden fazla ünitenin görev alanına giren bir işin yapılması hâlinde
tescil işlemi
Tek ihale ile birden fazla ünitenin görev alanına giren bir işin yapılması hâlinde, istihkaklarının
bir ödenmesi ve teminatlarının tek olması şartıyla, işe ilk başlanılan yeri
çevresine alan ünitece tek işyeri sicil numarası verilebilecektir. Aynı anda
birden fazla ünitenin görev alanlarında işe başlanılması halinde, hangi
üniteden tek işyeri sicil numarası alınacağı işverenin talebine göre
belirlenecek, işverence, ilgisi bulunan diğer ünitelere yazılı olarak bilgi
verilecektir.
Örnek
1: (A) kamu kurumuna ait olan ve söz
konusu kamu kurumunun 5 ayrı ilde bulunan birimlerinin temizlik işi (B) Ltd.
Şti ne ihale edilmiştir. Söz konusu işte istihkaklarının bir ödenmesi ve
teminatlarının tek olması şartıyla, işe ilk başlanılan yeri çevresine alan
ünitece tek işyeri sicil numarası verilebilecektir.
Örnek
2: 1 numaralı örnekteki ihale konusu
işe 5 ilde aynı gün başlanılması halinde, hangi üniteden tek işyeri sicil
numarası alınacağı işverenin talebine göre belirlenecek, işverence, ilgisi
bulunan diğer ünitelere yazılı olarak bilgi verilecektir.
3- Aynı işveren tarafından yaptırılan ve birden fazla yapı ruhsatı
bulunan özel nitelikteki bina inşaatı işyerlerinde tescil işlemi
Aynı
işveren tarafından yaptırılan ve birden fazla yapı ruhsatı bulunan özel
nitelikteki bina inşaatı işyerlerinde, parsellerinin bitişik ya da yakın olması
ve sigortalıların birbirine karışması şartıyla inşaatların tek sicil
numarasında yürütülmesine ünitece izin verilebilecektir.
4- Belirli yerde yapılmayan ve belirli bir merkezden sevk ve idare edilen
işlerin tescili
Sigortalı
çalıştırılmaya başlanılan, devir alınan veya başka bir işverene intikal eden
işin belirli bir yerde yapılmaması hâlinde işyeri bildirgesi işverenin
ikametgâhının bulunduğu, yeri çevresine alan üniteye gönderilecektir.
Örnek
1: Bir durağa bağlı olmaksızın şoför
çalıştırılan taksi işyerlerinde işyeri bildirgesi işverenin ikametgâhının
bulunduğu, yeri çevresine alan üniteye verilecektir.
Sigortalı
çalıştırılmaya başlanılan, devir alınan veya başka bir işverene intikal eden
işin bir ‘il’den diğer bir ‘il’e geçmesi ve devam etmesi hâlinde işin başladığı
yeri çevresine alan üniteye, birden farklı ilde yapılan işin aynı zamanda
başlaması durumunda işverenin talebine göre belirlenecek olan üniteye işyeri
bildirgesi verilecektir.
Büro, yazıhane gibi belli bir merkezden sevk veya idare
edilmeyen ve faaliyeti belirli bir yere bağlı olmayan işler, belirli yerde
yapılmayan işler olarak kabul edilecek ve belirli bir yerde yapılmayan işlerde
işverenin ikametgâhı ile işin görüldüğü yerler Kuruma ait ayrı ünite bölgelerinde
bulunuyorsa, sigorta işlemlerinin işverenin yazılı başvurusu üzerine, işin
yapıldığı yeri çevresine alan ünite veya ünitelerinden biri tarafından
yürütülmesine Kurumca izin verilmesi durumunda işyeri bildirgesi o üniteye
verilecektir.
Örnek
2: Kendine ait aracıyla Ankara ili
içinde seyyar olarak tekstil ürünleri satışı yapan (A) işvereninin söz konusu
işte çalıştırdığı 2 sigortalısı bulunmaktadır. (A) işvereni Keçiören Sosyal
Güvenlik Merkezi dahilinde ikamet etmekte olup işyeri
bildirgesi Keçiören Sosyal Güvenlik Merkezine verilerek işyeri tescil
edilebileceği gibi sigorta işlemlerinin işverenin yazılı başvurusu üzerine,
işin yapıldığı yeri çevresine alan ünite veya ünitelerinden biri tarafından
yürütülmesine Kurumca izin verilmesi durumunda işyeri bildirgesi o üniteye de
verilebilecektir
Faaliyeti belirli bir yere bağlı olmamakla beraber, büro, yazıhane gibi belirli bir
merkezden sevk ve idare edilen işler, belirli bir yerde yapılmış sayılacak ve
işyeri bildirgesi, işin sevk ve idare edildiği yeri çevresine alan üniteye
verilecektir.
5- İnşaat, tesisat, tamirat ve tadilât işlerinde işverenlik ve
işyeri tescili
5.1-
İnşaat, tamirat, tadilat ve tesisat işlerinin özel olarak yapılması halinde
işverenlik ve işyeri tescili
İnşaat ruhsatlarına istinaden yapılan gerçek veya tüzel
kişilere ait inşaatlar ile mülkiyeti (tapusu) gerçek veya tüzel kişilere ait
bina ve diğer inşaatlar ile tamirat, tadilat ve tesisat işyerlerinde yapılan
işler, bizzat mülkiyet sahipleri tarafından sigortalı çalıştırılmak suretiyle
yapılıyor ise belirtilen kişiler işveren kabul edilecek ve işyeri dosyası bu
kişiler adına tescil edilecektir.
Örnek
1: Arsa sahibi (A) şahsı, arsası
üzerine yaptıracağı dükkan inşaatını sigortalı
çalıştırmak suretiyle tamamlaması halinde, işveren (A) şahsının kendisi olacak
ve işyeri dosyası söz konusu kişi adına açılacaktır.
Diğer
yandan inşaat, tamirat, tadilat ve tesisat işlerinin ruhsatsız yaptırılmış
olması işverenlik sıfatını etkilemediğinden Kurumumuz işlemleri ruhsatlı
işlerde olduğu gibi yapılacaktır.
İnşaat,
tamirat, tadilat ve tesisat işlerinin sahipleri tarafından herhangi bir
sigortalı çalıştırılmaksızın tümüyle (inşaat uygulamasındaki deyimle anahtar
teslimi olarak) yaptırılmak üzere başka bir gerçek veya tüzel kişiye verilmesi
halinde; mülkiyet sahibi ile yapımı üstlenen arasında istisna akdi
bulunacağından, işlerin yapımını üstlenen kişi müteahhit
sıfatı ile işveren olarak kabul edilecektir.
Belirtilen işlerin malzemeli veya malzemesiz yapılması işverenlik
durumlarını değiştirmeyecektir.
Bu hallerde işyeri bildirgesi işlerin yapımını üstlenen kişi tarafından
verilerek işyeri dosyası söz konusu kişi adına açılacaktır. Söz konusu durumda
inşaatın yapımını yüklenen kişilerin işi malzemeli veya malzemesiz yapmış
olmaları işverenlik sıfatlarında değişiklik yapmayacaktır.
Örnek
2: (A) isimli şahıs kendi arsasına
yaptıracağı fabrika binası için belediyeden ruhsat almıştır. Fabrikanın inşası
işi (B) ye (anahtar teslimi şartıyla) verilmiştir. 5510 sayılı Kanun kapsamında
(B) şahsı işveren olarak esas alınacaktır.
Öte
yandan inşaat, tamirat, tadilat ve tesisat işlerinin yapımını sigortalı
çalıştırarak gerçekleştiren kişi (mülkiyet sahibi veya müteahhit),
yapılan işlerin bir kısmını sair şahıslara yaptırdığı takdirde, işin
kısımlarını yapan bu kişi veya kişiler bu işte sigortalı çalıştırdıkları
takdirde alt işveren sayılacaktır.
Diğer
yandan mülkiyet sahibi veya müteahhit tarafından,
sigortalı çalıştırılarak yapılan işlerin bir kısmının sair şahıslara
yaptırılması aşamasında, söz konusu şahıslar, yanlarında Kurumdan tescilli
devamlı işyerlerinin işçileri dışında sigortalı çalıştırarak işi yapmaları
halinde alt işveren sayılacak olup devamlı işyerlerinin işçileri ile işi
yapmaları halinde ise alt işveren sayılmayacaklardır.
Örnek
3: (A) isimli şahıs kendi arsasına
yaptıracağı fabrika binası için belediyeden ruhsat almıştır. Fabrikanın inşası
işi (B) ye (anahtar teslimi şartıyla) vermiştir. (B) şahsı yapılmasını sahibine
karşı taahhüt ettiği işin bazı kısımlarını ayrı anlaşmalarla, (C), (D) ve (E)
işverenlerine verirse aralarında istisna akdi doğmuş olacağından, bu işverenler
Kurumdan tescilli devamlı işyerlerinin işçileri dışında sigortalı
çalıştırdıkları takdirde "alt işveren" sayılacaklardır.
5.1.1-Özel olarak yapılan inşaat, tamirat, tadilat ve tesisat işlerinin
devri
Özel
bir bina inşaatını tümü ile yapmak üzere (yani anahtar teslimi şartıyla)
sahibinden, alan müteahhit, akdin feshedilmesi,
inşaatın mühürlenmesi gibi sebeplerle inşaatı yarım bırakır veya bıraktırırsa,
kalan işlerin mülk sahibi tarafından çalıştırılan işçilerle tamamlanması veya
başka müteahhitlere verilmesi halinde, bir işverenden diğerine hukukî
neticeleriyle devir bahis konusu olmayacağından, işe devam eden veya işi ikmal
eden adına ayrıca işyeri dosyası açılacaktır.
Kurumumuz mevzuatı açısından bir işyerinin devri, onun bütün hukuki
neticeleriyle birlikte, yani aktifi veya pasifi, işçisi ve tesisatı ile
birlikte faaliyet halinde bir başkasına geçmesi demektir. Bu şartlarla yapılan
bir el değiştirme, çalışanların hizmet akitlerinin kesintisiz olarak devamı,
yani yeni işverenin bu akitleri tanımasını kapsayacağından, Kurumumuz
uygulamaları bakımından devir sayılacaktır. Aksi halde, ilk
işverenin kendi işçilerinin akdini feshederek faaliyetini geçici veya sürekli
olarak durdurmak suretiyle işyerini sadece binası, tesisatı, makina ve sair
demirbaşları ile başkasına satmak veya kiralamak istemesi durumunda ortada 5510
sayılı Kanunun tarifine uygun bir işyeri kalmamış olacağından bu şekilde
yapılacak işlemler Kurumumuz uygulamaları açısından devir olarak
nitelendirilmeyecektir.
Yukarıda
belirtildiği şekilde akdin feshedilmesi, inşaatın mühürlenmesi gibi sebeplerle
inşaatın yarım bırakılması veya bıraktırılması, kalan işlerin mülk sahibi
tarafından çalıştırılan işçilerle tamamlanması veya başka müteahhitlere
verilmesi halinde yapılan işin faal haldeyken diğer bir müteahhite veya
işverene devredilmemiş olmasından dolayı söz konusu durum devir olarak
tanımlanmayacak ve yeni işyeri dosyası tescil edilecektir.
Öte yandan özel olarak yaptırılan inşaat, tamirat, tadilat
ve tesisat konusu işler işçi çalıştırılırken başka bir ifade ile faal haldeyken
bütün tesisat ve sigortalıları ile birlikte bir işverenden başka bir işverene
devredilirse kanunun öngördüğü şekilde bir devir işlemi var olduğundan devir
işlemi yapılacak olup işlemler mevcut işyeri dosyasından devam ettirilecektir.
Tamamı ikmal edilmemiş aynı ada ve parseldeki inşaatın yarım
bırakılması ve başka bir işverence tamamlanması hususunda ikinci bir işyeri
dosyası açılmak üzere üniteye müracaat edilmesi halinde, inşaatın bitiminden
sonra seviye tespiti hususunda, gerek işverenler (işi yarım bırakan ve
tamamlayan) arasında gerekse ünitelerimizce yapılacak işlemlerde sorun
yaşanmamasını teminen, inşaatın seviye tespitini gösteren nitelikte bir belge
istenilecektir.
Özel
nitelikteki inşaatın devamı sırasında işverenin vefat etmesi üzerine işin
varislerine intikal etmesi halinde; varislerin, mirası reddetmedikleri sürece
intikal durumundan dolayı 5510 sayılı Kanunun 11. maddesi hükmüne istinaden
işyeri bildirgesi vermesi gerekmektedir. Bu durumda varisler adına yeniden
işyeri dosyası açılması yoluna gidilmeyecek, varisler tarafından işyeri
bildirgesi verilmesi suretiyle aynı işyeri dosyası üzerinden işlemlere devam
edilecektir.
5.2- İnşaat, tamirat, tadilat ve tesisat işlerinin ihale
suretiyle yaptırılması
İhale
suretiyle işin yapımını üzerine alan gerçek veya tüzel kişi müteahhit
sıfatını alacak ve 5510 sayılı Kanun karşısında işveren olacaktır.
Ancak, ihale yolu ile bir işin yapımını yüklenen müteahhidin 5510 sayılı Kanuna göre
işveren sayılabilmesi için, ihale suretiyle aldığı işin yapımı dolayısıyla
sigortalı çalıştırması ve bu işçilerin ihale konusu işte çalıştırılmak üzere
işe alınmış olması gerekmektedir. Taahhüt edilen işin ayrıca sigortalı
alınmaksızın müteahhidin esasen mevcut olan aynı mahiyette devamlı işyeri
sigortalılarıyla yapılmış olması halinde, ihale konusu işten dolayı ayrıca
işverenlik sıfatı söz konusu olmayacağından, taahhüt edilen işin ayrı bir
işyeri olarak tesciline gerek bulunmayacaktır.
Yine, bir müteahhidin ihale yolu ile almış olduğu işin mahiyeti icabı
mevcut işyeri dışında yapılması gerekmeyen (malzeme satımı, mal teslimi, proje
çizimi ve buna benzer) işlerden olması halinde de, ihale konusu işin ifası
sırasında işçi alınmış olsa dahi, ihale konusu işin yapıldığı ayrı ve bağımsız
bir işyeri mevcut olmadığından, başka bir ifade ile alınan işçi devamlı
işyerine alınmış olduğundan ihale konusu işten dolayı tescili gereken bir
işyeri ve işverenlik durumu söz konusu olmayacaktır.
5.2.1- İhale konusu inşaat, tamirat, tadilat ve tesisat işleri veya
hizmet işlerinin devri
4735 sayılı
Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun Sözleşmenin devri başlıklı 16. maddesinde;
“Sözleşme,
zorunlu hallerde ihale yetkilisinin yazılı izni ile başkasına devredilebilir.
Ancak, devir alacaklarda ilk ihaledeki şartların aranması zorunludur. Ayrıca,
isim ve statü değişikliği gereği yapılan devirler hariç olmak üzere, bir
sözleşmenin devredildiği tarihi takibeden üç yıl içinde aynı yüklenici
tarafından başka bir sözleşme devredilemez veya devir alınamaz. İzinsiz
devredilen veya devir alınan veya bir sözleşmenin devredildiği tarihi takibeden
üç yıl içinde devredilen veya devir alınan sözleşmeler feshedilerek, devreden
ve devir alanlar hakkında 20, 22 ve 26. madde hükümleri uygulanır.”
Hükmü
yer almıştır.
2886 sayılı
Devlet İhale Kanununun 66. maddesinde ise;
"Sözleşme,
ita amirinin yazılı izni ile başkasına devredilebilir. Ancak, devir alacaklarda
ilk ihaledeki şartlar aranır. İzinsiz devir yapılması halinde sözleşme bozulur
ve müteahhit veya müşteri hakkında 62. madde hükümleri
uygulanır."
Düzenlemesine
amirdir.
Bu doğrultuda
4735 ve 2886 sayılı Kanunlara tabi müesseselerden ihale sözleşmesi ile bir
inşaatın yapımını üzerine alan müteahhitin ihale makamının izni olmaksızın işi
başkasına devretme imkanı bulunmamaktadır. Dolayısıyla
işlemler, ihale edilen işe ilişkin ilk tescil edilen işyeri dosyası üzerinden
yapılacaktır.
İhale uhdesinde kalan işverenler tarafından işin bölümlere
ayırılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği ve
sigortalı çalıştırılmadığı durumlarda yanında sigortalı çalıştırmayan yüklenici
işveren sıfatını taşımadığından iş alanlar ile arasında asıl işveren- alt
işveren ilişkisi oluşmayacak yanında sigortalı çalıştıran ve ihale konusu
işteki mal ve hizmetlerin yürütülmesini sağlayan işverenler bağımsız işveren
olarak kabul edilip adlarına işyeri dosyası açılacaktır.
Yukarıda
belirtilen hususlar kapsamında her halükarda ana işverenin sigortalı
çalıştırması halinde söz konusu işveren adına işyeri dosyası açılacak ana
işverenden iş alan ve bu iş için görevlendireceği sigortalıları çalıştıran
işverenler ise alt işveren olarak tescil edilebilecektir.
Diğer
yandan ihale makamları, zaman zaman ihale konusu işi üstlenen müteahhidin işin
belli bir bölümünü yaptıktan sonra (işi tamamlamadan) eksik kalan kısmının
başka bir müteahhit tarafından tamamlanmasına yönelik anlaşmalara muvafakat
etmekte olup eksik kalan
işlerin yapılması hususunda
düzenlenen sözleşmede öngörülen teminatları da almaktadır.
Bu doğrultuda
ihale konusu işin eksik kalan kısmının sonradan düzenlenen sözleşmeye istinaden
işi devir alan tarafından yapılması ve üstlenilen bu kısım için ayrıca teminat
alınması halinde, işin devrine idarece muvafakat edildiğine ilişkin yazılı
sözleşmenin ibraz olunması kaydıyla, bu nitelikteki sözleşmede, işin önceki
kısımlarından dolayı işi devir alanın sorumluluğunun bulunduğu hususunda
herhangi bir hükme yer verilip verilmediği üzerinde durulmaksızın, işi devir
alan adına ayrıca işyeri dosyası açılarak eksik kalan kısımlar ile ilgili
işlemler açılacak yeni dosyadan yürütülecek, taahhüt edilen ihale konusu işin
ihale makamının muvafakatı ile yüklenicisinin değişmesi durumunda işyeri
dosyasında devir işlemi yapılmayarak yeni müteahhit
adına ayrıca bir işyeri dosyası açılacaktır.
Öte
yandan söz konusu durumda işyeri dosyası tescil ettirilmemesi halinde ise;
devir tarihi itibariyle devralan adına yeni işyeri dosyası açılacak, devir
tarihinden sonraki bildirimler bu işyeri dosyasına aktarılacak ayrıca işyeri
bildirgesinin verilmemesi nedeniyle idari para cezası uygulanacaktır. Asgari
işçilik işlemlerine ilişkin işlemler ise her bir işyeri dosyasından ayrı ayrı
yapılacaktır.
6- Kara, deniz ve hava araçlarında işverenlik ve tescil işlemi
Bir yerden diğer yere karadan, denizden veya havadan, insan, hayvan veya
eşya taşıyan motorlu veya motorsuz araçlar ile çekme, kazma, kaldırma, yükleme
gibi işleri yapan müteharrik makinalar (dozer, grayder, ekskavatör, loder,
traktör, vinç gibi) ve ilaçlama işi yapan araçlarda (ilaçlama uçakları)
sigortalı çalıştırıldığı takdirde, bunlar birer işyeri sayılmaktadır.
6.1- Kara taşıtlarında tescil işlemi
Kara taşıt
işyerlerinde sigortalıları hizmet akdiyle çalıştıran kişiler işveren olarak
nitelendirilecektir. Araçların hukuken maliki durumunda olan kimseler bu
işyerlerinde 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi
kapsamında belirtilen sigortalı tarifine uygun kişileri çalıştırmadıkça,
kanunen işveren sayılmayacaklar ve işyeri dosyası tescil ettirmeyeceklerdir.
Araçları sahibinden kiralayan veya sair şekilde fiilen elinde bulunduran kişi
bunları sigortalı çalıştırmak suretiyle işletiyorsa işveren sayılacak ve bu
kişi tarafından işyeri bildirgesi verilerek ilgili taşıt işyeri olarak tescil
edilecektir.
Diğer
yandan uygulamada, taksi, minibüs, kamyon, otobüs gibi araçların sahipleri
tarafından mülkiyeti muhafaza kaydıyla, plakanın kiralanması gibi yollarla
başkalarının kullanımına bırakıldığı durumlar söz konusu olabilecek olup bu
durumlarda sahibinden mülkiyeti muhafaza kaydıyla kiralayan ve kendi namına
işleten kişi;
-
Aracı bizzat kullanıyor ve yanında başka bir kimseyi
çalıştırmıyorsa ortada 5510 sayılı Kanunun hükmüne uygun nitelikte bir işyeri
bahis konusu olamayacağından, ne maliki ne de kendisi işveren sayılamayacak ve
işyeri dosyası tescil edilmeyecektir.
-
Aracı bizzat kullansın ya da kullanmasın her iki halde de
yanında hizmet akdine dayanarak başkalarını çalıştırıyorsa, mülkiyetine sahip
olan kişi değil, mülkiyeti muhafaza kaydıyla aracı kiralayan kişi doğrudan
doğruya kendisi işveren olacak ve işyeri dosyası bu kişi adına tescil
edilecektir.
6.2- Deniz taşıtlarında tescil işlemi
Gerek Ticaret Kanununa, gerekse Deniz İş Kanununa göre deniz ve göllerde yolcu ve yük nakleden, kurtarma, arama, sondaj, söndürme, temizleme
gibi işleri yapan ve genel olarak tekne denilen (gemi, yat, motor, römorkör, vinç, mavna, şat, kayık gibi) işyerlerinde iş
akdine (hizmet akdine)
dayanılarak çalıştırılan kişiler gemi
adamı ismini almaktadır.
Ticaret Kanunu hükümlerine göre gemisini deniz ticaretinde kullanan gemi
sahibine donatan, gemiyi sevk ve idare eden kişiye kaptan denilmektedir.
5510 sayılı
Kanun karşısında, sahibi bulunduğu gemide hizmet akdiyle gemi adamı (yani
sigortalı) çalıştıran donatan işveren sayılacak, donatan gemisini, işletilmek
üzere başkasına kiralamışsa gemiyi işleten kişi işveren olacaktır.
Öte
yandan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 946. maddesinde;
“
Bir geminin bağlama limanı o gemiye ait seferlerin yönetildiği yerdir.”
955. maddesinde ise;
“
Gemi, bağlama limanının tabi olduğu sicil müdürlüğünce tescil olunur.
Bir geminin seferleri yabancı bir limandan veya bir kara kentinden yahut bizzat gemiden
yönetildiği takdirde, malik, gemisini dilediği yer siciline tescil ettirebilir.
Malikin, Türkiye’de yerleşim yeri veya ticari işletmesi yoksa, bu Kanunda yazılı hakları kullanmak ve görevleri
yerine getirmek üzere, sicil müdürlüğüne o bölgede oturan bir temsilci
göstermesi gereklidir.”
Hükümleri
yer almaktadır.
Bu doğrultuda gemi, yat, motor, römorkör, vinç, mavna, şat, kayık
gibi deniz taşıtlarına ilişkin tescil işlemine ilişkin olarak işyeri bildirgesi
öncelikli olarak deniz taşıtının bağlama limanının tabi olduğu sicil
müdürlüğünün bulunduğu yer sosyal güvenlik il müdürlüğü/sosyal güvenlik
merkezine, geminin seferleri yabancı bir limandan veya bir kara kentinden yahut
bizzat gemiden yönetildiği takdirde ise işverenin gemisini tescil ettirdiği
sicil müdürlüğünün bulunduğu yer sosyal güvenlik il müdürlüğü/sosyal güvenlik
merkezine gönderilecektir.
6.3-Yabancı bandıralı gemilerde işyeri tescili
5510 sayılı
Kanunun 11. maddesinin ikinci fıkrasında;
‘İşveren,
örneği Kurumca hazırlanacak işyeri bildirgesini en geç sigortalı çalıştırmaya
başladığı tarihte, Kuruma vermekle yükümlüdür. Şirket kuruluşu aşamasında,
çalıştıracağı sigortalı sayısını ve bunların işe başlama tarihini, ticaret
sicili memurluklarına bildiren işverenlerin, bu bildirimleri Kuruma yapılmış
sayılır. Ticaret sicili memurlukları, kendilerine yapılan bu bildirimi en geç
on gün içinde Kuruma bildirmek zorundadır.’
Hükmü
yer almaktadır.
Bu bağlamda,
bir gemi adına işyeri dosyası tescil edilebilmesi için işverenin o gemi de 5510
sayılı kanuna tabi sigortalı çalıştırması ve işyeri bildirgesini en geç
sigortalı çalıştırmaya başladığı tarihte kuruma vermesi gerekmektedir.
Öte
yandan maliki yabancı olan ve ülkemiz arasında sosyal güvenlik sözleşmesi olan
bir ülkenin bayrağını taşıyan gemide, Türk vatandaşı olarak çalışan gemi
adamları hakkında ve işyeri dosyasının tescilinde de ilgili sözleşme
hükümlerine göre işlem yapılacaktır.
Maliki yabancı olan, yabancı bir ülkenin bayrağını taşıyan ve ülkemiz ile
arasında bir sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan gemide, Türk gemi
adamlarının çalışması halinde;
a) Türk
vatandaşları veya Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulmuş tüzel
kişiliklerce yabancı bayraklı bir geminin gemi adamları ile birlikte
kiralanması halinde, bu gemide
çalışan Türk personel 5510 sayılı
kanunun 5. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi kapsamında sigortalı sayılacak,
b) Geminin maliki
yabancı bir firma olduğu halde, Türkiye
Cumhuriyeti kanunlarına göre kurulmuş bir firmanın gemi adamları ile birlikte
bu gemiyi kiralaması durumunda, söz konusu gemi Türk Ticaret Kanununun 941.
madde çerçevesinde Türk bayrağı altında tescil edilmiş ise bu gemide çalışan
gemi adamları 5510 sayılı kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi
kapsamında sigortalı sayılacak,
ve işyeri dosyası 6.2- Deniz taşıtlarında tescil işlemi başlıklı
bölümde belirtildiği şekilde tescil edilecektir.
6.4- Aynı işkolunda bulunan birden çok kara veya deniz yahut hava
ulaştırma araçlarının tescil işlemi
Aynı
işverene ait olup, aynı işkolunda bulunan birden çok kara veya deniz yahut hava
ulaştırma araçları için tek işyeri dosyası tescil edilecektir. Aynı işkolunda
birden fazla nakil aracı bulunan işverence nakil araçlarının kayıtlı olduğu
ilgili idareyi gösterir belge ibraz edilerek tek işyeri bildirgesi düzenlenecek
ve işyeri, idarenin bulunduğu bölgeyi içine alan Kurum ünitesince tescil
edilecektir.
İstanbul
ilinde bulunan deniz ulaşım araçları için dosya tescil işlemi Beyoğlu Sosyal
Güvenlik Merkez Müdürlüğünce yapılacaktır.
7-
Ruhsatlara ve Ticaret Sicil müdürlükleri tarafından yapılan bildirimlere istinaden
yapılacak işyeri tescili
7.
1- Genel açıklamalar
Bilindiği
üzere, 10.3.2018 tarihli ve 30356 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7099 sayılı
Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunun 18. ve 19. maddesi ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar
ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 11. maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci
cümlesi;
“Şirket
kuruluşunun ticaret sicil müdürlüklerine bildirilmesi halinde yapılan bu
bildirim Kuruma yapılmış sayılır ve ilgililerce ayrıca işyeri bildirgesi
düzenlenmez.” şeklinde değiştirilmiş,
Aynı
maddenin altıncı fıkrasına “Bu bildirimlerden hangisinin işyerinin bildirilmesi
yerine geçeceği Kurumca belirlenir, belirlenenlerle ilgili ayrıca işyeri
bildirgesi düzenlenmez” hükmü eklenmiş,
Anılan Kanunun 100. maddesinin üçüncü fıkrası “Kurum, bu Kanun
gereği verilecek her türlü belge veya bilginin internet, elektronik ve benzeri
ortamda gönderilmesi hususunda, gerçek veya tüzel kişiler ile yazılı sözleşme
ile yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişilere izin vermeye, bu kişileri aracı
kılmaya veya zorunlu tutmaya, Kuruma verilmesi gereken her türlü belge,
bildirge ve taahhütnamenin gerçek ve tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan
kurum ve kuruluşlara verilmesini mecbur kılmaya, söz konusu belgeleri diğer
kamu idarelerine ait formlarla birleştirmeye ve bu belgeleri kamu idarelerinin
elektronik bilgi işlem ortamından almaya, bu kişilere yapılacak bildirimleri
Kuruma verilmiş saymaya, bu Kanunun uygulaması ile ilgili işveren, sigortalı ve
diğer kurum, kuruluş ve kişilerin talepleri üzerine veya re’sen düzenleyeceği
her türlü bilgi ve belgeyi bilgi işlem ortamında oluşturmaya, bu şekilde
hazırlanacak olan bilgi ve belgelerin sadece internet ve benzeri iletişim
ortamından ilgili kişilere verilmesini kararlaştırmaya yetkilidir.” şeklinde
değiştirilmiştir.
Buna göre, 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının
(a) bendi kapsamında sigortalı çalıştırılmasa dahi ticaret sicil
müdürlüklerince tescil edilen şirket kuruluşları ile Kuruma verilen yetki
doğrultusunda yalnızca yapı ruhsatına istinaden Kurumca otomatik işyeri tescili
yapılacağı, bu durumda ilgililerce ayrıca işyeri bildirgesi düzenlenmeyeceği ve
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği 29. maddesinde belirtilen belgeler ile
genelge ekinde yer alan formlardan Ek-4'ün ve Ek-5’in valilikler, belediyeler
ve ruhsat vermeye yetkili diğer kamu ve özel hukuk tüzel kişilerine, Ek-5’in
ticaret sicil müdürlüklerine verilerek Kurumca ayrıca söz konusu belgelerin
istenmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Bu doğrultuda,
işyerinin otomatik tescil işlemi sırasında yapılacak işlemler aşağıda
açıklanmıştır.
7.2- Ticaret Sicili Müdürlüklerince tescil edilen şirket kuruluşlarına istinaden
otomatik işyeri tescili
7.2.1- Genel açıklamalar
Bilindiği
üzere, 5510 sayılı Kanunun 11. maddesinin üçüncü fıkrasında yapılan değişiklik
ile sigortalı çalıştırılmasa dahi ticaret sicil müdürlüklerince tescil edilen
şirket kuruluşlarına istinaden işyeri tescilinin otomatik yapılmasına karar
verilmiştir. Ticaret sicil müdürlüklerince tescil edilen şirketlerin otomatik
olarak işyeri tescilinin yapılabilmesi için ticaret sicil müdürlüklerine
yapılan şirket kuruluşu başvurularında verilen bilgiler Ticaret Sicil
Müdürlüklerince Kuruma on-line olarak aktarılacaktır. Bu aktarma sonucunda
ticaret sicil müdürlüklerince tescil edilen şirketin otomatik işyeri tescil işlemi
ve e-Sigorta aktivasyon işlemi yapılacak ve işveren Kuruma müracaat etmeden
e-Sigorta işlemlerini yapabilecektir.
Ayrıca,
ticaret sicil müdürlükleri şirket kuruluş dilekçesi ve bildirim formu ekinde
kendisine verilen belgeleri Kurumca istenilmesi durumunda ibraz etmek üzere
muhafaza edecektir.
Yukarıda
anlatılan süreç ticaret sicil müdürlüklerince tescil edilen şirketlerin
otomatik işyeri tescili ile alakalı olup; otomatik tescil işlemi yapıldıktan
sonra işverenin işyerini devretmesi, kapatması, yeni bir e-Sigorta kullanıcısı
belirlenmesi gibi diğer bütün işlemlerde Kuruma verilmesi gereken belgelerin
ilgili sosyal güvenlik il müdürlüğüne/ sosyal güvenlik merkezine verilmesi
gerekmektedir.
7.2.2- Ticaret Sicili Müdürlüklerince tescil edilen şirket kuruluşlarına istinaden otomatik
işyeri tescili
Ticaret sicili müdürlüklerince tescil edilen şirket kuruluşuna istinaden
Kurum tarafından işyeri tescilinin otomatik olarak oluşturulması aşağıda
belirtilen aşamalar göz önünde bulundurularak yapılacaktır.
-Ticaret sicili müdürlüklerince tescil edilen şirket kuruluşuna istinaden
yapılacak otomatik tescillerde sigortalı çalıştırılıp çalıştırılmadığı önem arz
etmediğinden, sigortalı çalıştırılmaya ilişkin şirket kuruluş dilekçesi ve
bildirim formunda bir bilgi bulunmasa dahi işyeri dosyası otomatik olarak
tescil edilecektir. Bu durumda ayrıca işyeri bildirgesi verilmeyecektir.
-Şirket
kuruluş dilekçesi ve bildirim formunda sigortalının çalıştırılmaya
başlanacağına dair tarih bulunması halinde dosyanın kapsama alınma tarihi
olarak bu tarih, müracaat tarihi olarak şirketin kuruluş tarihi; sigortalı
çalıştırılmaya başlanacağına dair tarihin bulunmaması halinde ise dosyanın
kapsama alınma tarihi ve müracaat tarihi olarak şirketin kuruluş tarihi esas
alınacaktır.
-Ticaret sicili müdürlüklerince tescil edilen şirket kuruluşuna istinaden
işyeri dosyası otomatik oluşturulacak ve işyeri tescil ekranında listeleme
menüsünde yer alan işyerine ilişkin bilgileri içeren bu genelge ekinde yer alan
EK-6 formunun dökümü alınarak işverene tebliğ edilecektir.
-Sigortalı çalıştırılmasa dahi otomatik tescil yapılan işyerinde daha
sonra işveren tarafından sigortalı çalıştırılmaya başlanılması halinde,
işyerinin kanun kapsamına alınış tarihi sigortalı çalıştırılmaya başlanılan
tarih esas alınarak güncellenecektir. Ancak bu durumda işyeri bildirgesi
istenilmeyecek ve işyeri bildirgesinin verilmemesinden dolayı 5510 sayılı
Kanunun 102. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca idari para cezası
uygulanmayacaktır.
-Ticaret sicili müdürlüklerince tescil edilen şirket kuruluşuna istinaden
otomatik işyeri tescili yapıldıktan sonra otomatik tescil edilen şirket adına
aynı adres için işyeri bildirgesi verilmesi halinde işyeri tescil edilmeyecek
ve işlemler otomatik tescil edilen dosya üzerinden yürütülecektir.
-Otomatik işyeri tescili şirketlerin ilk kuruluşu için söz konusu
olduğundan, işyeri bildirgesi verilmesini gerektiren işlemler (şube açılışı,
devir, nev’i değişikliği, işyerinin nakli gibi) için işyeri bildirgesi verme
yükümlülüğü bulunmaktadır.
-Otomatik tescil edilen şirketin ihale konusu iş alması, bina inşaatı, şirket
kuruluş adresinden faklı bir adreste yeni bir işyeri açması gibi nedenlerle
sigortalı çalıştırmaya başlanması halinde işyeri bildirgesi verilecek,
verilmemesi halinde 5510 sayılı Kanunun 102. maddesinin birinci fıkrasının (b)
bendi uyarınca idari para cezası uygulanacaktır.
-Sigortalı çalıştırılmasa dahi otomatik tescil yapılan işyerinde
tescil tarihinden itibaren 2 yıl içinde sigortalı çalıştırılmaması halinde
oluşturulan dosya sistem tarafından kapsamdan çıkarılacaktır. Ancak 2 yıllık
süreden sonra sigortalı çalıştırılması halinde dosya yeniden aktif hale
getirilebilecek ve işlemler bu dosya üzerinden yürütülecektir.
-Ticaret sicili müdürlüklerince tescil edilen şirket kuruluşuna istinaden
otomatik tescil edilen işyerlerinden, e-sigorta başvuru sözleşmesi ilgililere
e-devlet üzerinden gönderilecek olup ilgililerin onaylaması durumunda e-Sigorta
kullanıcı adı ve şifresi aktif hale getirilecektir.
7. 3- Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili diğer kamu ve özel hukuk tüzel kişilerince verilen yapı
ruhsatlarına istinaden otomatik işyeri tescili
7.3.1-
Genel açıklamalar
Bilindiği
üzere, 5510 sayılı Kanunun 11. maddesinin altıncı fıkrasında yapılan değişiklik
ile Kuruma verilen yetki doğrultusunda Kurum; valilikler, belediyeler ve ruhsat
vermeye yetkili diğer kamu ve özel hukuk tüzel kişilerince verilen yapı
ruhsatlarına istinaden otomatik işyeri tescili yapılmasına karar vermiştir.
Yapı ruhsatlarına istinaden otomatik işyeri tescili yapılabilmesi için yapı
ruhsatına başvuranlar tarafından ruhsat vermeye yetkili mercilere yapılan yapı
ruhsatı başvurularında verilen bilgiler ruhsat vermeye yetkili merci Kuruma
on-line olarak aktarılacaktır. Bu aktarma sonucunda yapı ruhsatına istinaden
işyerinin otomatik tescil işlemi ve e-Sigorta aktivasyon işlemi yapılacak ve
işveren Kuruma müracaat etmeden e-Sigorta işlemlerini yapabilecektir.
Ayrıca,
ruhsat vermeye yetkili merci yapı ruhsatı ekinde kendisine verilen belgeleri
Kurumca istenilmesi durumunda ibraz etmek üzere muhafaza edecektir.
Yukarıda
anlatılan süreç yapı ruhsatlarının verilmesinde otomatik işyeri tescili ile alakalı olup tescil işlemi yapıldıktan sonra işverenin işyerini
devretmesi, kapatması, yeni bir e-Sigorta kullanıcısı belirlenmesi gibi diğer bütün işlemlerde Kuruma
verilmesi gereken belgelerin
ilgili Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü/Sosyal Güvenlik
Merkezine verilmesi gerekmektedir.
7.3.2- Yapı ruhsatına istinaden işyeri tescili
İşyeri
tescilinin otomatik olarak oluşturulması aşağıda belirtilen aşamalar göz önünde
bulundurularak yapılacaktır.
-Yapı
ruhsatına istinaden yapılacak otomatik tescillerde sigortalı çalıştırılıp
çalıştırılmadığı önem arz etmediğinden sigortalı çalıştırılmaya ilişkin yapı
ruhsatında bir bilgi bulunmasa dahi işyeri dosyası tescil edilecektir. Bu
durumda ayrıca işyeri bildirgesi verilmeyecektir.
-Yapı
ruhsatında sigortalının çalıştırılmaya başlanacağına dair tarih bulunması
halinde dosyanın kapsama alınma tarihi olarak bu tarih, müracaat tarihi olarak
ruhsatın onay tarihi, sigortalı çalıştırılmaya başlanacağına dair tarihin
bulunmaması halinde ise dosyanın kapsama alınma tarihi ve müracaat tarihi
olarak ruhsatın onay tarihi esas alınacaktır.
-Yapı
ruhsatında yapı sahibi ve yapı müteahhidi bölümlerinde belirtilen kişilerin
aynı olması halinde yapı sahibi adına, farklı olması halinde ise yapı
müteahhidi adına dosya tescili yapılacaktır.
-Yapı
ruhsatına istinaden işyeri dosyası otomatik oluşturulacak ve işyeri tescil
ekranında listeleme menüsünde yer alan işyerine ilişkin bilgileri içeren bu
genelge eki Ek-6 formunun dökümü alınarak işverene tebliğ edilecektir. Yapı
ruhsatına ilişkin işyeri tescili otomatik olarak oluşturulduğundan, inşaat
ruhsatıyla birlikte Üniteye bizzat gelerek başvuran ruhsat sahibi adına ayrıca
işyeri tescili yapılmayacaktır.
-Sigortalı çalıştırılmasa dahi otomatik tescil yapılan işyerinde daha
sonra işveren tarafından sigortalı çalıştırılmaya başlanılması halinde
işyerinin kanun kapsamına alınış tarihi sigortalı çalıştırılmaya başlanılan
tarih esas alınarak güncellenecektir. Ancak bu durumda işyeri bildirgesi
istenilmeyecek ve işyeri bildirgesinin verilmemesinden dolayı 5510 sayılı
Kanunun 102. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca idari para cezası
uygulanmayacaktır.
-Yapı
ruhsat onay tarihinden önceki bir tarihte sigortalı çalıştırıldığının tespit
edilmesi durumunda işyeri bildirgesi verme yükümlülüğünün bulunması nedeniyle,
sigortalı çalıştırılmaya başlanılan tarih esas alınarak işyeri tescili
güncellenerek 5510 sayılı Kanunun 102. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi
uyarınca idari para cezası uygulanacaktır.
-Sigortalı çalıştırılmasa dahi otomatik tescil yapılan işyerinde
tescil tarihinden itibaren 2 yıl içinde sigortalı çalıştırılmazsa oluşturulan
dosya sistem tarafından kapsamdan çıkarılacaktır. Ancak 2
yıllık sürenin sonunda kapsamdan çıkarılan işyeri dosyasının oluşturulmasına
esas olan yapı ruhsatının geçerli olduğuna dair veya söz konusu yapı ruhsatına
ilişkin yenileme ruhsatı ile başvurulması halinde dosya yeniden aktif hale
getirilebilecek ve asgari işçilik tespitine ilişkin 5510 sayılı Kanunun 85.
maddesi uyarınca ünitece yapılacak araştırma işlemi bu dosya üzerinden
yürütülecektir.
-Yapı
ruhsatına istinaden otomatik işyeri tescili yapıldıktan sonra yapı sahibi/yapı
müteahhiti adına ilçe bazında aynı T.C./Vergi Kimlik, ada ve parsel numarasıyla
işveren tarafından işyeri bildirgesi verilmesi halinde işyeri tescil
edilmeyecek ve işlemler otomatik tescil edilen dosya üzerinden yürütülecektir.
-Yapı
ruhsatına istinaden otomatik tescili yapılan kişi tarafından herhangi bir
sigortalı çalıştırılmaksızın anahtar teslimi suretiyle işin yaptırılması ve işi
alan müteahhit tarafından işyeri dosyası açılmak üzere
başvuru yapılması durumunda, otomatik tescil edilen işyeri dosyası üzerinden
işlemler yürütülecektir. Ancak bu durumda, dosyanın tescil edildiği sosyal
güvenlik il müdürlüğü/ sosyal güvenlik merkez müdürlüğü tarafından dosyada müteahhit adına güncelleme işlemleri gerçekleştirilecektir.
-Kurum tarafından otomatik tescil edilen işyeri dosyasından hiç
bildirimde bulunulmamasına karşın asgari işçilik miktarının tespiti için
başvuru yapılması halinde ünitece yapılacak araştırma işlemi, Sosyal Sigorta
İşlemleri Yönetmeliğinin 112. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca otomatik tescil
edilen dosyadan yapılacaktır.
-
Yapı ruhsatına istinaden otomatik tescil edilen işyerlerinden,
e-sigorta başvuru sözleşmesi ilgililere e-devlet üzerinden gönderilecek olup
ilgililerin onaylaması durumunda e-Sigorta kullanıcı adı ve şifresi aktif hale getirilecektir.
-
Yapı ruhsatı dışında kalan diğer tüm ruhsatlar bakımından
sigortalı çalıştırılması halinde işyeri dosyası tescil edilebilmesi için işyeri
bildirgesi verme yükümlülüğü bulunmaktadır.
7.4- Diğer hususlar
Bu genelgenin 7- Ruhsatlara ve Ticaret
Sicil müdürlükleri tarafından yapılan
bildirimlere istinaden yapılacak işyeri tescili başlıklı kısmında belirtilen
hükümler 7099 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 18. ve 19. maddesinin yürürlüğe girdiği 10.3.2018
tarihinde uygulanmaya başlanır.
8- İhale konusu personel, öğrenci veya diğer taşıma işlerinde
işyeri dosyası tescil edilmesi
Taşımalı eğitim kapsamında il veya ilçe milli eğitim
müdürlüklerince öğrenci taşınması, kamu kurum ve kuruluşlarının personelinin
taşınması ya da yük nakline veya yükleme boşaltma işlerinin ihale kapsamında
gerçek veya tüzel kişiler ile kooperatif veya birlikler tarafından üstlenilerek
ikmal edilmesi halinde işyeri dosyalarının kimlerin adına açılması gerektiği
ile asıl –alt işveren hususlarında yürütülecek olan işlemler yapılan işe ve
işleri yapanların sigortalılık durumları birlikte değerlendirilerek aşağıda
açıklanmıştır.
İhale
konusu olan söz konusu işlerin gerçek veya tüzel kişilerce ya da birlik ve
kooperatiflerce üstlenilmesi durumunda;
8.1- Yüklenicilerin gerçek kişi, kooperatif, birlik veya şirket
olmaları ve ihale konusu işi 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı çalıştırmaksızın gerek kendilerinin, veya üyelerinin ya da ortaklarının
vasıtasıyla, gerekse sözleşme yaptığı araç sahiplerinin araçlarında bilfiil
çalışarak yapmaları halinde işyeri dosyası açılmayacaktır.
8.2-Yüklenicilerin, kooperatif, birlik veya şirket olmaları ve
ihale konusu işi kendilerinin veya üyeleri ya da ortakları vasıtasıyla 5510
sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı
çalıştırmaksızın yapmaları halinde, ihale konusu iş nedeniyle işi yapanlar ile
kooperatif, birlik veya şirket arasında hizmet akdi bulunmadığı dikkate
alınarak ihale konusu iş nedeniyle işyeri dosyası açılmayacaktır.
8.3- Söz konusu işlerin gerçek kişi, kooperatif, birlik veya
şirket olarak üstlenilerek 4/1-(a) kapsamında sigortalı çalıştırılarak
yapılması halinde, işi üstlenen kişi veya kooperatif, birlik veya şirket
işveren sayılacak dolayısıyla işyeri dosyası işi üstlenen bu kişiler adına
açılacak işin bölümünden iş alıp kendi adına sigortalı çalıştıran kişiler ise
alt işveren olarak aynı dosyadan yükümlülüklerini yerine getireceklerdir.
8.4- Gerçek kişi, kooperatif, birlik veya şirket olarak üstlenilen
ihale konusu işlerin tümünün yüklenicinin devamlı işyeri işçileri vasıtasıyla
yapılması veya söz konusu işlerin kısmen devamlı işyeri sigortalıları kısmen de
yüklenicilerin kendisi (şirket ortakları, kooperatif, birlik üyeleri
tarafından) tarafından yapılması durumunda da ihale konusu iş nedeniyle Kanunun
4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı
çalıştırılmadığı dikkate alınarak ihaleli iş nedeniyle işyeri dosyası
açılmayacaktır.
9- Maden ve taş ocağı işyerlerinin tescili ve işverenlik ilişkileri
3213 sayılı
Maden Kanunu uyarınca maden ruhsatını alan gerçek veya tüzel kişinin ruhsata
konu işi 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi
kapsamında işçi çalıştırarak fiilen kendisinin yapması durumunda işyeri dosyası
ruhsatı alan kişi adına açılarak 5510 sayılı kanunda belirtilen yükümlülükler
bu kişilerce yerine getirilecektir.
Diğer
yandan 3213 sayılı Maden Kanunu uyarınca maden arama ruhsatının, ön işletme
ruhsatı ve işletme ruhsatı hakkının bazı şartlar yerine geldiği takdirde gerçek
veya tüzel kişilere devri mümkün olmaktadır.
Bu bakımdan
adına işyeri tescil edilmiş ve Kurumda işveren olarak kayıtlı olan kişilerin bu
haklarını başkalarına tamamen devrettikleri resmen tevsik ve tespit olunduğu ve
devralan kişilerin ruhsatlı işyerinde sigortalı çalıştırdıkları beyan ve tespit
edildiği takdirde, bu kişiler yeni bir işyeri dosyası açılmaksızın işyeri devir
alan işveren olarak işlem göreceklerdir.
Söz
konusu ruhsatları uhdesine bulunduran kişiler, maden arama ve işletme
sahalarını, kendileri herhangi bir sigortalı çalıştırmaksızın başka özel veya
tüzel kişilere (işletilmesinden elde edilecek maden cevherinden ton başına
belli bir hisse almak, veya şahıstan belli bir
nispette kâr almak, rödavans gibi yol ve usullerle) devretmişlerse işyerini
fiilen işleten ve sigortalı çalıştırdığını Kuruma beyan eden kişiler işveren
sıfatını haiz olacaklardır.
Sosyal güvenlik
kanununun uygulanmasında, açılması ve işletilmesi için diğer Kanunların aradığı
ruhsat ve sair şartları haiz olan ile olmayanlar arasında işverenlik sıfatı
bakımından fark gözetilmemiştir. Ancak, maden işletmesini ruhsat sahibinden
çeşitli şekillerde alıp çalıştıran kişiler Kuruma kendi adına işyeri bildirgesi
vermemiş ve madeni fiilen kimin işlettiği muteber bir belge, sözleşme ile veya
mahalli inceleme ile tespit edilememiş ise, bu takdirde sigortalı çalıştırılan
bu gibi işyerlerinin resmî ruhsat sahibi işveren olarak işlem görecektir.
Maden işyerlerinin ruhsat sahipleri, maden işletmesini başkalarına
devretmiş olmakla beraber, Maden Kanunun ilgili maddeleri uyarınca madendeki
teknik faaliyetin tanzim ve kontrolünü kendi adına yürütmek üzere birtakım
kişileri hizmet akdi ile çalıştırıyorsa, bu takdirde bu işyerinin esas işvereni
kendisi olacak, fiilen işleten kişiler ise 5510 sayılı Kanunun 12. maddesi
uyarınca alt işveren addedileceklerdir.
10- Noterlik işyerlerinin tescili ve devri
Noterlik görevine ataması yapılan noterin noterlik faaliyetlerini yanında
Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı
çalıştırması halinde noter adına işyeri dosyası tescil edilerek
5510 sayılı kanundan doğan her türlü yükümlülükler bu dosya üzerinden yerine getirilecektir.
Diğer
yandan noterin atanması, emekli olması veya ölümü halinde noter işyerlerinin
belirtilen nedenlerle boş kaldığı dönemde, noterin ayrılmasıyla boşalan
noterlik işyerinde işlemler noter vekilleri tarafından yürütülmektedir. Bu
doğrultuda noter işyerlerinin vekaleten yürütüldüğü
dönemlerle sınırlı olmak üzere, noter vekillerinin noterliği vekaleten yürütmüş
olduğu dönemlerde kendi vergi kimlik numaraları üzerinden
işverenlik/mükellefiyet yükümlülüklerini yerine getirdikleri, işyerinde çalışan
sigortalılarla arasındaki ilişkinin çalıştıran ile çalışan konumunda olması
yani hizmet akdine dayanması, Noterler Birliği ile noter vekili olarak kabul
edilen kişilerin 5510 sayılı Kanun karşısındaki tüm yükümlülükleri nedeniyle
mahkeme kararlarından da anlaşılacağı gibi kendilerinin sorumlu tutulmaları
karşısında işveren olarak addedilmesi uygun görüldüğünden, noterlik
işyerlerinin boşta kalmış olduğu dönemlerde noterliğin işlemlerini yürütmekle
görevli noter vekilleri mevcut noterlik dosyalarında isim tashihi yapılarak
işveren olarak kaydedilecektir.
Ayrıca
noterliğe yeni noter atanıncaya dek noterliğin tüm işlemlerini yürütmekle
görevli olan noter vekillerinin bu dönemdeki işverenliğinin yasal zorunluluktan
kaynaklandığı dikkate alınarak, noterlik işyerindeki işverenliğinin öncesinde başlamış
olan 4/a kapsamındaki sigortalılığının devam ettirilmesi, dolayısıyla kendi
işyerinden 4/a kapsamındaki sigortalılığının bu dönem zarfında kabul edilmesi
gerekmektedir.
Diğer
taraftan Adalet Bakanlığınca noterlik görevinden ayrılan şahsın yerine yeni bir
noterin atanması halinde, 5510 sayılı Kanunun 11. maddesi bakımından bir devir
keyfiyeti yani işyerinin sigortalıları ve bütün hukuki sonuçları ile birlikte
başka bir şahsa devri söz konusu olmayacağından devir bildirgesi
verilmeyecektir. Ancak bu durumda, yeni atanan noter göreve başlama tarihi
itibariyle 5510 sayılı Kanuna göre sigortalı çalıştırır ise en geç sigortalı
çalıştırmaya başladığı tarih itibariyle işyeri bildirgesi verilecektir.
11- Mümeyyiz
küçüklere ve sınırlı ehliyetsizlere ait işyerlerinin tescili
İşverenin
18 yaşından küçük olması halinde, işyeri bildirgesinin işverene ait
bölümlerinin “18 yaşından küçük kimseye velayeten velisinin adı” ibaresi ile
doldurularak imzalanmasını müteakip, veli işveren vekili sayılarak işyeri
tescil edilecektir. Söz konusu durumda kendisine veli atanan kişi (çocuk)
işveren olacaktır.
İşverenin,
Medeni Kanuna göre sınırlı ehliyetsiz olması nedeniyle kendisine vasi atanması
halinde, işyeri bildirgesinin işverene ait bölümlerinin “Sınırlı ehliyetsiz
kimseye vesayeten vasisinin adı” ibaresi ile doldurularak imzalanmasını
müteakip, vasi işveren vekili sayılarak işyeri tescil edilecektir. Söz konusu
durumda kendisine vasi atanan kişi (sınırlı ehliyetsiz kimse) işveren
olacaktır.
12- Konsorsiyum ve iş ortaklığı şeklinde üstlenilen ihale konusu işlerin tescili
4734 sayılı
Kamu İhale Kanununun 14. maddesinde; ortak girişimlerin iş ortaklığı ve
konsorsiyumlardan oluştuğu, iş ortaklığı üyelerinin; hak ve sorumluluklarıyla
işin bütününü yapmak üzere, konsorsiyum üyelerinin
ise, hak ve sorumluluklarını ayırarak işin kendi uzmanlık alanlarını yapmak
üzere bir araya geldikleri; iş ortaklığı anlaşma ve sözleşmesinde, iş
ortaklığını oluşturan gerçek veya tüzel kişilerin taahhüdün yerine
getirilmesinde müşterek ve müteselsilen sorumlu oldukları; konsorsiyum anlaşma
ve sözleşmesinde ise, gerçek veya tüzel kişilerin işin hangi kısmını taahhüt
ettikleri ve taahhüdün yerine getirilmesinde koordinatör ortak aracılığıyla
koordinasyonun sağlanacağı belirtilmiştir.
Bu doğrultuda
ihale yoluyla yapılan işlerin konsorsiyum şeklinde
üstlenilmesi hâlinde, konsorsiyumu oluşturan üstlenicilerin her birine
müstakilen istihkak ödenmesi ve bu üstleniciler tarafından idareye ayrı ayrı
teminat verilmiş olması kaydıyla üstlenicilerin her birine, verecekleri işyeri
bildirgelerine istinaden Kurumca ayrı ayrı işyeri sicil numarası
verilebilecektir. İhale konusu işin iş ortaklığı şeklinde üstlenilmesi
durumunda ise, işyeri, iş ortaklığı adına ve tek işyeri sicil numarası
verilerek tescil edilecektir.
12.1- Konsorsiyum ve iş ortaklığında alt işverenlik
Öte
yandan 5510 sayılı Kanununun 12. maddesinin birinci fıkrasında; "4.
maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerine göre sigortalı sayılan
kişileri çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler ile tüzel kişiliği olmayan kurum
ve kuruluşlar işverendir."
hükmü yer
almaktadır.
Yine bilindiği üzere, 5510 sayılı Kanununun 12. maddesinin altıncı
fıkrasında "Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine
ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için
görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişiye alt işveren denir.
Sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme
yapmış olsalar dahi, asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden
dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur. "
hükümleri
yer almaktadır.
Kanunun söz konusu hükmüne istinaden asıl işveren-alt işveren
ilişkisinden söz edebilmek için;
- İşyerinde sigortalı çalıştıran asıl işverenin varlığı,
- Alt işverenin yapmayı üstlendiği iş için sigortalı çalıştırması,
- İşin asıl işverenin işyerinde yürütülmesi,
-Alt işverenin
işyerinde asıl işverenin yapmış olduğu ana işin bir bölümünde, eklentilerinde
veya yardımcı işlerinde iş alması,
şartlarının
aynı anda gerçekleşmesi gerekmektedir.
Bu itibarla; her ne
kadar 5510 sayılı Kanunun alt işverenlikle ilgili
maddesinin lafzında üçüncü kişi ibaresi yer alsa da; ilgili maddede üçüncü kişi
ile kastedilen husus, sigortalı çalıştıran gerçek veya tüzel kişi yahut tüzel
kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar olduğundan; İş Ortaklıklarını oluşturan
işverenlerin her birinin ayrı ayrı iş ortaklığından bağımsız ve ayrı şekilde
işverenlik sıfatı bulunması nedeniyle, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin
ortaya çıkması bakımından yukarıda söz edilen şartların gerçekleşmesi şartıyla,
iş ortaklığını oluşturan işverenlerden her biri iş ortaklığının alt işvereni
olarak tescil edilebilecektir.
Örnek
1 : (A) A.Ş ve (B) A.Ş İş ortaklığı
tarafından taahhüt edilen yol yapım işi dolayısıyla iş ortaklığını oluşturan
ortaklardan A A.Ş nin alt işveren olarak tescil edilmesi talep edilmiştir. Asıl
işveren olan (A) A.Ş ve (B) A.Ş iş ortaklığından iş alan (A) A.Ş nin bağımsız
ve ayrı şekilde işverenlik sıfatı Bulunması nedeniyle, asıl işveren-alt işveren
ilişkisinin ortaya çıkması bakımından yukarıda söz edilen şartların
gerçekleşmesi şartıyla, alt işveren olarak tescil edilmesi mümkün olacaktır.
13- Konut işyerleri ile işhanı ve pasaj işyerlerinde işverenlik
Kapıcı
ve kaloriferci gibi hizmetlilerin çalıştırıldığı konutlar (apartmanlar) işyeri sayılacaktır.
634 sayılı
Kat Mülkiyeti Kanununun 34. maddesinin 1. ve 2. fıkrası hükümlerine göre;
“Kat
malikleri, ana gayrimenkulün yönetimini kendi aralarından veya dışardan
seçecekleri bir kimseye veya üç kişilik bir kurula verebilirler; bu kimseye
(Yönetici), kurula da (Yönetim kurulu) denir.
Ana gayrimenkulün sekiz veya daha fazla bağımsız bölümü varsa, yönetici
atanması mecburidir.”
Hükümleri
yer almıştır.
Aynı
Kanunun 38. maddesine göre de; yöneticinin, kat maliklerine karşı aynen bir
vekil gibi sorumlu olduğu, 40. maddesinde de, yöneticinin, kaide olarak vekilin
haklarına sahip olduğu açıklanmıştır.
Bu doğrultuda
yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde kat malikleri kurulu işveren,
yönetici ise işveren vekili sayılacaktır.
Öte
yandan işyeri tescil aşamasında işyeri dosyasının karar defterinde yöneticinin
kim olduğu ve işyeri tescili hususunda yetkilendirildiği hususuna ilişkin karar
alınmış olması koşuluyla apartmanda ikamet edenlere ait bir liste de alınmak
suretiyle işyeri dosyası kat malikleri kurulu adına tescil edilecektir.
Diğer yandan 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun, yukarıda
belirtilen hükmü gereğince yönetici tayininin isteğe bağlı bıraktığı 8'den az
bağımsız bölümü olan apartmanlarda bir yönetici seçilmemiş ancak aralarından
veya dışarıdan bir kişiye yönetim görevini vermişlerse yönetim görevi verilen
kişiler 5510 sayılı Kanun uyarınca işveren vekili sayılacaklar kat malikleri
kurulu da işveren sayılarak işyeri dosyası kat malikleri kurulu adına tescil
edilecektir.
Kat mülkiyetinin
bahis konusu olmadığı ve tamamı bir kişiye ait bulunan apartmanlarda, kapıcı ve
kaloriferci çalıştırılması halinde bunları hizmet akdi ile işe alan ve
çalıştıran kişi kim ise işveren o olacaktır. Böyle bir apartmanda oturan
kiracılar tarafından alınıp çalıştırılan kapıcı ve kalorifercinin işvereni
apartmanın sahibi değil, kiracılar olacaktır.
Tek mesken olarak kullanılan bir evde (mesela bir villa veya köşkte) kapıcı,
kaloriferci, bahçıvan çalıştırılıyorsa, bunların sigortalı sayılması suretiyle
bahse konu evin işyeri ve bunları çalıştıran kimse de işveren olarak esas
alınacaktır.
İhtiva
ettiği bir çok oda veya dairelerde çeşitli işyeri
(büro, atölye, ticarethane gibi) bulunan iş hanı, pasaj ve benzeri toplu işyeri
binalarında temizlik, bekçilik, odacılık, kâtiplik, asansör ve kalorifer işleri
gibi müşterek hizmetlerin yürütülmesi amacıyla sigortalı çalıştırılması halinde
söz konusu yerler işyeri sayılacaktır.
Bu gibi iş hanı ve pasajların gerçek veya tüzel kişiliği haiz
sahipleri, bahsi geçen hizmetler için sigortalı çalıştırdıkları takdirde
işveren sayılacaklardır.
İşhanı
veya pasajın yönetimi (bekçi, odacı, temizlikçi, kaloriferci, v.s. gibi
şahısların çalıştırılması gibi işler için) malikler dışından (kiracılar dahil) atanan bir yönetici veya müdüre verildiği takdirde,
yöneticilik görevi yapan bu şahıslar işveren vekili konumunda olacaklar, iş
hanı ve pasaj yönetim kurulu adına işleri yönetecekleri için iş hanı ve pasaj
adına dosya tescil edilecektir.
İş
hanı ve pasajlar, dini bir kuruluşa veya cemaate veya hayır kurumuna ait ise, buraları her bakımdan temsil eden yönetim kurulu veya mütevelli
heyeti işveren olarak işlem görecektir.
Tamamı bir gerçek veya tüzel kişiye, dini bir kuruluşa veya
cemaate veya hayır kurumuna veya tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşa ait
olan ve kiracıların bulunduğu han ve pasajlarda, malik (mülk sahibi) işveren
sayılmayacak, sigortalı olması gereken temizlikçi, odacı, bekçi, kaloriferci
vs. gibi şahısları işe alan kiracılar, işveren olarak kabul edilecektir.
14- Okul aile birliklerinde işyeri tescili
Okul aile birliklerinin işyeri olmayı gerektiren yerleri kendilerinin işletmeleri
veya herhangi bir şekilde kendilerinin sigortalı çalıştırmaları halinde,
işveren ilgili birlik, aksi durumda yani işyeri olmayı gerektiren yerlerin
kiralama usulü ile işlettirilmesi halinde ise işveren, ilgili kira sözleşmesine
taraf olan kiracı kişi veya kuruluş olacaktır. Dolayısıyla okul aile birliğinin
bizatihi söz konusu işyerini kendisinin işletmesi veya herhangi bir şekilde sigortalı
çalıştırması halinde mahiyet kodu “2” olarak, kiralama yoluyla işlettirildiği
durumlarda ise kiracı kişi veya kuruluş adına tescil edilen işyerinin mahiyet
kodu“4” olarak verilerek işyeri dosyası tescil edilecektir.
15- Aile hekimliklerinde işyeri tescili
5258 sayılı Kanunun 8. maddesine dayanılarak 25.5.2010 tarih ve
27591 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliğinin
18. maddesinin dördüncü fıkrasında, aile hekimlerinin, sağlık hizmetlerine
yardımcı olmak amacıyla ebe, hemşire, sağlık memuru, tıbbi sekreter gibi ilave
sağlık hizmetleri personeli ile güvenlik, temizlik, kalorifer, sekretarya vb.
hizmetler için ferden veya müştereken personel çalıştırabileceği ya da hizmet
satın alabileceği belirtilmiş, 29. maddesinde ise aile sağlığı merkezinin, aile
hekimlerinin ve aile sağlığı elemanlarının, mevzuat ve sözleşme hükümlerine
uygunluk ile diğer konularda Bakanlık, ilgili mülkî idare amirleri ve yerel
sağlık idare amirleri veya bunların görevlendireceği personelin denetimine tâbi
olduğu belirtilmiştir.
Aile sağlığı
merkezlerinde aile hekimi, aile sağlığı elemanı ve aile hekiminin isteği
halinde çalıştırabileceği yardımcı personel (güvenlik, temizlik, sekreterya
vb.) olmak üzere üç türlü personelin istihdamı söz konusudur. Yukarıda
açıklanan mevzuat hükümlerinden anlaşılacağı üzere aile hekimleri ve aile
sağlığı elemanları ilgili kanun ve yönetmeliklerinde sayılan merciler ile
sözleşme imzalamış ve sözleşme ücreti karşılığı çalışan sağlık görevlileridir.
Aile hekimi, aile sağlığı elemanının 5510 sayılı Kanundan kaynaklanan
yükümlülükleri Sağlık Bakanlığının ilgili birimi tarafından yerine
getirilecektir. Aile hekimleri tarafından istekleri halinde çalıştırılacak
yardımcı personel hakkında (güvenlik, temizlik, sekreterya vb.) ise Bakanlık,
ilgili mülkî idare ve sağlık idaresinin 5510 sayılı Kanun açısından herhangi
bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarının
işvereni ilgili il sağlık müdürlüğüdür ve işyeri mahiyet kodunun “ 1” olarak
verilerek tescil edilmesi gerekmektedir. Aile hekiminin ihtiyari olarak
çalıştırdığı yardımcı personelin işvereni ise aile hekimidir ve bu durumdaki
işyerinin mahiyet kodu “2” olarak verilerek tescil edilecektir.
Bu doğrultuda
sözleşme yapılarak çalıştırılan aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarının
bildirimleri, 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) veya (c)
bendi kapsamındaki sigortalılık statüsüne bakılarak Sağlık Bakanlığının ilgili
birimi adına tescilli/tescil edilecek işyeri dosyalarından yapılacak,
Buna karşın, aile hekimleri tarafından sağlık hizmetlerine yardımcı
olmak amacıyla hizmet akdine istinaden ebe, hemşire, sağlık memuru, tıbbi
sekreter gibi ilave sağlık hizmetleri personeli ile güvenlik, temizlik,
kalorifer, sekretarya vb. hizmetler için sigortalı çalıştırılması halinde, bu
sigortalıların, aile hekimleri tarafından düzenlenecek olan işyeri
bildirgelerine istinaden “Gerçek Kişi İşyeri Tescil” ekranından “2” mahiyet
kodu ve “8621-Genel Hekimlik Uygulama Faaliyetleri” işkolu kodu ile aile hekimi
adına tescil edilecek olan işyeri dosyasından bildirilecektir.
Diğer
taraftan, Sağlık Bakanlığınca, birden fazla aile hekiminin, aile sağlığı
merkezlerinde çalıştırılabildiği, dolayısıyla, bu merkezlerde aile hekimleri
tarafından işe alınan yardımcı personel için tescil edilecek işyeri
dosyalarının ne şekilde tescil edileceği söz konusu olabilmektedir.
25.1.2013 tarihli ve 28539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Aile Hekimliği Uygulama
Yönetmeliğinin 26. maddesinde;
“Aile
sağlığı merkezinde birden çok aile hekimi hizmet veriyor ise, aile hekimleri
kendi aralarında bir yönetim planı oluşturarak yönetici belirler ve yönetici
ismini müdürlüğe bildirirler. Yönetici seçimi zorunlu haller dışında yılda bir
kez yapılır. Yönetim tarafından alınan kararlar karar defterine işlenir.
Yönetici, aile sağlığı merkezinin işletilmesinden birinci derecede sorumlu
olduğu gibi bu merkezin müdürlük ve toplum sağlığı merkezi ile koordinasyonunu
sağlamakla da görevlidir. Yöneticinin diğer aile hekimleri ve aile sağlığı
elemanları üzerinde herhangi bir idari görev ve sorumluluğu bulunmaz.”
Hükmü
yer almaktadır.
26.8.2010 tarihli ve 27684 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 275 Seri Nolu Gelir Vergisi
Genel Tebliğinde ise;
“Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin son fıkrasının Maliye
Bakanlığı'na verdiği yetkiye istinaden, aynı maddenin birinci fıkrasında
tevkifat yapacaklar arasında sayılmayan aile hekimlerinin, aile hekimliği
hizmetlerinin verilmesiyle ilgili olarak temizlik, sekreterlik, şoförlük gibi
hizmetler için yanlarında çalıştıracakları hizmet erbabına yapılacak ücret
ödemeleri, serbest meslek işleri dolayısıyla yapılan ödemeler ile işyerine
ilişkin kira ödemeleri ve esnaf muaflığından yararlananlardan mal ve hizmet
alımları karşılığında yapılan ödemelerden maddede belirtilen oranlarda tevkifat
yapmaları uygun bulunmuştur. Birden
çok aile hekiminin görev yaptığı aile sağlığı merkezlerinde ise bu yükümlülük
yönetici olarak belirlenen aile hekimi tarafından yerine getirilecektir.”
Düzenlemesi
yer almaktadır.
Söz
konusu hükümler doğrultusunda birden fazla aile hekiminden oluşan aile sağlığı
merkezlerinde aile sağlığı merkezi işveren, yönetici konumunda olan aile hekimi
ise işveren vekili olarak esas alınacak olup aile hekimliğindeki yönetici
hekimin T.C. kimlik numarası görev süresi ile sınırlı olmak kaydıyla aile
hekimliği ile ilişkilendirilecektir.
Her yıl
gerçekleşen yönetici değişikliğine istinaden karar defteri ilgili üniteye ibraz
edilecek olup ünite tarafından yeni işveren vekili olan aile hekimine ilişkin
bilgiler işyeri tescil kütüğüne görev süresi ile sınırlı olmak kaydıyla
işlenecektir.
16- Ülkemizle arasında sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan
ülkelerde iş üstlenen işverenlere ait işyerlerinin tescili
5510 sayılı
Kanununun 5. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde;
“Ülkemiz
ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt
dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri 4. maddenin
birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır ve bunlar hakkında
kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri uygulanır. Bu
sigortalıların uzun vadeli sigorta kollarına tabi olmak istemeleri halinde, 50.
maddenin ikinci fıkrasındaki Türkiye’de yasal olarak ikamet etme şartı ile aynı
fıkranın (a) bendinde belirtilen şartlar aranmaksızın haklarında isteğe bağlı
sigorta hükümleri uygulanır. Bu kapsamda, isteğe bağlı sigorta hükümlerinden
yararlananlardan ayrıca genel sağlık sigortası primi alınmaz. Bu bent
kapsamında yurt dışındaki işyerlerinde çalışan sigortalıların, bu sürede
ödedikleri isteğe bağlı sigorta primleri 4. maddenin birinci fıkrasının (a)
bendi kapsamında sigortalılık sayılır.”
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 87. maddesinde;
“Ülkemiz
ile uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelerde iş üstlenen
işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk
işçileri, Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında
sigortalı sayılır ve bunlar hakkında kısa vadeli sigorta kolları ile genel
sağlık sigortası hükümleri uygulanır.
Yurtdışına
sigortalı götürecek işverene ait işyeri, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına göre
kurulu ve tescilli olmalıdır. Yabancı ülke mevzuatına göre kurulan firmalarca
yurtdışında gerçekleştirilen işlerde çalıştırılan Türk vatandaşları hakkında bu
madde hükümleri uygulanmaz.
İşverenler,
yurt dışında yapacakları işi, yeni tescil edecekleri işyeri dosyasından
bildirilecek sigortalılarca gerçekleştireceklerse; işletme merkezlerinin bağlı
olduğu üniteye işyeri dosyası tescil ettirerek, sosyal sigorta yükümlülüklerini
bu dosyadan yerine getireceklerdir. İşyeri bildirgesi ekine, bu Yönetmeliğin 29.
maddesinde sayılan belgelerden ayrı olarak işin alındığını belgeleyen sözleşme
örneği ile ilgili ülkedeki Türkiye Cumhuriyeti Dış Temsilciliği yazısı veya
Ticaret Bakanlığınca düzenlenecek belge eklenir. Aynı ülkede kısa vadeli
sigorta kolu prim oranı aynı olan başka bir iş üstlenilmesi halinde, bu
işyerinde çalışan sigortalılarla ilgili sosyal sigorta yükümlülükleri de, daha
önce tescil edilmiş olan işyeri dosyası üzerinden yerine getirebileceklerdir. ”
Hükümleri
yer almakta olup ülkemizle arasında sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan
ülkelerde iş üstlenen işverenlere ait işyerlerinin tescilinde Yönetmelikte
belirtildiği şekilde işlem yapılacaktır.
Diğer
yandan ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde çalıştırılmak
üzere götürülen Türk işçilerin sosyal güvenliklerinin sağlanması ve prime esas
kazançlarının tespiti konusunda 24.11.2016 tarih ve 15865092 sayılı Başkanlık
OLUR'u ile;
1-
Ülkemiz ile sosyal güvenlik
sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki
işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçiler ve işverenleri
tarafından düzenlenerek Türkiye İş Kurumunca onaylanan Yurt Dışı Hizmet
Akdindeki işe başlama tarihi esas alınarak işyerlerinin tescilinin sağlanması,
2-
Ülkemiz
ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt
dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçilerin çalışma
süresinin tespitinde; adlarına işten ayrılış bildirgesi verilmeyenler ile aylık
prim ve hizmet belgesinde işten çıkış tarihi belirtilmeyenler hakkında başkaca
bilgi ve belge olmaması halinde, işçi ve işverenleri tarafından düzenlenerek
Türkiye İş Kurumunca onaylanan Yurt Dışı Hizmet Akdinde belirtilen
''sözleşmenin süresi ve sona erdirilmesi'' maddesinde belirtilen tarihler
arasındaki sürelerin tamamında (konunun incelenmesi yoluna da gidilmeden)
sigortalı sayılması,
3- Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş
üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen
Türk işçilerin ücretlerinin tespitinde; işçi ve işverenleri tarafından
düzenlenerek Türkiye İş Kurumunca onaylanan Yurt Dışı Hizmet Akdinde belirtilen
aylık ücretin, (5510 sayılı kanunun 82. maddesini birinci fıkrasındaki alt ve
üst sınır arasında kalmak üzere) aylık prime esas kazanç tutarının tespitinde
esas alınması,
gerektiğine karar verilmiş
olup yapılan işlemlerin buna göre yapılmasına dikkat edilecektir.
17- İstisna akdi kapsamında Almanya’da iş alan işverenlere ait
işyerlerinin tescili
Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti Hükümeti arasında
imzalanan Türk firmaları işçilerinin istisna akdi çerçevesinde istihdamına
ilişkin anlaşma 20 Aralık 1991 tarih ve 21087 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Söz
konusu anlaşma gereğince Türk işverenleri ile Almanya’da
kurulu firmalar arasındaki ilişki istisna akdine, bu anlaşma
çerçevesinde Almanya’da çalıştırılan işçiler ile bunları Almanya’ya götüren
Türk işverenler arasındaki ilişki ise hizmet akdine dayanmaktadır.
Bu nedenle Türk firmalarınca bu anlaşma uyarınca Almanya’ya götürülen
işçilerden dolayı firmaların Türkiye’de bulunan merkez işyerleri için
Almanya’daki işe uygun işkolu kodu ve tehlike sınıfı verilmek suretiyle devamlı
nitelikte olmak üzere işyeri dosyası açılarak sigortalıların tüm sigorta
işlemleri bu dosyalardan yürütülecektir.
Diğer
yandan söz konusu uygulamaya ilişkin olarak çıkarılan ve yürürlükte bulunan 24.4.2004
tarih ve 25142 sayılı Resmi Gazetede yayımlanana “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile AFC Hükümeti Arasında Türk Firmaları İşçilerinin İstisna Akdi Çerçevesinde
İstihdamına İlişkin Anlaşmanın Uygulanması Hakkında Tebliğ”in Primlerin
Ödenmesi başlıklı 12. maddesi;
“Firmalar tarafından AFC’ne çalışmak üzere gönderilen
işçilerin sigorta primleri, bu işçilerin AFC’nde bulunduğu süre için 506 sayılı
Sosyal Sigortalar Kanununun 78. maddesine göre belirlenen sigorta primine esas
kazancın alt sınırının iki katından az olmamak kaydıyla bu miktar ile üst sınır
arasındaki kazanç üzerinden ve işe başlama ve işten ayrılma tarihlerinin ayın
birinci ve otuzuncu günleri dışındaki bir tarihe rastlaması halleri hariç, her
ay otuz gün çalıştığı kabul edilmek suretiyle ödenir.
Prim ödeme
gün sayıları ile sigorta primleri hesabına esas kazanç tutarının SSK’na
yukarıda belirtilen alt sınırın iki katından az bildirilmesi halinde, eksik
bildirimin işçinin kusurundan veya yasal zorunluluklardan kaynaklandığının ve
bildirimin fiili duruma uygun olduğunun firma tarafından kanıtlanması koşuluyla
bu bildirimler geçerli sayılır.
Firmalar tarafından Türkiye’deki işyerine aldıkları işçilerin AFC’ne
götürüldüğü tarihe kadar geçen sürede işyerinde fiilen çalıştırılmaması veya
kendilerine ücret ödenmemesi halinde, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun
değişik 79. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları da nazara alınarak gerekli
işlem yapılır.”
Hükmünü
amirdir.
Bu doğrultuda söz konusu istisna akdi anlaşması kapsamında
firmalar tarafından Almanya’ya çalışmak üzere gönderilen işçilerin sigorta
primleri, bu işçilerin Almanya’da bulunduğu süre için 5510 sayılı Kanununun 82.
maddesine göre belirlenen sigorta primine esas kazancın alt sınırının iki
katından az olmamak kaydıyla bu miktar ile üst sınır arasındaki kazanç
üzerinden ve işe başlama ve işten ayrılma tarihlerinin ayın birinci ve otuzuncu
günleri dışındaki bir tarihe rastlaması halleri hariç, her ay otuz gün
çalıştığı kabul edilmek suretiyle ödenecektir.
18- 5510 sayılı kanunun geçici 20. maddesi kapsamında işyeri tescili
5510 sayılı
Kanunun geçici 20. maddesi kapsamında sandık statüsüne tabi personelin
çalıştırıldığı yerler, 5510 sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamında tescili
yapılan işyeri kapsamına girmemektedir.
Diğer
yandan, geçici 20. madde kapsamında sandık statüsüne tabi personelin
çalıştırıldığı yerler 4857 sayılı İş Kanunu uyarınca işyeri olarak kabul
edildiğinden, sandık statüsüne tabi personel çalıştırmaya başlayan bankaların,
sigorta ve reasürans şirketlerinin, ticaret
odalarının, sanayi odalarının, borsaların veya bunların teşkil ettikleri
birliklerin Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerince tescil edilmesi
gerekmektedir.
Ancak, 12.10.2009 tarih ve 2009/121
sayılı Genelgede de açıklandığı üzere,
5510 sayılı Kanunun Ek-1'inci maddesi ile 1.8.2009 tarihinden itibaren geçerli
olmak üzere, Kanunun 11. maddesine göre yapılan işyeri bildirimleri aynı
zamanda Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne de yapılmış sayıldığından, yeni
açılan ve sandık statüsüne tabi personel çalıştırmaya başlayan bankalar,
sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları,
sanayi odaları, borsalar veya bunların teşkil ettikleri birlikler bu hususu
Kurumumuza bildirmekte, Kurumumuzca da bu bilgiler elektronik ortamda Çalışma
ve İş Kurumu İl Müdürlüğüne aktarılmaktadır.
Bu itibarla, sandık statüsüne tabi personelin çalıştırıldığı yerler 5510
sayılı Kanun uyarınca tanımı yapılan işyeri kapsamına girmemekle birlikte, 4857
sayılı Kanun uyarınca işyeri olarak kabul edildiğinden, 1.8.2009 tarihinden
itibaren sandık statüsüne tabi sigortalı çalıştırmaya başlanılan yerlerin
Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerine bildirilebilmesi amacıyla, sandık
statüsüne tabi personel çalıştırmaya başlayan kurum, kuruluş ve bankaların,
işyeri bildirgesi düzenlenmek suretiyle durumu Kurumumuza bildirmeleri
gerekmektedir.
Diğer taraftan, sandık statüsüne tabi çalışan sigortalılar
dolayısıyla Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerine bildirilmek amacıyla tescil
edilen işyerlerinden, sigortalı işe giriş bildirgesi veya aylık prim ve hizmet
belgesi gönderilmesi gibi bir durum söz konusu olamayacağından, bahse konu
işyeri dosyalarının tescil işlemi yapıldıktan sonra, tescil tarihi itibariyle
5510 sayılı Kanun kapsamından çıkartılarak ize ayrılması gerekmektedir.
Öte
yandan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun Geçici 20. maddesi kapsamında
sigortalılıkları sağlanan iştirakçilerin, 4447 sayılı Kanunun 46. maddesi hükmü
gereğince İşsizlik Sigortası kapsamında olmaları nedeniyle bunların
çalıştırıldıkları işyerlerinin de tescil edilmesi gerekmektedir.
19- Yed-i emin,
tasfiye memurları ve kayyumlar
Yed-i Emin: Bir malın muhafazası veya idaresi adli mercilerce tayin suretiyle
kendisine verilen şahıs veya şahıslara,
Tasfiye Memuru: Bir mameleke (borç-alacak dahil) alacakların
tahsili, borçların ödenmesi ve bakiyenin müstehliklere (kullanıcılara)
verilmesi işlerini yapmak üzere adli mercilerce tayin edilen şahıs veya
şahıslara,
Kayyum: Belli bir malın belli bir süre yönetilmesi ya da belli bir işin yapılması
için resmi makamlarca yetkili olarak görevlendirilmiş şahıslara denilmektedir.
a)
Yed-i
emin, tasfiye memurları ve kayyumlar yargı kararı ile
işveren adına hareket etmek üzere atandıkları için, yed-i emin ve tasfiye
memurları ve kayyumlar görevlerini atamaya istinaden yerine getirdiklerinden,
işverenin serbest iradesi ile yapılmış bir görevlendirmede olmadığından
işverenle aralarında hizmet akdi ilişkisi doğmayacaktır.
b) Yed-i emin, tasfiye
memurları ve kayyumlar görevleri sırasında
işyerinde sigortalı olmaları gereken kişiler çalıştırıldığı takdirde, yed-i
emin ve tasfiye memurları ve kayyumlar adına işyeri dosyası tescil edilmeyecek,
işyerinin sahibi olanlar adına tescilli bulunan veya tescili sağlanacak işyeri
dosyalarından çalıştırılan kişilerin bildirimleri yapılacaktır.
20- Libya’da iş alan Türk işverenlere ait işyerlerinin tescili
Türkiye
Cumhuriyeti ile Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi
arasında 13.9.1984 tarihinde imzalanan sosyal güvenlik sözleşmesi ile bu
sözleşmenin uygulamasına ait idari anlaşma 1.9.1985 tarihinde yürürlüğe
girmiştir. Bu sözleşmenin yürürlük tarihi itibariyle 20.8.1976 tarihli eski
sosyal güvenlik sözleşmesi yürürlükten kaldırılmıştır.
Yeni sözleşmenin yürürlüğe girmesi ile birlikte Libya’da iş
yapmakta olan Türk işverenlerin yanında çalışan Türk işçileri ile Türkiye’de iş
yapmakta olan Libyalı işverenlerin yanında çalışan Libya’lı işçiler daimi işçi
statüsünde sayılmış ve bu işçiler uzun vadeli sigorta kolları (malüllük,
yaşlılık ve ölüm) bakımından ana ülke, kısa vadeli sigorta kolları (iş kazaları
ile meslek hastalıkları ve analık) bakımından ise hem ana ülke hem de çalışılan
ülke mevzuatına tabi tutulmuşlardır.
Libya’da
Libyalı işveren veya üçüncü bir ülke işvereni nezdinde çalışan Türk işçileri
ile Türkiye de Türk işveren veya üçüncü bir ülke işvereni nezdinde çalışan
Libyalı işçiler geçici işçi sayılmış ve bunlar çalıştıkları ülke mevzuatına
tabi kılınmışlardır.
Söz
konusu kapsamda yer alan sigortalılar için işletme merkezlerinin bağlı olduğu
üniteye, yapılacak işe uygun işkolu kodu ve tehlike sınıfı verilmek suretiyle
işyeri dosyası tescil ettirilecek ve sosyal sigorta yükümlülükleri bu dosyadan
yerine getirilecektir.
21- İşsizlik ödeneğinden yararlanan kişiler ile Türkiye İş
Kurumu tarafından düzenlenen meslek edinme, geliştirme ve değiştirme eğitimine
katılan kursiyerler için işyeri dosyası tescili
4447 sayılı
İşsizlik Sigortası Kanunu gereğince işsizlik ödeneğinden yararlanan kişiler ile
Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edinme, geliştirme ve değiştirme
eğitimine katılan kursiyerler için Türkiye İş Kurumunun ilgili il
müdürlüklerince, Kurumumuzun ilgili ünitesinde işyeri dosyası tescil
ettirilecektir.
BEŞİNCİ
BÖLÜM
İşyeri
Dosyalarının Kanun Kapsamından Çıkarılması ve İz İşlemleri
Bilindiği üzere işyeri dosyalarının kanun kapsamından çıkarılması
ve iz işlemlerinin zamanında yapılmaması, ünitelerde gerçekte ne kadar faal, ne
kadar gayri faal işyeri dosyasının bulunduğunun bilinmesini engellendiği gibi
borçlarının bulunmadığı hususunda talepte bulunan işverenlerle ilgili olarak
yapılan sorgulamaların gecikmeli sonuçlandırılması, faal durumda bulunan ve ödeme
yükümlülüklerini yerine getirmeyen işverenlerin borçlarının zamanında takip
edilememesi gibi olumsuzluklara yol açabilmektedir.
Bu doğrultuda
yukarıda belirtilen olumsuz durumların ortaya çıkmasının önlenmesi için işyeri
dosyalarının kanun kapsamından çıkarılması, ize ayrılması ve imha işlemlerinin
zamanında yapılması önem arz etmekte olup söz konusu işlemler aşağıda
belirtildiği şekilde yapılacaktır.
1-İşyeri dosyalarının kanun kapsamından çıkarılması işlemleri
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin işyeri dosyalarının işlemden
kaldırılması başlığını taşıyan 34. maddesinde “özel nitelikteki inşaat
işyerleri ile ihale konusu işyerleri hariç olmak üzere, kapanma, terk veya
tasfiye olmadığı hâlde, işyerinde en az iki yıl süre ile sigortalı
çalıştırılmadığı, işverenler tarafından bildirilen veya Kurumca tespit edilen
işyeri dosyaları, sigortalı çalıştırılmaya son verilen tarih itibarıyla ünitece
Kanun kapsamından çıkarılır." hükmü yer almıştır.
Buna göre
işyeri dosyalarının kanun kapsamından çıkarılmasına ilişkin işlemler aşağıda
belirtildiği şekilde yapılacaktır.
1.1-En az iki yıllık süreden bu yana gayri faal olan işyerlerinin 5510
sayılı kanun kapsamından çıkarılması ve iz işlemleri
Yönetmeliğin
yukarıda belirtilen hükmü uyarınca, en son aylık prim ve hizmet belgesinin
verilmiş olduğu tarihten itibaren üzerinden iki yıl geçmiş olan işyeri
dosyaları sistem tarafından otomatik olarak en son bildirim yapılan ay sonu
itibariyle 5510 sayılı kanun kapsamından çıkartılmaktadır.
Ancak gerek özel bina inşaatı ile ihale konusu işlerin bitirilmesi,
gerekse devamlı nitelikteki işyerlerinin kapanma, terk veya tasfiye olduğunun
bildirilmesi veya tespit edilmesi halinde, bu nitelikteki işyeri dosyaları iki
yıllık süre beklenilmeksizin bildirime veya tespite esas belgelerin işveren
servisine intikal ettiği tarihten sonra sigortalı çalıştırılmaya son verilen
tarihten itibaren 5510 sayılı Kanun kapsamından çıkartılacaktır.
"Otomatik Kanun
Kapsamından Çıkış" menüsü vasıtasıyla
kapsamdan çıkış işleminin yapıldığı tarih itibariyle iki yıllık süreden bu yana
aylık prim ve hizmet belgesi/muhtasar ve prim hizmet beyannamesi girişi
yapılmamış olan tüm işyerlerinin, 5510 sayılı Kanun kapsamından çıkış işlemi
otomatik olarak yapılacak ve bu şekilde 5510 sayılı Kanun kapsamından çıkartılmış
işyeri dosyalarının listeleri alınacaktır.
Özel bina inşaatlarına ait işyeri dosyaları işin bitiş
tarihi 2011/13 sayılı Kurum genelgesinin aşağıda belirtilen “8.1-Özel
bina inşaatlarında işin başlama ve bitiş tarihlerinin tespiti” başlıklı
bölümünde belirtildiği şekilde belirlenerek kanun kapsamından çıkartılacaktır.
8.1-Özel
bina inşaatlarında işin başlama ve bitiş tarihlerinin tespiti
“Gerektiğinde,
inşaatın başladığı ve bitirildiği tarihin işverence resmî makamlardan alınacak
belgelerle kanıtlanması istenebilir. İnşaatın başladığı ve bittiği tarihin
resmî belge ile kanıtlanamaması, aksine bir tespit olmadıkça, yapı ruhsat
tarihi inşaatın başladığı tarih, inşaatın bitiş tarihi ise işverence Kuruma
yapılan başvuruda dilekçe tarihi beyan edilen tarihten itibaren bir ay
içerisinde ise beyan edilen tarih, değilse dilekçenin Kuruma intikal
ettirildiği tarih olarak kabul edilir. Söz konusu tarihlere işverenlerce itiraz
edilmesi durumunda inşaatın başlama ve bitiş tarihleri ile ilgili Kurumun
denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılacak tespit sonucuna göre işlem
yapılacaktır.
İhale
konusu işyeri dosyalarında ise işin bitiş tarihi aynı genelgenin aşağıda
belirtilen “8.2- İhale konusu işlerde işin başlama ve
bitiş tarihlerinin tespiti” başlıklı bölümünde belirtildiği şekilde
belirlenerek kanun kapsamından çıkartılacaktır.
8.2- İhale
konusu işlerde işin başlama ve bitiş tarihlerinin tespiti
Fiilen işin
başlangıç ve bitiş tarihlerinin, işverence ihale makamlarından alınacak belgelerle
kanıtlanması istenebilir. Bu tarihlerin resmî belge ile kanıtlanamaması
hâlinde, aksine bir tespit olmaması durumunda yüklenici tarafından Kuruma
müracaat tarihi işin başlama tarihi olarak kabul edilir. İşverence Kuruma
yapılan başvuruda dilekçe tarihi beyan edilen tarihten itibaren bir ay
içerisinde ise beyan edilen tarih, değilse dilekçenin Kuruma verildiği tarih
işin bitiş tarihi olarak kabul edilir.
Diğer
yandan otomatik olarak kanun kapsamından çıkarılmış işyeri dosyaları veya gerek
özel bina inşaatı ile ihale konusu işlerin bitirilmesi, gerekse devamlı
nitelikteki işyerlerinin kapanma, terk veya tasfiye olduğunun bildirilmesi veya
tespit edilmesi halinde kanun kapsamından çıkış işlemi yapılan işyeri
dosyalarının Kuruma borcunun bulunmaması halinde iz işlemi de yapılacaktır.
1.2-“İşyeri teftişten sarfınazar tutanağı” ve “İşyerinin kanun
kapsamından çıkarılma fişi”
5510 sayılı
Kanun kapsamından çıkış işlemlerinin hangi tarih itibariyle yapıldığı, kanun
kapsamından çıkış tarihi, nedeni ve işlemi yapan personelin kullanıcı kodu
sistemde kayıtlı tutulduğundan söz konusu bilgilerin istenildiği zaman
görüntülenmesi mümkün bulunmaktadır.
Bu nedenle, işyerlerinin gerek otomatik gerekse de ayrı ayrı kanun
kapsamından çıkartılması sırasında “işyeri teftişten sarfınazar tutanağı” ve “işyerinin
kanun kapsamından çıkarılma fişi” düzenlenmeyecektir.
2- İşyeri dosyalarının imha işlemleri
İşyeri
dosyalarının imha işlemlerinde 18.10.2019 tarihli ve 30922 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanan Devlet Arşiv Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin 17 ila 22.
maddeleri uyarınca işlem yapılacaktır.
Diğer
yandan işyeri dosyalarına ilişkin yapılacak ayıklama ve imha işlemlerinde
uyulacak saklama süreleri, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Saklama Süreli
Standart Dosya Planı ve Devlet Arşivleri Başkanlığınca yayımlanan ortak alanlar
için düzenlenmiş, Kamu Kurum ve Kuruluşları Danışma, Denetim ve Yardımcı Hizmet
Birimleri Tespit ve Değerlendirme Formu'ndaki süreler olacaktır.
3- Kanun kapsamından çıkmış işyerlerinden aylık prim ve hizmet
belgesi/muhtasar ve prim hizmet beyannamesi verilmesi
Bilindiği gibi Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin işyeri
dosyalarının işlemden kaldırılması başlığını taşıyan 34. maddesinde “özel
nitelikteki inşaat işyerleri ile ihale konusu işyerleri hariç olmak üzere,
kapanma, terk veya tasfiye olmadığı hâlde, işyerinde en az iki yıl süre ile
sigortalı çalıştırılmadığı, işverenler tarafından bildirilen veya Kurumca
tespit edilen işyeri dosyaları, sigortalı çalıştırılmaya son verilen tarih
itibarıyla ünitece Kanun kapsamından çıkarılır."
hükmü yer almıştır.
Yönetmeliğin
yukarıda belirtilen hükmü uyarınca, en son aylık prim ve hizmet belgesinin
verilmiş olduğu tarihten itibaren üzerinden iki yıl geçmiş olan işyerine ait
işyeri dosyaları sistem tarafından otomatik olarak en son bildirim yapılan ay
sonu itibariyle kanun kapsamından çıkarılmaktadır.
Diğer
yandan kanun kapsamdan çıkışı yapılmış ancak henüz ize ayrılmamış olan
işyerlerinden aylık prim ve hizmet belgesinin verilmek istenilmesi durumunda
“işyeri dosyanız kanun kapsamından çıkmış olması nedeniyle giriş yapılamaz.
Bağlı bulunduğunuz sosyal güvenlik merkezine müracaat ediniz” uyarısı verilerek
işverenlerin işyeri dosyalarının işlemlerinin yürütüldüğü sosyal güvenlik
merkezlerine müracaat edilmesi sağlanarak, kapsamdan çıkan işyeri dosyalarının
kapsamdan çıkış kaydının kaldırılarak yeniden aylık prim ve hizmet belgesi
verilmesi mümkün bulunmaktadır.
Bu kapsamda kapsamdan çıkmış ancak henüz iz yapılmamış olan işyeri dosyaları ile
ilgili olarak işverenlerce aylık prim ve hizmet belgelerinin verilmesi
hususunda müracaat edilmesi halinde kapsamdan çıkan işyeri dosyalarının
kapsamdan çıkış kaydının kaldırılarak yeniden aylık prim ve hizmet belgesi
verilmesi sağlanacaktır.
İKİNCİ
KISIM
SİGORTA
PRİMİNE ESAS KAZANÇLAR İLE SİGORTA PRİMİNE TABİ OLMAYACAK KAZANÇLAR
BİRİNCİ
BÖLÜM
Günlük
Kazanç Sınırları ve Prime Esas Kazancın Üst Sınırını Aşan Primlerin
İade
İşlemleri
1-Günlük kazanç sınırları
İşverenlerin
ve sigortalıların ödeyecekleri primler sigorta primine esas günlük kazanç
sınırları baz alınarak belirlenmekte olup söz konusu
kazanç sınırları 5510 sayılı Kanunun 82. maddesinde belirlenmiştir.
Buna göre;
Sigortalının
bir günlük prime esas tutulacak kazancının alt sınırı, sigortalıların yaşlarına
uygun asgarî ücretin otuzda biri, üst sınırı ise 16 yaşından büyük
sigortalıların günlük kazanç alt sınırı 1.1.2017 tarihinden önce 6,5 bu
tarihten sonra ise 7,5 katı olarak alınacaktır.
1.10.2008 tarihinden öncesine ait olan iş ve işlemlerde ise 506 sayılı Kanunun
mülga 78. maddesine göre işlem yapılacaktır.
Sosyal güvenlik
sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurtdışındaki
işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçiler için günlük prime esas
kazanç üst sınırı, günlük asgari ücretin 1.10.2014 tarihinden itibaren 3 katı
olarak uygulanacaktır.
Ayrıca ülkemiz ile arasında sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan
ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak
üzere götürülen Türk işçilerinin ücretlerinin tespitinde; işçi ve işverenleri
tarafından düzenlenerek Türkiye İş Kurumunca onaylanan Yurt Dışı Hizmet Akdinde
belirtilen aylık ücret, 5510 sayılı kanunun 82. maddesinin birinci fıkrasındaki
alt ve üst sınır (3 kat) arasında kalmak üzere aylık prime esas kazanç
tutarının tespitinde esas alınacaktır.
Günlük
kazançları alt sınırın altında olan sigortalılar ile ücretsiz çalışan
sigortalıların günlük kazançları alt sınır üzerinden, günlük kazançları üst
sınırdan fazla olan sigortalıların günlük kazançları da üst sınır üzerinden
hesaplanacaktır.
Sigortalının
kazancı alt sınırın altında ise bu kazanç ile alt sınır arasındaki farka ait
sigorta primleri ile ücretsiz çalışan sigortalılara ait sigorta primlerinin
tümünü işveren ödeyecektir.
Örnek
1: İşverenin 18 yaşından büyük olan
çocuğu ücret almadan işyerinde çalışmaktadır. Bu kişinin 5510 sayılı Kanun
kapsamında sigortalı olması gerektiğinden sigorta primlerinin tümünü işveren
ödeyecektir.
2-Prime esas kazancın üst sınırını aşan primlerin iade işlemleri
Bilindiği üzere Kanunun 82. maddesinin dördüncü fıkrasında,
“Sigortalıların bu Kanunun 53. maddesine göre belirlenen aynı sigortalılık
haline tâbi olacak şekilde birden fazla işte çalışması nedeniyle Kuruma ödenen
primler toplamı, bu sigortalılık hali için belirlenen prime esas kazanç üst
sınırı üzerinden hesaplanacak miktarı aşarsa, aşan kısmın tamamı, sigortalının talebi üzerine en geç talep tarihini takip
eden ay içinde hissesi oranında
sigortalıya defaten geri
ödenir. Geri verilen primler için ayrıca gecikme cezası ve gecikme
zammı ile faiz
ödenmez.”
hükmü yer
almaktadır.
Bu doğrultuda
sigortalıların Kuruma bildirilecek sigorta primine esas kazanç tutarı, prime
esas kazanç altı sınırının 7,5 katını aşmayacaktır. Söz konusu 7,5 kat sosyal
güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurtdışındaki
işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçiler için günlük prime esas
kazanç üst sınırı, günlük asgari ücretin 3 katı olarak uygulanacaktır.
Örnek
1: (A) sigortalısının 2017 yılı Mart
ayında prim gün sayısı 30 olmuş ve 14.000,00 TL ücrete hak kazanmıştır.
2017 yılında
günlük asgari ücretin alt sınırı 59,25 TL
Günlük
kazanç üst sınırı: 59,25 TL x 7,5 :444,38 TL
olacaktır.
Aylık
kazanç üst sınırı: 444,38 TL x 30 : 13,331.40 TL
ilgili sigortalı için 2017 yılı Mart ayı için Kuruma bildirilecek prime esas
kazanç tutarının üst sınır olacaktır.
Diğer
yandan bilindiği üzere e-Bildirgede sigortalıların gün ve kazançları
bildirilirken prime esas kazanç üst sınırının üstünde bildirim yapılmasına izin
verilmemektedir. Ancak gerek part-tıme çalışmaları nedeniyle, gerekse aynı
sürelerde birden fazla işyerindeki çalışmaları nedeniyle, aynı ayda birden
fazla işyerinde çalışan ve birden fazla işyerinden bildirilen sigortalıların
prime esas kazançlarının toplamı prime esas kazanç üst sınırını (tavanı) zaman
zaman aşabilmektedir.
Örnek
2: (A) sigortalısı 2017 yılı Ocak
ayında (B) işyerinde 20 gün çalışmış ve 7.000,00 TL (C) işyerinde ise 30 gün
çalışmış ve 8.000,00 TL ücrete hak kazanmıştır.
Söz
konusu sigortalının prim gün sayısı her ne kadar 50 olsa da 30 gün olarak kabul
edilecek olup bu durumda sigortalının, ay içindeki 30 güne karşılık gelen
toplam kazancı;
8.000,00 TL + 7,000,00
TL = 15.000,00 TL
30 günlük
üst sınırı (13.331,40 TL’yi) aşmış olacaktır.
Kanunun yukarıda yer alan hükmü doğrultusunda sigortalıların birden fazla
işte çalışması nedeniyle Kuruma ödenen primler toplamının, prime esas kazanç
üst sınırını aşması halinde, aşan kısım iade edilebilecek olup söz konusu iade
işlemi sigortalının talebi halinde yapılacaktır.
Örnek
3 : 2017 yılı Ocak ayında (A) işyerinden 20 gün 5.500,00 TL (B)
işyerinden 20 gün 8.500,00 TL bildirim yapılmış bir sigortalının 14.000,00 TL-
13.331,40 TL : 668.60 TL’ye isabet eden sigortalı hissesinin iadesi için SGK’ya
müracaat etmesi gerekir
Öte
yandan prime esas kazanç üst sınırı aşan kazancı bulunan sigortalıların, üst
sınırı aşan kazançların iadesi hususunda talepte bulunmaları halinde, iade en
geç talep tarihini izleyen ayın sonuna kadar yapılacaktır. Ayrıca tavanı aşan
kazançların iadesi sırasında işveren hissesine ait primlerin iadesi söz konusu
olmadığı gibi, sigortalı hissesine isabet eden tutarlar için kanuni faiz de
ödenmeyecektir.
Tavanı
aşan kazançlarının iadesi hususunda talepte bulunmuş sigortalılara; tavanı aşan
kazancının; % 14 oranındaki sigorta priminin( % 9 MYÖ Primi ve % 5 GSS Primi )
ve % 1 oranında işsizlik sigortası priminin iadesi yapılacaktır.
Öte
yandan Sosyal Güvenlik Destek Primi kapsamında çalışan sigortalıların tavanı aşan kazançlarının iadesi hususunda talepte bulunmuş olması halinde ; tavanı aşan kazancının;
% 7,5 oranındaki prim tutarı iade edilecektir.
Örnek
4 : 2017 yılı Ocak ayında (A) işyerinden 20 gün 5.500,00 TL (B)
işyerinden 20 gün 8.500,00 TL bildirim yapılmış bir sigortalının, toplam spek
tutarı olan 14.000,00 TL-spek 13.331,40 TL = 668.60 TL’ye isabet eden sigortalı
hissesinin iadesi için 668,60 TL’ye isabet eden sigortalı hissesinin iadesi
için SGK’ya müracaat etmesi halinde kendisine ;
668,60 TL x 15/100: 100,29 TL iade yapılacaktır.
Aynı
ayda birden fazla işyerinde çalışan ve prime esas kazançlarının toplamı prime
esas kazanç üst sınırını (tavanı) aşan sigortalılara ilişkin işyerlerinin
birden fazla ünite bölgesinde olması halinde iade başvurusu müracaat edilen
ünite tarafından yapılacak, muhasebe işlemleri Kurumunun ilgili birimleri
arasında yazışma yapılarak sonuçlandırılacaktır.
Öte
yandan aynı ayda birden fazla işyerinde çalışan ve prime esas kazançlarının
toplamı prime esas kazanç üst sınırını (tavanı) aşan sigortalılara ilişkin
işyerlerinin birden fazla ilde bulunması halinde de iade başvurusunun gereği
müracaat edilen ünite tarafından yapılacak olmakla birlikte ,
farklı illerdeki aynı ayda birden fazla hizmetin olması durumunda bu
hizmetlerin doğruluğunun araştırılması gerekecek ve bu hizmetler
doğruluklarının incelenmesi amacıyla Kurumun denetim ve kontrolle görevli
memurlarına intikal ettirilecektir.
Diğer
yandan aynı ayda birden fazla işyerinde çalışan ve prime esas kazançlarının
toplamı prime esas kazanç üst sınırını (tavanı) aşan sigortalılara ilişkin
işyerlerinin birden fazla ilde bulunması halinde yapılacak prim iade
işlemlerinde mükerrer prim iadesinin önlenmesi amacıyla diğer illerle mutlaka
yazışma yapılarak işlemler sürdürülecektir.
İKİNCİ
BÖLÜ
Kanunun
4. Maddesinin Birinci Fıkrasının (a) Bendi Kapsamındaki Sigortalılar Yönünden
Sigorta Primine Esas Olan ve Olmayan Kazançlar ile Kısmen Prime Tabii Tutulacak
Kazançlar
Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki
sigortalıların prime esas olan ve olmayan kazançları ile kısmen prime tabii
tutulacak kazançlarına ilişkin esaslar Kanunun 80. maddesi, Sosyal Sigorta
İşlemleri Yönetmeliğinin 97. maddesinde belirtilmiş olup söz konusu hususlara
ilişkin açıklamalar aşağıda yer almıştır.
1- Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki
sigortalılar yönünden prime esas kazançlar
Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki
sigortalıların prime esas alınacak olan kazançları Kanunun 80. maddesinin
birinci fıkrasının (a) bendinin bir, iki ve üç numaralı alt bentlerinde
açıklanmıştır. Buna göre;
“Kanunun
4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların prime
esas kazançları aşağıdaki şekilde belirlenir.
a) Prime esas kazançların hesabında;
1) Hak edilen ücretlerin,
2) Prim, ikramiye ve bu
nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay içinde yapılan
ödemelerin ve işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına
ve bireysel emeklilik sistemine ödenen tutarların,
3) İdare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince
yukarıdaki (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kazançlar niteliğinde
olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin,
brüt toplamı esas
alınır.”
1.1-Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki
sigortalılar yönünden ücret ve ücret niteliğindeki kazançların prime tabii
tutulması
5510 sayılı
Kanunun 3. maddesinin birinci fıkrasının on iki numaralı bendinde ücret, 4.
maddenin birinci fıkrasının (a) ve (c) bendi kapsamında sigortalı sayılanlara
saatlik, günlük, haftalık, aylık veya yıllık olarak para ile ödenen ve
süreklilik niteliği taşıyan brüt tutar olarak tanımlanmıştır.
5510 sayılı
Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların
yukarıda açıklanan ücretlerinin prime esas kazanca dahil
edilebilmesi için Kanunun 80. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre
hak edilmesi yeterli olup, sigortalıların ay içindeki prime esas kazanç
tutarlarının hesaplanması sırasında, söz konusu ücretlerin ödenip ödenmediğine
veya ne zaman ödendiğine bakılmaksızın, hak edildiği ayın prime esas kazancına
dahil edilmek suretiyle prime tabi tutulacaktır.
Örnek 1: 5510
sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki (D)
sigortalısının 2018/Eylül ayına ait aylık brüt ücretinin 3.000,00 TL olduğu,
söz konusu ayda yapmış olduğu fazla çalışmaya istinaden 200,00 TL tutarında
fazla mesai ücretine hak kazandığı ve 3.000,00 TL tutarındaki ücretin
2018/Kasım ayında, 200,00 TL tutarındaki fazla mesai ücretinin ise 2018/ Aralık
ayında ödendiği varsayıldığında, bahse konu sigortalının aylık ücreti ile fazla
mesai ücretinin hangi tarihte ödendiği üzerinde durulmaksızın, 2018/Eylül ayına
ilişkin olarak düzenlenecek aylık prim ve hizmet belgesinde, prime esas kazanç
tutarı 3.200,00 TL olarak Kuruma bildirilecektir.
4857 sayılı
Kanunun 59. maddesinde iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi
halinde işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücretin,
sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak
sahiplerine ödeneceği öngörülmüştür.
Bu doğrultuda,
sigortalıların hak kazanıp da kullanmadıkları yıllık izin sürelerine ait
ücretlerin hizmet akdinin feshinden sonra ödenmesi halinde, 4857 sayılı Kanunun
59. maddesine göre akdin feshedildiği tarihte hak kazanıldığı nazara alınarak,
bu nitelikteki yıllık izin sürelerine ilişkin ücretler akdin feshedildiği ayın
kazancına dahil edilecektir. Akdin feshedildiği ayda
çalışılan gün sayısına tekabül eden günlük prime esas kazancın, prime esas
günlük kazanç alt sınırının 7,5 katından fazla olması halinde, aşan kısım prime
esas kazanca dahil edilmeyecektir.
Diğer
yandan iş akdinin askıda olduğu bir dönemde fiili çalışması olmayan bir
sigortalıya yıllık izin ücretinin ödenmesi halinde yıllık izin ücreti prime
esas kazanç bildirimi yapılan en son ayın kazancına dahil
edilecektir. Aynı şekilde istirahat nedeniyle iş akdi askıda
olan bir sigortalının akdin askıda olduğu dönemde hizmet akdinin feshedilmesi
ve yıllık izin hakkının da kullanılmamış olması halinde izin ücretinin de
hizmet akdinin feshedilmesi ile birlikte ödenecek olması nedeniyle yıllık izin
ücreti prime esas kazanç bildirimi yapılan en son ay için
verilecek aylık prim ve hizmet belgesiyle tahakkuk ettirilerek prim
kesilecektir.
Diğer
taraftan,
-
Toplu iş
sözleşmeleri uyarınca veya kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan ve toplu iş
sözleşmesi dışında kalan personel ile toplu iş sözleşmesine tabi olmakla
birlikte sendikalara üye olmamaları nedeniyle özel sektöre ait işyerlerinde
sözleşme kapsamında bulunmayan personele geriye yönelik olarak ücret farkı
ödenmesine karar verilmesi halinde, söz konusu ücret farkları, ilişkin
oldukları ayların,
-
Toplu
iş sözleşmesi hükümlerinin
uygulandığı işyerlerinde, bir aydan fazla istirahat alan sigortalılara,
Kurumumuzca ödenen geçici iş göremezlik ödeneğinin yanı sıra işverenlerce de
toplu iş sözleşmelerine dayanılarak istirahatli bulunan süre için ayrıca ücret
ödenmesi durumunda, bu ücretler istirahatli bulunulan ayların,
-
Kamu
kurumlarında Kanunun 4. maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendi kapsamında çalışan sigortalılar için mahkeme kararları
veya idarece verilen kararlar gereğince geriye yönelik ücret ödenmesi halinde
bu ücretler ilişkin oldukları ayların,
kazancına dahil edilerek
prime tabi tutulacaktır.
Örnek
2: Özel nitelikteki bir işyerinde
2018/Mayıs ayında imzalanan toplu iş sözleşmesine istinaden ücretlere Ocak
ayından itibaren 250 TL tutarında zam yapılması halinde geriye yönelik olarak
2018 Ocak ila Mayıs dönemi aylarına ilişkin her bir ay için ödenecek olan
250,00 TL ücret farkı 2018 Ocak ila Mayıs dönemi prime esas kazançlarına dahil edilecektir.
1.2- Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki
sigortalılar yönünden ücret dışı ödemelerin prime tabii tutulması
Sigortalıların
prime esas kazanç tutarlarının hesaplanması sırasında, ücret dışındaki diğer
ödemeler öncelikle ödendiği ayın kazancına dahil
edilecektir.
Ücret
dışında sigortalılara ödenmekte olan prim, ikramiye gibi her türlü ödemeler,
ödemenin yapıldığı ayın kazancına dahil edilerek prime
tabi tutulmaktadır. Ancak, sözü geçen ödemelerin ücret ile birleştirilerek
prime tabi tutulması durumunda, bazı sigortalıların aylık prime esas kazançları
tutarı, prime esas kazancın üst sınırını aşabilmektedir.
Bu durumda, sigortalılara, ücretinin yanı sıra prime esas kazanca dahil edilebilecek nitelikte ücret dışında ödeme yapılması
halinde, bu nitelikteki kazançlar, prime esas günlük kazanç üst sınırının otuz
katı aşılmamak kaydıyla prime tabi tutulacak, buna karşın her iki kazanç
toplamının üst sınırı aşması halinde, ücret dışındaki ödemenin üst sınırı aşan
kısmı, Kanunun 82. maddesi hükmü de dikkate alınarak en fazla takip eden iki
ayın prime esas kazanç tutarına dahil edilecektir.
Örnek
1: Aylık brüt ücreti 10.000,00 TL olan
(D) sigortalısının 2017/Ocak ayında ücretsiz izinli olduğu ve ilgili ayda brüt
10.000,00 TL ikramiye ödendiği varsayıldığında, 1.1.2017 ila 31.12.2017
tarihleri arasında aylık kazanç üst sınırının 13.331,40 TL olduğu nazara
alınarak bahse konu sigortalının, Ocak ayında prim ödeme gün sayısı
bulunmadığından ücret dışındaki ikramiye Şubat ve Mart aylarının prime esas
kazançlarına dahil edilecektir.
2017 /Ocak ayındaki prime esas kazancı=0 TL
2017/Şubat
ayındaki prime esas kazancı 10.000,00 TL ücret + 3.331,40 TL ikramiye =
13.331,40 TL
2017/ Mart ayındaki prime esas kazancı 10.000,00 TL ücret + 3.331,40 TL
ikramiye = 13.331,40 TL
olarak Kuruma bildirilecek,
3.331,40 TLX 2=6.662,80 TL prime esas
kazanca dahil edilen ikramiye,
10.000,00 TL- 6.662,80 TL =3.337,20 TL
tutarındaki ikramiye ise prime esas
kazanca dahil edilmemiş olacaktır.
Toplu iş
sözleşmelerine tâbi işyerleri ile kamu idareleri veya yargı mercilerince
verilen kararlara istinaden, sonradan ödenen ücret dışındaki ödemeler de yine
ödendiği ayın kazancına dahil edilecektir.
Sigortalılara
çeşitli nedenlerle (ücretsiz izin, istirahat gibi) ay içinde çalışmasının bulunmadığı
ve ücret ödenmediği aylarda prime esas kazanca dahil
olacak nitelikte ücret dışında bir ödeme yapılması halinde, ücret dışındaki bu
ödemeler, ödemenin yapıldığı ayda sigortalının prim ödeme gün sayısının
bulunmaması nedeniyle ödemenin yapıldığı tarihi takip eden iki ayı geçmemek
üzere ilgili ayların prime esas kazancına dahil edilecektir. Ancak ödemenin
yapıldığı tarihi takip eden iki ayda da ücret ödemesine hak kazanılmadığı
durumlarda, ücret dışındaki bu ödemeler prime esas kazanca dahil
edilemeyecektir.
Diğer
taraftan, toplu iş sözleşmelerine tabi işyerleri işverenlerince veya kamu
idareleri veya yargı mercilerince verilen kararlara istinaden, sonradan ödenen
ücret dışındaki ödemelerin hizmet akdinin mevcut olmadığı veya askıda olduğu
bir tarihte ödenmesi durumunda bu ödemeler 5510 sayılı Kanunun 82. maddesi
hükmünde belirtilen prime esas kazanç alt ve üst sınırları da nazara alınmak
suretiyle prime esas kazancın tâbi olduğu en son ayın kazancına dahil edilecektir.
1.3- Hizmet akdinin feshinin geçersizliği halinde yapılacak ödemeler
İş
Kanununun uygulandığı otuz veya daha fazla işçi çalıştırılan işyerlerinde en az
altı aylık kıdemi bulunan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesinin geçerli
sebep gösterilmeden veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı iş mahkemesince
veya özel hakem tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar
verilmesi halinde;
İşçiyi başvurusu halinde bir ay içinde işe başlatmayan
işverence işçiye ödenen ve mahkeme veya özel hakemce belirlenen en az dört, en
çok sekiz aylık ücreti tutarındaki tazminatın, niteliği itibariyle ücret
sayılabilecek bir kazanç durumunda olmaması ve işe başlatılmayan sigortalının
sigortalılık niteliğinin de kalmaması nedeniyle anılan tazminat tutarı prime
tabi tutulmayacaktır.
Feshin geçersizliğine dair mahkeme veya özel hakem kararının
kesinleştirilmesine kadar işçiye çalıştırılmadığı süre için en çok dört aya
kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakların da işverenin işçiyi işe başlatması
veya başlatmamasına bakılmaksızın ödeneceğinden, bu düzenleme ile, feshin geçersizliğine dair karar alan işçiyi, işe
başlatıp başlatmama konusunda işverene verdiği inisiyatife karşılık işçiye en
çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarının ödenmesini hüküm
altına alarak korumuş, sözleşmenin fesih tarihini, en çok dört aya kadar ileri
bir tarihe atmış bulunmaktadır.
Buna göre,
işçinin işe iadesi için kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının kendisine
tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak üzere başvurmuş olması
kaydıyla, işe başlatılsın veya başlatılmasın bu nitelikteki işçilere
çalıştırılmayan süre için ödenen en çok dört aya kadar ücret ve diğer haklar,
akdin feshedildiği aydan başlanılarak ilgili ayların prime esas kazançlarına dahil edilerek işsizlik sigortası primi de dahil olmak üzere
tüm sigorta kollarına ait primler kesilecek ve bu süreler hizmetten
sayılacaktır.
Öte yandan, işçi işe başlatıldığında bildirim süresine ait
(ihbar) ücreti ile kıdem tazminatı peşin olarak ödenmiş ise işçiye ödenecek en
çok dört aya kadar olan ücret ve diğer alacaklarından mahsup edileceğinden,
5510 sayılı Kanunun değişik 80. maddesi uyarınca bildirim süresine ait (ihbar)
ücret ile kıdem tazminatının prime tabi tutulmaması nedeniyle işçiye işe
başlatılması halinde ödenecek en çok dört aya kadar olan ücret ve diğer hakları
mahsup edilmemiş haliyle prime tabi tutulacak ve bu süreler prim ödeme gün
sayısından sayılacaktır.
Bu doğrultuda,
4857 sayılı İş Kanununun 21. maddesi uyarınca işçiye ödenecek olan en çok dört
aya kadar ücret ve diğer alacaklardan (haklardan) prim alınarak bu süreler prim
ödeme gün sayısı olarak değerlendirilecektir.
1.4. Sigortalıların idari yargı kararlarına istinaden görevlerine iade
edilmesi üzerine yapılacak işlem
Anayasa ile tanınan, kamu hizmetinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri
yürütmek üzere “diğer kamu görevlilerinin” çalıştırılması, bu kişilerin
“atanma, görev, yetki, her türlü özlük hakları ile hukuki durumlarının
kanunlarla düzenlenmesi” esasının sonucu olarak bazı kişiler; toplu iş
sözleşmesi ile istihdam edilen ve iş hukuku kurallarına bağlı bulunan
işçilerden farklı olarak idare hukuku içinde yer almaktadırlar.
Bu nedenle, bazı işyerlerinin hukuki statüleri, hangi istihdam şeklinde
personel çalıştırılacağını belirtmekte ve bunlardan bir kısmı, memur ya da işçi
statüsünde olmayan sözleşmeli personel niteliğini taşımaktadır. Kamu hizmeti
görevi yapan bu durumdaki personel ile işveren arasındaki ilişkiden doğan
uyuşmazlıklar da idari yargının görev alanına girmektedir.
Bu durumdaki personelin görevlerine işverenlerince son verilmesi veya işten
uzaklaştırılması üzerine görevlerine iadesi amacıyla idari yargı nezdinde
açılan davalar üzerine anılan mahkemelerce yürütmenin durdurulmasına karar
verilmesi durumunda, esas hakkında karar verilinceye kadar eski, yani idari işlemin
tesisinden önceki durumun devamı sağlanmaktadır. İdareler bu kararların
gereklerine göre ve gecikmeksizin işlem yapmaya veya eylemde bulunmaya
mecburdur. Bu konudaki ana kural, yürütmenin durdurulması kararının geriye
yürür biçimde sonuç doğurması, dava konusu işlemin yapıldığı andan önceki
durumun geri gelmesidir.
Aynı
şekilde, kamu personeli durumunda olan bir kimsenin işverence görevine son
verilmesi üzerine işveren (idare) aleyhine açtığı iptal davası sonucunda
mahkemece işlemin iptaline karar verilmişse, idarece yapılmış idari işlem ve
buna bağlı olarak yapılmış diğer işlemlerin eski durumuna getirilmesi
gerekmektedir.
İptal
davası sonucunda iptal veya göreve iade kararı verilmesiyle yasa gereği,
kişinin görevde olmadığı sürelerdeki hakları kendisine verilmekte, ücreti
ödenmekte ve kişinin bu idari davadan önceki durumu işverence (idarece)
sağlanmaktadır.
İdari
yargı tarafından verilen kararlara istinaden sigortalılara fiilen
çalışmadıkları süreler için ücret ve benzeri nitelikte ödeme yapılması halinde;
ücretler, ilişkin olduğu aylara mal edilmek, ücret dışındaki diğer ödemeler ise
ödendiği ayın kazancına dahil edilmek suretiyle prime
tabi tutulacaktır.
Öte
yandan İdare Mahkemesi kararlarına göre görevlerine iade edilen sigortalı personel ile ilgili
olarak ödenmesine karar verilen ücretlere
ilişkin düzenlenmesi gereken ek nitelikteki aylık
prim ve hizmet belgelerinin;
1)
17/4/2012 tarihine kadar
kesinleşen mahkeme kararının idareye tebliğ
edildiği tarihini takip eden günü,
2)
17.4.2012
tarihinden sonra mahkeme kararının idareye
tebliğ edildiği tarihini takip eden günü,
takip eden ayın 23’üne kadar, Kuruma, e-sigorta kanalıyla gönderilmesi
veya kağıt ortamında verilmesi halinde yasal süresi içinde verilmiş kabul
edilecektir.
Aynı
şekilde İdare mahkemesi kararlarına göre görevlerine iade edilen sigortalı ile
ilgili olarak, ödenmesine karar verilen ücretlere ilişkin sigorta primlerinin,
mahkeme kararının idareye tebliğ edildiği tarihi takip eden günü, izleyen
ay/dönemin sonuna kadar Kuruma ödenmesi halinde yasal süresi içinde ödenmiş
kabul edilecektir.
2- Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki
sigortalılar yönünden kısmen prime tabi tutulacak kazançlar
2.1-
Yemek paraları
Sigortalılara
yemek parası adı altında yapılan ödemelerin, işyerinde veya müştemilatında
işveren tarafından yemek verilmemesi şartıyla, fiilen çalışılan gün sayısı
dikkate alınarak 16 yaşından büyükler için belirlenen günlük asgari ücretin %
6'sının, yemek verilecek gün sayısı ile çarpılması sonucunda bulunacak miktarı,
prime esas kazançların tespitinde dikkate alınmayacak, dolayısıyla bu tutardan
prim kesilmeyecektir.
Bu durumda, yemek parası adı altında yapılan ödemelerden prime esas kazanca dahil
edilecek tutar,
Brüt
Günlük Asgari Ücret x % 6= X(Günlük istisna tutarı)
Yemek Parası Verilen Gün Sayısı (Ay içinde fiilen çalışılan gün sayısı)
X (Günlük istisna tutarı) = Aylık İstisna Tutarı,
Ödenen
Yemek Parası – İstisna Tutarı = Prime Esas Kazanca Dahil Edilecek Yemek Parası,
formülü
vasıtasıyla hesaplanacaktır.
Öte
yandan, sigortalılara ay içinde yemek parası olarak nakit ödeme yapılmaksızın,
çalıştıkları işyerinin dışında yemek üretimi yapan başka firma veya şahıslar
tarafından (örneğin yemek kuponu, yemek kartı, yemek çeki karşılığında) gerek
işyerinde, gerekse işyerinin dışında yemek verilmesi halinde, işverenlerce bu
firma veya şahıslara fatura karşılığında yemek bedeli olarak ödenen fatura
bedelleri prime esas kazanca dahil edilmeyecektir. Ancak hayatın olağan akışına
aykırı muvazaalı uygulamaların tespit edilmesi durumunda yemek kuponu, yemek
kartı, yemek çeki gibi araçlara yüklenen bu tutarlar prime esas kazanca dahil
edilecektir.
Örnek
1 : Aylık brüt ücreti 3.000,00 TL olan
sigortalıya 2017/Mayıs ayında 250 TL tutarında yemek parası ödenmiştir.
Sigortalının ilgili ayda hafta sonları fiilen çalışmadığı göz önüne alındığında
yemek parası adı altında yapılan ödemelerden prime esas kazanca dahil edilecek
tutar;
Brüt
Günlük Asgari Ücret x% 6= Günlük İstisna Tutarı
Günlük
İstisna Tutarı x (Ay içinde Fiilen Çalışılan gün sayısı) Yemek Parası Verilen
Gün Sayısı = İstisna Tutarı
59,25
TL x % 6= 3,56 (Günlük İstisna tutarı)
3,56
x 22 Gün= 78,32 TL (İstisna Tutarı)
250
TL – 78,32 TL= 171,68 TL (Prime Esas Kazanca dahil edilecek yemek parası)
2.2- Çocuk zammı (yardımı)
Sigortalının
hizmet akdinin devam etmesi şartıyla ve fiilen çalışmasının olup olmadığı
üzerinde durulmaksızın sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı sayılmayan, kendi
sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan çocuklarından 18
yaşını, lise ve dengi öğrenim veya 5.6.1986 tarihli ve 3308 sayılı Meslekî
Eğitimi Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ya da işletmelerde meslekî
eğitim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını
doldurmamış ve evli olmayan çocukları ile yaşına bakılmaksızın Kanuna göre
malûl olduğu tespit edilen evli olmayan çocuklarından en fazla iki çocuk (iki
çocuk dahil) için çocuk zammı adı altında yapılan ödemelerin, çocuk başına 16
yaşından büyükler için belirlenen aylık asgari ücretin %2'si,
657 sayılı
Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (C) bendi kapsamında çalışan
sigortalıların aynı şartları haiz her bir çocuğu için % 4’ü oranındaki tutarı,
Aylık
prime esas kazançların hesaplanmasında dikkate alınmayacaktır.
Örnek
1: Özel sektörde çalışan ve aylık brüt
ücreti 2.000,00 TL olan (E) sigortalısına 2017/Eylül ayında 3 çocuğu göz önüne
alınarak çocuk başına 100 TL çocuk zammı verilmiştir.
Sigortalı
(E)'nin prime esas kazancına dahil edilecek tutar;
Brüt
Aylık Asgari Ücret X%2=Aylık İstisna Tutarı (Tek çocuk için)
Aylık
İstisna Tutarı (Tek Çocuk için) X Çocuk Sayısı (İki çocuğa kadar) = İstisna
Tutarı,
1.777,50 x % 2= 35,55 TL (Tek çocuk için istisna Tutarı)
35,55 x 2 = 71,10 TL (İki Çocuk için istisna tutarı)
200 - 71,10 = 128,90 TL ( İki çocuk için prime esas kazanca dahil edilecek çocuk
zammı)
Diğer
taraftan üçüncü çocuk için verilen 100 TL lik tutar için istisna söz konusu
olmadığından bu tutarın tamamı prime esas kazanca tabii tutulacaktır.
Örnek
2- Özel sektörde çalışan ve aylık brüt
ücreti 3.000,00 TL olan (E) sigortalısına 2017/Eylül ayında 3 çocuğu göz önüne
alınarak çocuk başına 30 TL çocuk zammı verilmiştir.
Sigortalı
(E)'nin prime esas kazancına dahil edilecek tutar;
Brüt
Aylık Asgari Ücret X%2=Aylık İstisna Tutarı (Tek çocuk için)
Aylık
İstisna Tutarı (Tek Çocuk için) X Çocuk Sayısı (İki çocuğa kadar) = İstisna
Tutarı,
1.777,50 x % 2= 35,55 TL (Tek çocuk için istisna Tutarı)
35,55 x 2 = 71,10 TL (İki Çocuk için istisna tutarı)
İki
çocuk için verilen çocuk yardımı, iki çocuk için belirlenen istisna tutarının
altında olduğundan prime esas kazanca tabi tutulmayacak ancak üçüncü çocuk için
verilen çocuk yardımı (30 TL ) için istisna söz konusu olmadığından bu tutarın
tamamı prime esas kazanca tabi tutulacaktır.
2.3- Aile zammı (Yardımı)
Sigortalılara
aile zammı adı altında yapılacak ödemelerin, sigortalının hizmet akdinin devam
etmesi şartıyla fiilen çalışmasının olup olmadığı üzerinde durulmaksızın,
sigortalının eşinin Kanuna tabi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde
çalışmaması ve Kurumdan gelir veyahut aylık almaması durumunda, 16 yaşından
büyükler için belirlenen aylık asgari ücretin %10'u,
657 sayılı
Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (C) bendi kapsamında çalışan
sigortalıların aynı şartları haiz eşi için % 20’si oranındaki tutar aylık prime
esas kazançların hesaplanmasında dikkate alınmayacaktır.
Bu durumda, aile zammı adı altında yapılan ödemelerden prime esas kazanca dahil
edilecek tutar;
Brüt
Aylık Asgari Ücret X % 10 = İstisna Tutarı,
Ödenen
Aile Zammı – İstisna Tutarı = Prime Esas Kazanca Dahil Edilecek Aile Zammı,
Formülü
vasıtasıyla hesaplanacaktır.
Örnek
1: Aylık brüt ücreti 2.000,00 TL olan (E) sigortalısına 2017/Eylül ayında 400
TL tutarında aile zammı verilmiştir. Sigortalı (E) nin prime esas kazancına
dahil edilecek tutar;
1.777,50 X %10 = 177,75 TL ( istisna
Tutarı)
400 TL –
177,75 TL = 222,25 TL (Prime esas kazanca dahil edilecek aile zammı)
Diğer
taraftan, sigortalılara yemek parası ile çocuk ve aile zamlarının yıllık olarak
bir defada ödenmesi halinde, bu defa ödemenin yapıldığı tarihteki 16 yaşından
büyükler için belirlenen asgari ücret üzerinden,
Yemek parası için;
Brüt
Günlük Asgari Ücret X % 6= Günlük İstisna tutarı
Yemek Parası Verilen Gün Sayısı (Yıl içinde fiilen çalışılan gün
sayısı) X Günlük İstisna tutarı = Yıllık İstisna Tutarı,
Yıllık
Olarak Ödenen Yemek Parası – Yıllık İstisna Tutarı = Yıllık Prime Esas Kazanca
Dahil Edilecek Yemek Parası,
Çocuk
zammı için;
Brüt
Aylık Asgari Ücret X % 2 = Aylık İstisna Tutarı (Tek çocuk için)
Aylık
İstisna Tutarı(Tek Çocuk için) X Çocuk Sayısı (İki çocuğa kadar) X 12 Ay =
Yıllık İstisna Tutarı,
Yıllık
Olarak Ödenen Çocuk Zammı – Yıllık İstisna Tutarı = Yıllık Prime Esas Kazanca
Dahil Edilecek Çocuk Zammı,
Aile zammı için ise,
Brüt
Aylık Asgari Ücret X % 10 = Aylık İstisna Tutarı
Aylık İstisna
Tutarı X 12 Ay= Yıllık İstisna Tutarı
Yıllık
Olarak Ödenen Aile Zammı – Yıllık İstisna Tutarı = Yıllık Prime Esas Kazanca
Dahil Edilecek Aile Zammı,
Formülü
vasıtasıyla ödemenin yapıldığı ayın kazancına dahil edilecektir.
2.4- Özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine
ödenen ve aylık toplamı asgarî ücretin % 30'unu geçmeyen özel sağlık sigortası
primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları
Kanunun 80. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde, “… işverenler tarafından sigortalılar
için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık
toplamı asgarî ücretin % 30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve
bireysel emeklilik katkı payları tutarları, prime esas kazanca tâbi tutulmaz.”
denilmektedir.
Sigortalı
adına ay içinde özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payı
adı altında işverence yapılan ödemeler toplamının aylık asgari ücretin % 30’una
isabet eden kısmı prime esas kazanca dahil edilmeyecek, kalan tutar ise
ödendiği ayın prime esas kazancına dahil edilecektir.
Özel
sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payı adı altında
işverenlerce yapılan ödemelerden prime esas kazanca dahil edilecek tutar;
Brüt
Aylık Asgari Ücret X % 30 = İstisna Tutarı,
Özel
Sağlık Sigortası Primi + Bireysel Emeklilik Katkı Payı – İstisna Tutarı = Prime
Esas Kazanca Dahil Edilecek Özel Sağlık Sigortası Primi ve Bireysel Emeklilik
Katkı Payı Tutarı,
Formülü
vasıtasıyla hesaplanacaktır.
Buna karşın,
sigortalının özel sağlık sigortası ve bireysel emeklilik katkı payının ödendiği
aydaki prime esas kazancının, 82. maddeye istinaden belirlenen prime esas
kazanç üst sınırının üzerinde olması halinde, söz konusu özel sağlık sigortası
ve bireysel emeklilik katkı payları takip eden iki ayda üst sınır aşılmamak
kaydıyla sigortalının prime esas kazancına dahil edilecektir.
Sigortalı
adına işveren tarafından yalnızca özel sağlık sigortası primi veya yalnızca
bireysel emeklilik katkı payı ödenmiş olması durumunda ise, prime esas kazanca
dahil edilecek tutar, ödenen özel sağlık sigortası primi veya bireysel
emeklilik katkı payı üzerinden %30 oranındaki istisna tutarının düşülmesi
suretiyle hesaplanacaktır.
3- Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki
sigortalılar yönünden prime tabi tutulmayacak kazançlar
3.1- Ayni yardımlar
İşverenlerce
sigortalılara ayni (mal) olarak yapılan yardımlar, tutarları üzerinde
durulmaksızın, prime esas kazançlara dahil edilmeyecektir. Ancak, ayni
yardımların sigortalılara nakden ödenmesi halinde (örneğin yağ parası, un
parası, ayakkabı parası, giyim yardımı gibi) prime tabi tutulması
gerekmektedir.
3.2- Ölüm, doğum ve evlenme yardımları
Ölüm,
doğum ve evlenme hallerinde işverenlerince sigortalılara yapılan nakdi
yardımlar, miktarı ne olursa olsun prime esas kazançların hesabında dikkate
alınmayacaktır.
Sigortalının
anne ve babası, eşi veya çocuğunun ölümü halinde sigortalıya verilen ölüm
yardımı ile sigortalının evlenmesi veya çocuğunun olması halinde işveren
tarafından yapılan doğum ve evlenme yardımları prime esas kazançların hesabına
dahil edilmeyecektir.
3.3- Görev yollukları
6245 sayılı
Harcırah Kanununun 3. maddesinde belirtilen yol masrafı, gündelik, aile masrafı
ve yer değiştirme masrafı niteliğinde yapılan ödemeler yolluk kapsamındadır.
Bu bakımdan,
sigortalılara bireysel iş sözleşmesine veya toplu sözleşmeye dayanılarak ve
işveren tarafından sigortalının geçici bir görevle başka yere gönderilmesi veya
görev yerini değiştirmesi dolayısıyla verilen ve yolluk kavramına giren
ödemeler prime esas kazanca dahil edilmeyecektir.
1.9.2012 tarihli 28398 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren İşveren
Uygulama Tebliğinin 7.8-Prime Tabi Tutulmayacak Kazançlar” başlıklı maddesinin
“7.8.3-Görev Yollukları” başlıklı alt maddesinde yapılan açıklamada 6245 sayılı
Harcırah Kanununa atıfta bulunulmuş ise de yapılan atıf, görev yolluğu kavramı
kapsamına giren ödemelerin neler olduğunun belirtilmesinden ibaret olup,
sigortalının görevli bulunduğu yerden geçici bir görevle başka yerlere
gönderilmesi veya görev yerinin değiştirilmesi dolayısıyla yol masrafı,
gündelik (yevmiye), yer değiştirme masrafı olarak duruma bağlı yapılan
ödemelerdir ve “görev yolluğu” olarak yapılan bu ödemelerin belge ile
kanıtlanması halinde prime esas kazanca dahil edilmemesi gerekmektedir.
Yol yardımı
ya da yol parası ise sigortalıya işe gidip gelebilmesinde destek olarak verilen
ek bir ödeme olup; söz konusu ödemenin 5510 sayılı Kanunun 80. maddenin birinci
fıkrasının (c) bendinde belirtildiği şekilde "(b) bendinde belirtilen
istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım
yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemeler prime esas kazanca tabi tutulur.”
hükmü gereği prime esas kazanca dahil edilmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda işe gelip gitmek amacıyla sigortalıya ödenen yol paraları bu
kapsama alınmayacak olup bu ödemelerin tamamı prime esas kazanca dahil
edilecektir.
Diğer
taraftan, sigortalıya yapılan bir ödemenin görev yolluğu mahiyetinde olduğunun
belge ile kanıtlanması gerektiğinden, bu durumu ispatlayacak görev yolluğu ile
ilgili evrakların işveren tarafından muhafaza edilmesi ve Kurumumuzca
istenildiğinde ibraz edilmesi gerekmektedir.
3.4- Seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya
kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödemeler ve keşif ücreti
6245 sayılı
Kanunun 1. maddesinde sayılan daire ve müesseselerde çalışan sigortalılardan,
arazi üzerinde seyyar olarak vazife gören işçilere ilgililerin belediye
hudutları haricinde ve belirli bir görev sahası dahilinde, seyyar olarak
yaptıkları vazifenin gerektirdiği masrafların karşılığını teşkil etmek üzere
6245 sayılı Kanunun 49. maddesine göre ödenen seyyar görev tazminatı, sigorta
primine esas kazanca dahil edilmeyecektir.
İş
akdinin feshi veya çeşitli sebeplerle işten ayrılan işçilere işveren tarafından
bir defaya mahsus olmak üzere ödenen kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya
kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödemeler ve keşif ücreti; prime esas
kazancın hesaplanması sırasında dikkate alınmayacaktır.
Ancak, yukarıda belirtilen ödemeleri kanıtlayıcı nitelikteki belgeler,
gerektiğinde denetim elemanlarına ibraz edilecektir.
3.5- İhbar tazminatı
4857 sayılı
Kanunun 17. maddesinde, belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce
durumun diğer tarafa bildirilmesi gerektiği, işçinin kıdemine göre değişen süreler
sonunda iş sözleşmesinin feshedilmiş sayılacağı, bildirim şartına uymayan
tarafın, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminatı (ihbar tazminatı)
ödemek zorunda olduğu belirtilmiştir. Bu durumda sigortalının işyeri ile hukuki
ilişkisi iş sözleşmesinin feshi ile sona ermiş
olduğundan, ödenen tazminat, ücret niteliğinde olmadığı için prime esas kazanca
da dahil
edilemeyecektir.
Ayrıca,
işverenin bildirim şartına uymaması veya bildirim süresine ait ücreti peşin
ödeyerek sözleşmeyi feshetmesi, 4857 sayılı İş Kanununun 18, 19, 20 ve 21.
maddeleri hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceğinden, İş Kanununun
18. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 18, 19, 20 ve 21. maddelerinin
uygulama alanı dışında kalan işçilerin iş sözleşmesinin, fesih hakkının kötüye
kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işçiye bildirim süresinin üç katı
tutarında tazminat ödenmesi gerekmektedir. Bu durumda da işçinin işyeri ile
olan hukuki bağı, iş sözleşmesinin feshi ile sona erdiğinden, işçiye ödenen
kötü niyet tazminatı prime esas kazanca da dahil edilemeyecektir.
Ancak, işçiye
bildirim süresince iş araması için belli bir süre izin verilmesi İş Kanununun
gereği olup, bu süre zarfında işçi-işveren arasındaki hukuki bağ sona
ermediğinden bildirim süresi içinde işçinin aldığı ücretler prime esas kazanca
da dahil edilecektir.
Aynı
şekilde 4857 sayılı Kanun dışında 6098 sayılı Borçlar Kanunu ve diğer Kanunlara
tabi çalışanlara kendi mevzuatlarında yer alan düzenlemeleri uyarınca yapılacak
benzer nitelikteki ihbar tazminatı ödemeleri de ücret niteliğinde olmadığı için
prime esas kazanca dahil edilemeyecektir. Ancak bu Kanunlara göre işçiye
bildirim süresince iş araması için belli bir süre izin verilmesi ve bu süre
zarfında işçi-işveren arasındaki hukuki bağ sona ermediğinden bildirim süresi
içinde işçinin aldığı ücretler prime esas kazanca da dahil edilecektir.
3.6- Kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı)
İşyerlerinde
para veya kıymetli evrak ya da eşya muhafazası ile görevli bulunan
sigortalılara muhtemel açıkları kapatmak amacıyla işverenler tarafından ödenen
kasa tazminatları, ücret niteliğinde sayılamayacağından, prime esas kazançtan
istisna tutulması gerekmektedir.
Ancak, kasa tazminatı niteliğinde olan ödemelerin para ve kıymetli evrak veyahut
eşya muhafazası ile görevli bulunan sigortalıya ödenmesi gerektiğinden, bu tür
sorumluluğu bulunmayan sigortalılara bu nitelikte bir ödemenin yapılması
halinde söz konusu ödemeler prime esas kazanca dahil edilecektir.
3.7- Kanunda istisna olarak sayılmayan diğer ödemeler
5510 sayılı
Kanunun değişik 80. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, (b) bendinde
belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemelerin
prime tabi tutulacağı ve diğer kanunlardaki prime tabi tutulmaması gerektiğine
dair muafiyet ve istisnaların 5510 sayılı Kanunun uygulanmasında dikkate
alınmayacağı öngörüldüğünden, sigortalılara yakacak, temizlik, aydınlatma ve
benzeri nitelikte yapılan giderler yahut tahsil veya mesken yardımı gibi
kanunda ismen sayılmayan bu tür ödemelerin tamamı, (ödeme her ne adla yapılırsa
yapılsın) ödendiği ayın kazancına ilave edilmek suretiyle prime tabi
tutulacaktır.
Öte
yandan, Kanundaki “diğer kanunlardaki prime tabi tutulmaması gerektiğine dair
muafiyet ve istisnaların 5510 sayılı Kanunun uygulanmasında dikkate
alınmayacağı “hükmüne istinaden 6772 sayılı “Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde
Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkında Kanun”a istinaden ödenmekte
olan ikramiyeler prime tabi tutulacağı gibi, İş Kanununun 61. maddesindeki
istisnai hüküm üzerinde durulmaksızın yıllık
izin ücretlerinin tamamı da sigorta ve genel sağlık sigortası primine esas
kazançlara
dahil edilecektir.
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM
Kanunun
4. Maddesinin Birinci Fıkrasının (a) Bendi Kapsamındaki Sigortalılar Yönünden
Prime Esasların Kazançların Belirlenmesinde Diğer Hususlar
1-İşverenlere yönelik olarak açılan alacak davalarında
alınan kararlara ilişkin yapılacak işlemler
Bilindiği
üzere Kurumumuzun taraf olduğu hizmet tespit davalarında karara bağlanan
süreler sigortalılık hizmeti olarak işleme alınmakta olup, işverenlere yönelik
olarak açılan alacak davalarında alınan kararlara ilişkin aşağıdaki şekilde
işlem yapılacaktır.
1.1-Alacak davaları yönünden
Alacak davasına konu olan dönemlerde sigortalı bildirimi yoksa: Mahkeme kararlarında, alacak davasına konu olan dönemlerde
sigortalılık bildiriminin bulunmadığının anlaşılması halinde mahkemede karar
verilen alacak tutarları için her hangi bir işlem yapılmayacak, başka bir ifade
ile dava konusu sürelerde davacı kişinin sigortalılık bildiriminin bulunmadığının
tespiti halinde, işverenlerden aylık prim ve hizmet belgesi istenmeyecek veya
bu belgeler ünitelerimizce re’sen düzenlenmeyecektir. Öte yandan mahkeme
kararlarında her ne kadar alacak davasına konu olan dönemlerde sigortalılık
bildiriminin bulunmadığı anlaşılmış olsa da ilgili dönem veya dönemler için
karar verilen alacak tutarları alacak davasına konu olan kişler arasında bir
çalışma ilişkisinin bulunabileceğine karine oluşturduğundan gerekli incelemenin
yapılması amacıyla konu Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarına havale
edilecek ve düzenlenecek rapora göre işlem yapılacaktır.
Alacak davasına konu olan dönemlerde sigortalı bildirimi varsa: İşverenler tarafından sigortalı bildirimi yapıldığı halde,
kazançlarının eksik ödendiğini ileri süren sigortalılarca, işverenleri aleyhine
açılan alacak davalarında, mahkemelerce alacak tutarına ilişkin kararların
verilmiş olması halinde alacak davalarına ilişkin mahkeme kararları, prime esas
kazanca tabi olan ücret ve ücret dışı alacaklar yönünden işleme alınacaktır.
Alacak davasına konu olan dönemlere ilişkin kazançların ücret olması
halinde:
Öncelikli
olarak mahkeme kararında dönemler belliyse ücret kazançları ilgili aylara mal
edilecektir. Ücretin dönemi belli değilse mahkemeden konu hakkında bilgi
alınacaktır. Söz konusu ücret alacaklarının dönemleri mahkemeden temin edilmesi
halinde ilgili aylara temin edilememesi halinde ise alacak davasına konu olan
dönemdeki sigortalılık bildirimi yapılan son ayın, kazancına mal edilecektir.
Alacak davasına konu olan dönemlere ilişkin kazançların ücret dışı
olması halinde:
5510 sayılı
Kanunun 80. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi gereği, toplu iş
sözleşmelerine tabi işyerleri işverenlerince veya kamu idareleri veya yargı
mercilerince verilen kararlara istinaden, sonradan ödenen ücret dışındaki
ödemelerin hizmet akdinin mevcut olmadığı veya askıda olduğu bir tarihte
ödenmesi durumunda, 82. madde hükmü de nazara alınmak suretiyle prime esas
kazancın tabi olduğu en son ayın kazancına dahil edileceğinden, alacak davasına
konu olan ücret dışı ödemelerin öncelikli olarak hizmet akdi devam ediyorsa ödendiği ayın kazancına, hizmet akdi askıdaysa veya devam
etmiyorsa prime esas
kazancın tabii olduğu en son ayın
kazancına mal edilecektir.
Mahkeme kararındaki ücret ve ücret dışı ödemenin birlikte bildirilmesi(
ayrıştırılmaması) halinde:
Mahkemeden ücret ve ücret dışı ödemelerin ayrı ayrı miktarları ve hangi
aylara ait olduğu istenecek, bildirilmesi halinde ücret ve ücret dışı
alacaklara uygulanan işlemler yapılacak, bildirilmemesi halinde ise ücret ve
ücret dışı ödemelerin toplamı alacak davasına konu olan dönemde prime esas
kazanç bildirimi yapılan en son ayın kazancına mal edilecektir.
1.2-Bahsekonu mahkeme kararlarına istinaden sosyal güvenlik il müdürlüklerince/sosyal
güvenlik merkezlerince yapılacak diğer işlemler
Kuruma eksik bildirim yapıldığı mahkeme kararınca tespit edilen sigortalılara ilişkin
prime esas kazanca ait prim belgelerinin bir aylık süre içinde düzenlenerek
Kuruma verilmesine ilişkin yazı 7201 sayılı Kanuna göre işverenlere tebliğ
edilecek,
İşverenlerce,
söz konusu belgelerin bir aylık süre içinde Kuruma verilmemesi halinde, bir
aylık sürenin bitimini müteakip ünitece ilgili belgeler re’sen düzenlenecek ve
muhteviyatı sigorta prim borçları 7201 sayılı Kanuna göre işverenlere tebliğ
edilecek,
Tebliğin
alındığı tarihten itibaren bir aylık süre içinde itirazda bulunulması halinde
ise, itiraz Ünitedeki “Prim Tahakkuk İtiraz Komisyonu” tarafından
değerlendirilecek,
Komisyonca alınan karar 7201 sayılı Kanuna veya 5510 sayılı Kanunun 88.
maddesinin yirmi üçüncü fıkrasında yer alan hükümler dikkate alınarak
işverenlere tebliğ edilecektir.
2-657 sayılı Kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi
uyarınca istihdam edilen sözleşmeli personele yapılan ek ödemelerden sigorta
primi kesintisi yapılıp yapılmayacağı
Bilindiği
üzere, 209 sayılı Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurumları ile Esenlendirme
(Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanunun 5.
maddesinin 2.10.2011 tarihli, 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi
ile değişik ikinci fıkrasında;
“
(…) Sözleşmeli olarak istihdam edilen personele yapılacak ek ödemenin tutarı
ise, aynı birimde aynı unvanlı kadroda çalışan ve hizmet yılı aynı olan emsali
personel esas alınarak belirlenir ve bunlara yapılacak ek ödeme hiçbir şekilde
emsaline yapılabilecek ek ödeme üst sınırını geçemez. Bu fıkra uyarınca
personele her ay yapılacak ek ödeme net tutarı, 375 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin Ek-9'uncu maddesi uyarınca kadro ve görev unvanı veya pozisyon
unvanı itibarıyla belirlenmiş olan ek ödeme net tutarından az olamaz. Bu madde
uyarınca yapılacak ödeme sigorta prim kesintisine tabi tutulmaz."
666 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameye eklenen Ek-9'uncu maddesinin dokuzuncu fıkrasında ise;
“Kadro
karşılığı sözleşmeli personel ile 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli
(II) sayılı Cetvele dahil pozisyonlarda istihdam edilen sözleşmeli personel
hariç olmak üzere, çeşitli statülerde istihdam edilen sözleşmeli personele,
çalıştıkları birim ve bulundukları pozisyon unvanı itibarıyla aynı veya benzer
unvanlı memur kadrosunda çalışan, hizmet yılı ve öğrenim durumu aynı olan
emsali personel için belirlenmiş olan ek ödeme oranını aşmamak üzere, statüleri
ile mali haklar kapsamında yapılan her türlü ödemeler dahil almakta oldukları
toplam ödeme tutarları gibi kriterler birlikte veya ayrı ayrı dikkate alınarak
bu madde hükümleri çerçevesinde ek ödeme yapılıp yapılmayacağını, yapılacak ek
ödeme oranını sözleşme ücreti ile ilişkilendirilmeksizin belirlemeye, Maliye
Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu yetkilidir. Bu ödeme tutarı damga
vergisi hariç herhangi bir vergi ve sigorta prim kesintisine tabi tutulmaz.”
hükümleri
yer almaktadır.
Diğer
taraftan, 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 8. maddesinin (e) bendinde; bu
kanun hükmünde kararnamenin diğer hükümlerinin (diğer bentlerde sayılan
hükümleri hariç olmak üzere) 15.1.2012 tarihinde yürürlüğe gireceği, hükme
bağlanmış bulunmaktadır.
Bu bağlamda,
gerek 666 sayılı Kanun hükmünde Kararnamenin 5. maddesi ile 209 sayılı Kanunun
5. maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik gerekse de 1. maddesi ile
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen Ek-9. maddenin 9. fıkrası 15.1.2012
tarihinden itibaren hüküm ifade ettiğinden çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında
657 sayılı Kanunun 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli olarak istihdam edilen
personele yukarıda belirtilen kanunun ve kanun hükmünde kararnamenin ilgili
maddeleri gereğince yapılan ek ödemeler anılan tarihten itibaren sigorta
primine tabi tutulmayacaktır.
Bu tarihten sonra sigorta primine tabi
tutulan ve işverenlerince iadesi talep edilen
sigorta primleri için işverenlerin günsüz ek/iptal aylık prim ve hizmet
belgeleri, ilgili personele aylık ücretlerin ayın 1’i ila 30’u arasında
ödeniyor olması halinde 15.1.2012 tarihinden, ayın 14-15’i arasında ödeniyor
olması halinde 2012/Ocak ayından itibaren düzenlenecek, kesinti yapılan
primlerin sigortalı hissesi sigortalılara, işveren hissesi ise öncelikle
işverenin (varsa) borçlarına mahsup edilecek yoksa iade edilecektir.
3-Altın bedellerinin prime tabi olup olmayacakları
Ayni yardım yiyecek, giyinme, ısınma vb. doğrudan sigortalının
ihtiyacını gidermeye yönelik para olarak değil de mal veya hizmet olarak
yapılan yardımlardır. Sigortalısına giyim yardımı adı altında nakit ödeme yapan
işverenin bu yardımı ayni yardım değil nakdi yardım olacağından sigorta primine
tabi tutulması gerekmektedir. Ayni yardımları diğer yardımlardan ayıran bir
diğer özellik de işçiye sağlanan bir menfaat olmasına karşılık bordroya dahil
olmamasıdır. Dolayısıyla ayni değil nakdi olarak yapılan bir yardımın bordroda
gösterilmesi prime tabi tutulmasını gerektiren bir diğer gerekçe olarak
gösterilmektedir.
Altının
günlük değerinin belli olması ve her an piyasasında kolayca nakde
dönüştürülebileceği ve bu sayede satın alma alternatifi sağlayacağı göz önüne
alındığında altın olarak yapılan ödemeler nakit yardım olarak değerlendirilmesi
sonucunda hatıra altınlarının sosyal veya kişisel bir ihtiyacın karşılanması
maksadıyla verilmemiş olması, hatıra altınlarının tıpkı para gibi alışverişte
kullanılabilecek bir ödeme aracı olması nedeniyle, hatıra altın tutarlarının
ücret ödeme bordrolarına yansıtılmış olan bedeller üzerinden ilgili ayda
sigorta primine esas kazanç tutarına dahil edilmesi, sigortalılara hatıra altın
verildiğinin tespit edilmesi ancak ödeme bordrosunda gösterilmediği durumlarda
altının verildiği ayın son günündeki Merkez Bankası satış fiyatı üzerinden
hesaplanacak miktarının sigorta primine esas kazanç tutarına dahil edilmesi
gerekmektedir.
Bu itibarla sigortalılara işverenlerince 1.6.2016 tarihinden sonra, bayram,
yılbaşı, 25.,
30. veya 50. hizmet yılı gibi nedenlerle verilen
altınların bedelleri sigorta primine esas kazanç
olarak kabul edilerek sigorta primine tabi tutulacaktır.
4- İş akdinin ikale (bozma) suretiyle sonlanması halinde
yapılacak ödemelerin sigorta primine esas kazanca dahil edilip edilmeyeceği ve
ikale (bozma) tazminatı adı altında yapılan ödemelerin kıdem tazminatı
mahiyetindeki toplu ödemeler kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği
İkale
sözleşmesi bozma ya da fesih sözleşmesi olarak değerlendirilmekte ve
“Sözleşmeyi ortadan kaldırma sözleşmesi” veya “Taraflar arasındaki mevcut bir
borç ilişkisinin, kısmen veya tamamen ortadan kaldırılması amacıyla yapılan
sözleşme” şeklinde tanımlanabilmektedir.
5510 sayılı
Kanunun 80. maddesinin birinci fıkrasında (b) bendinde sayma yolu ile bir kısım
ödemelerin prime esas kazanca tabi tutulmayacağı düzenlenmiş, (c) bendinde ise
bu istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemelerin ve ayni
yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemelerin prime esas kazanca tabi
olacağı kabul edilmiştir.
Bu itibarla, 5510 sayılı Kanunun 80. maddesinin birinci fıkrasında (b) bendinde,
kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, iş sonu tazminatı, veya kıdem tazminatı
mahiyetindeki toplu ödemelerin, prime esas kazanca tabi tutulmayacağı, ancak
kanunda sayılan istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm
ödemelerin ve ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi ödemelerin prime
esas kazanca tabi olacağı düzenlendiğinden, iş akdinin ikale(bozma) ile sona
ermesi durumunda; Bozma Sözleşmesi ile kararlaştırılan ikale bedelinin hangi
kalem alacakları/ tazminatları kapsadığının belirtilmesi ve bu
alacaklar/tazminatlar Kanunun 80. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde
istisna tutulan ödemeler arasında yer alıyorsa sigorta primine esas kazanca
dahil edilmeyecek, bu istisnalar dışında her ne adla yapılırsa yapılsın tüm ödemeler
prime esas kazanca dahil edilecektir. Ancak ikale sözleşmesi ile
kararlaştırılan ikale bedelinin hangi kalem alacakları/tazminatları kapsadığına
yer verilmemesi başka bir deyişle ayrım yapılmaması halinde bu defa ikale
bedeli adı altında yapılan tüm ödemeler sigorta primine tabi tutulacaktır.
5- Alışveriş veya hediye çeki/kartı/fişleri ile çalışanlar için
ayni yardım adı altında üçüncü kişilere yapılan diğer ödemelerin prime tabi
tutulup tutulmayacağı
Alışveriş/hediye
çekleri, hamiline üzerinde yazılı tutar kadar alışveriş yapma imkânı sağlayan
bir ödeme aracı olup, bu çekler sigortalılara, gördükleri işe karşılık
olmaksızın, belli ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak işverenler
tarafından yardım amaçlı verilmekte ve sadece ayakkabı, giyim, erzak v.b. gibi
çekte belirtilen ihtiyaca karşılık çek hamiline alışveriş yapma imkanı
sağlamaktadır. Dolayısıyla alışveriş/hediye çeklerinin ücret ya da ücret
niteliğinde kazanç kavramı içinde yer almadıkları dikkate alınarak,
işverenlerin sigortalılara vermiş oldukları alışveriş/hediye çekleri prime esas
kazanç kapsamında değerlendirilemeyecektir.
Bu doğrultuda
işverenlerce sigortalıları için üçüncü kişilere yapılan ödemeler sonucunda
sigortalısının paradan gayrı maddi olarak yararlanmış olduğu alışveriş çekleri,
kira ödemeleri, okul öğrenim tutarları, kreş gibi kalemlere ilişkin ödemelerin
bulunması halinde söz konusu ödemeler sigortalıya doğrudan yapılan bir ödeme
olmadığından 5510 sayılı Kanunun 80. maddesi kapsamında prime tabi
tutulmayacaktır. Ancak hayatın olağan akışına aykırı muvazaalı uygulamaların
tespit edilmesi durumunda yukarıda niteliği belirtilen bu ödemeler prime esas
kazanca dahil edilecektir.
Örnek 1: (A) firması tarafından çalışan sigortalıların çocuklarına
firmanın bulunduğu yerde kreş hizmeti verilmekte olup söz konusu eğitim hizmeti
(B) okulundan fatura karşılığı alınmakta ve ilgili okulun banka hesabına
doğrudan firma tarafından yatırılmaktadır. Bu itibarla, çalışanların çocukları için
işveren tarafından okula yapılan ödemeler, sigortalıya doğrudan yapılan bir
ödeme olmadığından prime esas kazanç kapsamında değerlendirilemeyecektir.
6- 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun 8. maddesinin 7. fıkrası
kapsamında yapılan ödeme ile 5947 sayılı Kanunun 10. maddesi ile 657 sayılı
Kanunun Ek-33. maddesinde düzenlenen; sözleşmeli personele ödenen nöbet
ücretinin prime tabi tutulup tutulmayacağı
6331 sayılı
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun 8. maddesinin 7. fıkrasında; "Kamu kurum
ve kuruluşlarında ilgili mevzuata göre çalıştırılan işyeri hekimi veya iş
güvenliği uzmanı olma niteliğini haiz personel, gerekli belgeye sahip olmaları
şartıyla asli görevlerinin yanında, belirlenen çalışma süresine riayet ederek
çalışmakta oldukları kurumda veya ilgili personelin muvafakati ve üst
yöneticinin onayı ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görevlendirilebilir.
Bu şekilde görevlendirilecek personele, görev yaptığı her saat için (200)
gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı tutarında ilave ödeme,
hizmet alan kurum tarafından yapılır. Bu ödemeden damga vergisi hariç herhangi
bir kesinti yapılmaz. Bu durumdaki görevlendirmeye ilişkin ilave ödemelerde,
günlük mesai saatlerine bağlı kalmak kaydıyla, aylık toplam seksen saatten
fazla olan görevlendirmeler dikkate alınmaz."
Hükmünü
içermektedir.
Diğer
yandan 5947 sayılı Kanunun 10. maddesi ile 657 sayılı Kanunun Ek 33. maddesinde
yapılan düzenlemeyle;
“
Yataklı tedavi kurumları, seyyar hastaneler, ağız ve diş sağlığı merkezleri,
aile sağlığı merkezleri, toplum sağlığı merkezleri ve 112 acil sağlık hizmetlerinde
haftalık çalışma süresi dışında normal, acil veya branş nöbeti tutarak, bu
nöbet karşılığında kurumunca izin kullanmasına müsaade edilmeyen memurlar ile
sözleşmeli personele, izin suretiyle karşılanamayan her bir nöbet saati için
(nöbet süresi kesintisiz 6 saatten az olmamak üzere), aşağıda gösterilen
gösterge rakamlarının aylık katsayısı ile çarpılması sonucu hesaplanacak
tutarda nöbet ücreti ödenir. Bu ücret yoğun bakım, acil servis ve 112 acil
sağlık hizmetlerinde tutulan söz konusu nöbetler için yüzde elli oranında
artırımlı ödenir. Ancak ayda aile sağlığı ve toplum sağlığı merkezlerinde 60
saatten, diğer yerlerde ve hiçbir şekilde 130 saatten fazlası için ödeme
yapılmaz. Bu ücret damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi
tutulmaz.”
Hükmü
getirilmiştir.
Kanunun 80. maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde sırasıyla
“b)
Ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar
görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki
toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Kurumca tutarları
yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler
tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik
sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30’unu geçmeyen özel sağlık
sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları, prime esas
kazanca tabi tutulmaz.
c) (b) bendinde belirtilen istisnalar
dışında her ne adla yapılırsa
yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere yapılan nakdi
ödemeler prime esas kazanca tabi tutulur. Diğer kanunlardaki prime tabi
tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve istisnalar bu Kanunun uygulanmasında
dikkate alınmaz.”
Düzenlemeleri
yer almaktadır.
Bu doğrultuda
5510 sayılı Kanunun 80. maddesinin (b) bendinde, sigorta primine esas kazanca
dahil edilmeyecek ödemeler ayrı ayrı ve sınırlı olarak belirtildiğinden ve (c)
bendinde de anılan bentde sayılan ödemeler dışında kalan ve her ne ad altında
yapılırsa yapılsın ödenen tutarların tamamının sigorta primine esas kazanca
ilave edilmesi hükmüne istinaden 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun 8.
maddesinin 7. fıkrası kapsamında sigortalılar yapılan ödemeler ile 5947 sayılı
Kanunun 10. maddesi ile 657 sayılı Kanunun Ek 33. maddesinde düzenlenen;
sözleşmeli personele ödenen nöbet ücretleri prime esas kazanca dahil
edilecektir.
7- Huzur hakkı ödemelerinin prime tabi olup olmadığı
Uygulamada bazı görevlerin komisyon, komite, idare heyeti gibi organların
toplantılarına iştirak edilmek suretiyle yapıldığı ve iştirak edenlere toplantı
veya saat başına huzur hakkı adı altında para ödendiği durumlar ortaya
çıkabilmektedir.
Bu kapsamda huzur hakkı adı altında yapılan ödemelerin prime tabii olup olmadığı
hususu sigortalıların statüsüne göre belirlenecek olup huzur hakkı ödenen veya
ödenecek yerde 5510 sayılı Kanunun 4-1/a maddesi kapsamında hizmet akdine bağlı
olarak çalışıyorlarsa, bu kişilere yapılan huzur hakkı ödemeleri sigorta
primine tabi tutulacaktır.
8-Asgari geçim indiriminin prime tabi olup olmadığı
Asgari geçim indirimi (AGİ) uygulaması, sigortalının brüt ücreti
üzerinden kesilen sigorta primi (sigortalı hissesi) tutarı düşüldükten sonra
kalan vergiye esas tutardan (matrahtan) kesilmesi ve maliyeye ödenmesi gereken
gelir vergisinden, aylık bazda mahsup edilmesi gereken asgari geçim indirimi
tutarının düşülmesini ve kalanın (olması halinde) maliyeye ödenmesini öngören
bir uygulamadır.
Asgari geçim indirimi devletin, bir işçinin kendisi ve bakmakla
yükümlü olduğu kişiler için uyguladığı gelir vergisi indirimidir. Diğer bir
tanımla AGİ on altı yaşını doldurmuş her çalışanın kazanılan gelirinin bir
kısmının vergiden muhaf tutulmasıdır. AGİ hesaplanırken çalışanın medeni
durumu, varsa eşin çalışma durumu, çocuk sayısı ve çocukların yaşları dikkate
alınır. Bu indirim her sene yeniden hesaplanarak yayınlanır.
AGİ
işçinin yasal hakkıdır. İşverenin işçiye AGİ vermemesi söz konusu olamaz. Yani
bu tutar işverenin ödediği değil işçinin gelirinden maliyeye ödenmesi gereken
gelir vergisinin tutarından mahsup edilen kısmının işçiye iadesi olduğundan, bu
tutarın işverence yapılan bir ödeme olarak değerlendirilmemesi gerekmektedir.
Dolayısıyla
işçiye kendi ödeyeceği gelir vergisinden mahsup edilerek iade edilen AGİ nin
zaten brüt ücreti üzerinden sigorta primi kesintisi yapılmış olan sigortalının
prime esas kazancına ayrıca bir kez daha ilave edilerek prime tabi tutulması
mükerrer sigorta primi tahakkukunu gerektirecektir.
9-5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi
Hakkında Kanun ile 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunun
Desteklenmesi Hakkında Kanun uyarınca net ücret alan sigortalıların prime esas
kazancının hesaplanması
Bilindiği
üzere, 12.3.2008 tarihli, 26814 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren
5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında
Kanunun 3. maddesinde;
(2) Gelir vergisi stopajı teşviki:
Kamu personeli hariç olmak üzere teknoloji merkezi işletmelerinde, Ar-Ge
merkezlerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan veya teknoloji
geliştirme projesi anlaşmaları kapsamında uluslararası kurumlardan ya da kamu
kurum ve kuruluşlarından Ar-Ge projelerini desteklemek amacıyla fon veya kredi
kullanan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen ya da
TÜBİTAK tarafından yürütülen Ar-Ge ve yenilik projelerinde, teknogirişim
sermaye desteklerinden yararlanan işletmelerde ve rekabet öncesi işbirliği
projelerinde çalışan Ar-Ge ve destek personeli ile bu Kanun kapsamında yukarıda
sayılan kurum ve kuruluşlar tarafından desteklenen tasarım projelerinde ve
tasarım merkezlerinde çalışan tasarım ve destek personelinin; bu çalışmaları
karşılığında elde ettikleri ücretlerinin doktoralı olanlar ile temel bilimler
alanlarından birinde en az yüksek lisans derecesine sahip olanlar için yüzde
doksan beşi, yüksek lisanslı olanlar ile temel bilimler alanlarından birinde
lisans derecesine sahip olanlar için yüzde doksanı ve diğerleri için yüzde
sekseni gelir vergisinden müstesnadır. (Ek cümleler: 16.2.2016-6676/28 md.) Hak kazanılmış hafta tatili ve yıllık ücretli izin
süreleri ile 17.3.1981 tarihli ve 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller
Hakkında Kanunda belirtilen tatil günlerine isabet eden ücretler de bu istisna
kapsamındadır. Haftalık kırk beş saatin üzerindeki ve ek çalışma sürelerine
ilişkin ücretler bu istisnadan faydalanamaz. Ar-Ge veya tasarım merkezlerinde
çalışan Ar-Ge veya tasarım personelinin bu merkezlerde yürüttüğü projelerle
doğrudan ilgili olmak şartıyla, proje kapsamındaki faaliyetlerin bir kısmının
Ar-Ge veya tasarım merkezi dışında yürütülmesinin zorunlu olduğu durumlarda,
Ar-Ge veya tasarım merkezi yönetiminin onayının alınması ve Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığının bilgilendirilmesi kaydıyla, merkez dışındaki bu
faaliyetlere ilişkin ücretlerin yüzde yüzünü aşmamak şartıyla Cumhurbaşkanınca
ayrı ayrı veya birlikte belirlenecek kısmı ile Ar-Ge veya tasarım merkezlerinde
en az bir yıl süreyle çalışan Ar-Ge veya tasarım personelinin yüksek lisans
yapanlar için bir buçuk yılı, doktora yapanlar için iki yılı geçmemek üzere
merkez dışında geçirdiği sürelere ilişkin ücretlerin yüzde yüzünü aşmamak
şartıyla Cumhurbaşkanınca ayrı ayrı veya birlikte belirlenecek kısmı gelir
vergisi stopajı teşviki kapsamında değerlendirilir.
06.07.2001 tarihli, 24454 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 4691 sayılı
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunun Desteklenmesi Hakkında Kanunun Geçici 2.
maddesinin üçüncü fıkrasında;
Bölgede
çalışan; AR-GE, tasarım ve destek personelinin bu görevleri ile ilgili ücretleri
31.12.2023 tarihine kadar her türlü vergiden müstesnadır. Gelir vergisi stopajı
ve sigorta primi işveren hissesine ilişkin teşviklerden yararlanacak olan
destek personeli sayısı, AR-GE ve tasarım personeli sayısının yüzde onunu
aşamaz. Hak kazanılmış hafta tatili ve yıllık ücretli izin süreleri ile 17.3.1981
tarihli ve 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunda
belirtilen tatil günlerine isabet eden ücretler de bu istisna kapsamındadır.
Haftalık kırk beş saatin üzerindeki ve ek çalışma sürelerine ilişkin ücretler
bu istisnadan faydalanamaz. Yönetici şirket, ücreti gelir vergisi istisnasından
yararlanan kişilerin Bölgede fiilen çalışıp çalışmadığını denetler. Ancak,
Bölgede yer alan işletmelerde çalışan AR-GE ve tasarım personelinin bu
Bölgelerde yürüttüğü projelerle doğrudan ilgili olmak şartıyla, proje
kapsamındaki faaliyetlerin bir kısmının Bölge dışında yürütülmesinin zorunlu
olduğu durumlarda Bölge dışındaki bu faaliyetlere ilişkin ücretlerinin yüzde
yüzünü aşmamak şartıyla Cumhurbaşkanınca ayrı ayrı veya birlikte belirlenecek
kısmı ile Bölgede yer alan işletmelerde en az bir yıl süreyle çalışan AR-GE ve
tasarım personelinin yüksek lisans yapanlar için bir buçuk yılı, doktora
yapanlar için iki yılı geçmemek üzere Bölge dışında geçirdiği sürelere ilişkin
ücretlerin yüzde yüzünü aşmamak şartıyla Cumhurbaşkanınca ayrı ayrı veya
birlikte belirlenecek kısmı, gelir vergisi stopajı teşviki kapsamında
değerlendirilir. Bu kapsamda teşvikten yararlanılması için Bölge yönetici
şirketinin onayının alınması ve Bakanlığın bilgilendirilmesi zorunludur.
Yönetici şirketin onayı ile Bölge dışında geçirilen sürenin Bölgede yürütülen
görevle ilgili olmadığının tespit edilmesi halinde, ziyaa uğratılan vergi ve
buna ilişkin cezalardan ilgili işletme sorumludur.
hükümlerine
yer verilmiştir.
Bu kapsamda, gerek 5746 sayılı Kanun, gerekse 4691 sayılı Kanun uyarınca gelir teşviki
uygulaması söz konusu olduğundan, net ücret sistemine göre çalıştırılan
sigortalıların 5510 sayılı Kanuna göre prime esas kazancının hesaplanmasına
ilişkin usul ve esaslar aşağıda açıklanmıştır.
9.1-5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi
Hakkında Kanun uyarınca prime esas kazancın hesaplanması
Araştırma,
Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesine İlişkin Uygulama ve
Denetim Yönetmeliğinin “Gelir vergisi stopajı teşviki uygulaması” başlıklı 10.
maddesinin ikinci fıkrasına göre 5746 sayılı Kanunun 3. maddesinin ikinci
fıkrasında belirtilen Ar-Ge, tasarım ve destek personelinin ücretlerine ilişkin
teşvik, Gelir Vergisi Kanununun geçici 75. maddesinde yer alan düzenlemeye
göre, 31.12.2023 tarihine kadar vergiden müstesna tutulması yerine, muhtasar
beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden asgari geçim indirimi uygulandıktan
sonra terkin edilerek uygulanmaktadır.
Aynı
şekilde, 5746 Sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin
Desteklenmesi Hakkında Kanun Genel Tebliğinin “Uygulama esasları” başlıklı 3.
maddesinin onaltıncı fıkrasına göre, Ar-Ge, tasarım ve destek personelinin
Ar-Ge, yenilik veya tasarım faaliyeti kapsamında fazla mesai dahil çalıştığı
süreye ilişkin ücret üzerinden hesaplanan vergi tutarına öncelikle 4.12.2007
tarihli ve 26720 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gelir Vergisi Genel
Tebliği’nde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde asgari geçim indirimi
uygulanacak olup asgari geçim indirimi mahsubu yapıldıktan sonra kalan gelir
vergisi tutarının doktoralı olanlar ile temel bilimler alanlarından birinde en
az yüksek lisans derecesine sahip olanlar için yüzde 95’i, yüksek lisanslı olanlar
ile temel bilimler alanlarından birinde lisans derecesine sahip olanlar için
yüzde 90’ı ve diğerleri için yüzde 80’i her bir personel bazında muhtasar
beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkine konu
edilecektir.
Bu madde hükümlerine, 5746 sayılı Kanun kapsamında Ar-Ge, tasarım ve
destek personelinin Ar-Ge, yenilik veya tasarım faaliyeti kapsamındaki
kazançları üzerinden gelir vergisi hesaplanmakta ancak hesaplanan bu tutar
muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkin
edilmektedir.
Diğer
taraftan sigortalının net ücreti, brüt ücretinden kanunen yapılması gereken kesintilerin
çıkarılması suretiyle bulunmaktadır. Dolayısıyla bir sigortalının net ücreti;
Net Ücret: Brüt Ücret-
Sosyal Sigorta Primi (İşçi payı) – İşsizlik Sigortası Primi (İşçi Payı) - Gelir
Vergisi-Damga Vergisi formülüyle ifade edilir..
Bu formül
vasıtasıyla net ücret sistemine göre çalıştırılan bir sigortalının brüt
ücretinin de hesaplanması mümkün bulunmaktadır. Buna göre;
Brüt Ücret: Net
Ücret+ Sosyal Sigorta Primi (İşçi payı) + İşsizlik Sigortası Primi (İşçi Payı)
+ Gelir Vergisi + Damga Vergisi formülüne göre hesaplanmaktadır.
5746 sayılı
Kanun kapsamında Ar-Ge, tasarım ve destek personelinin için için gelir vergisi
istisnası uygulanmadığından, net ücret sistemine göre çalıştırılan
sigortalıların brüt ücretleri (prime esas kazançları) hesaplanırken gelir
vergisi ve damga vergisi dikkate alınacaktır. Dolayısıyla, bu kapsamdaki
sigortalının brüt ücreti hesaplanırken;
Brüt
Ücret: Net Ücret+ Sosyal Sigorta Primi (İşçi payı) + İşsizlik Sigortası Primi
(İşçi Payı) + Gelir Vergisi + Damga Vergisi formülü esas alınacaktır.
Bu durumda,
A= Brüt Ücret
B= Net Ücret
Sigorta Primi İşçi Payı Toplam Tutarı=
(A x 15 ) = 15A
100 100
Gelir Vergisi Matrahı= A- 15A =
85A
100
100
Gelir Vergisi Tutarı = 85A x 15 = 1275A
100
100 10000
Damga Vergisi Tutarı = A x 759 = 759A
100000 100000
B= A- 15A - 1275A
- 759A
100
10000 100000
B= 100000A- 15000A- 12750A- 759A
100000
100000 B= 71491A
A= 100000B
71491
formülü
ile net ücretten brüt ücret hesaplanabilir.
*Asgari
Geçim İndirimi göz önünde bulundurulmamıştır.
**Vergi
dilimi %15 olarak dikkate alınmıştır.
Örnek
1: 5746 sayılı Kanun kapsamında Ar-Ge
çalışması olan ve net ücret sistemine göre çalışan sigortalının net ücretinin
8.000,00 TL olduğu varsayıldığında;
5746 AR-GE ÇALIŞANI İÇİN NET ÜCRETTEN BRÜT ÜCRET HESAPLAMA
Net Ücret |
8.000,00 |
Sigorta Primi İşçi
Payı(%14) |
1.566,63 |
İşsizlik Sigortası
Primi İşçi Payı (%1) |
111,90 |
Gelir Vergisi
Matrahı |
9.511,69 |
Gelir Vergisi (%15) |
1.426,75 |
Damga Vergisi |
84,93 |
Brüt Ücret (Prime
Esas Kazanç) |
11.190,22 |
*Asgari Geçim İndirimi göz önünde bulundurulmamıştır.
**Vergi
dilimi %15 olarak dikkate alınmıştır.
9.2-4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunun Desteklenmesi
Hakkında Kanun uyarınca prime esas kazancın hesaplanması
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinin “Muafiyet, indirim
ve istisnalar” başlıklı 35. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre;
-Bölgede
çalışan; Ar-Ge, tasarım ve destek personelinin bu görevleri ile ilgili
ücretlerinin 31.12.2023 tarihine kadar her türlü vergiden müstesna olduğu
-Hak kazanılmış hafta tatili ve yıllık ücretli izin süreleri ile 17.3.1981
tarihli ve 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunda
belirtilen tatil günlerine isabet eden ücretlerin de bu istisna kapsamında
olduğu,
-Haftalık
kırk beş saatin üzerindeki ve ek çalışma sürelerine ilişkin ücretlerin bu
istisnadan faydalanamadığı,
-Bölgede
çalışan personelin istisna kapsamı dışındaki net ücret ödemelerinin brüte iblağ
edilecek vergisinin hesaplanmasında Kanunla sağlanan vergi teşviklerinin
dikkate
alınmaması
gerektiği,
-Destek personelinin bu Kanun kapsamında elde ettiği ücret, prim, ikramiye ve benzeri ödemelerin
de istisna kapsamına dâhil olduğu,
Belirtilmiştir.
Bu madde hükümlerine, 4691 sayılı Kanun kapsamında teknoloji
geliştirme bölgesinde (Teknopark ya da Teknokent) çalışan Ar-Ge, tasarım ve
destek personelinin bu görevleri ile ilgili ücretleri 31.12.2023 tarihine kadar
her türlü vergiden müstesna olduğundan herhangi bir vergi kesintisi
yapılmamaktadır.
Dolayısıyla,
4691 sayılı Kanun kapsamında teknoloji geliştirme bölgesinde (Teknopark ya da
Teknokent) çalışan Ar-Ge, tasarım ve destek personelinin bu görevleri ile
ilgili ücretleri için gelir vergisi istisnası uygulandığından, net ücret
sistemine göre çalıştırılan sigortalıların brüt ücretleri (prime esas
kazançları) hesaplanırken gelir vergisi ve damga vergisi dikkate
alınmayacaktır.
Bu
bakımdan, 4691 sayılı Kanun kapsamında teknoloji geliştirme bölgesinde (Teknopark
ya da Teknokent) çalışan Ar-Ge, tasarım ve destek personelinin brüt ücreti hesaplanırken;
Brüt Ücret: Net
Ücret+ Sosyal Sigorta Primi (İşçi payı) + İşsizlik Sigortası Primi (İşçi Payı)
formülü esas alınacaktır.
Bu durumda;
A= Brüt Ücret
B= Net Ücret
Sigorta Primi İşçi Payı Toplam Tutarı= (A
x 15 ) =15A
100 100
B= A- 15A = 85A
100 100
100B= 85A
A= 100B
85
formülü
ile net ücretten brüt ücret hesaplanabilir.
*Asgari Geçim İndirimi göz önünde bulundurulmamıştır. **Vergi dilimi
%15 olarak dikkate alınmıştır.
Örnek
2: 4691 sayılı Kanun kapsamında Ar-Ge
çalışması olan ve net ücret sistemine göre çalışan sigortalının net ücretinin
8.000,00 TL olduğu varsayıldığında;
4961
AR-GE ÇALIŞANI İÇİN NET ÜCRETTEN BRÜT
ÜCRET HESAPLAMA (GELİR VERGİSİNDEN MUAF) |